Ajanstürk’ün Yönetim Kurulu Başkanı ve koleksiyoner Sarp Evliyagil, sanat ile küçük yaşlarda annesi sayesinde tanıştığını söylüyor. Evliyagil ile ilk aldığı eserden koleksiyonundaki parçalara, koleksiyonerliğinin ana motivasyonundan Müze Evliyagil ve Evliyagil Dolapdere’ye dek pek çok şey üzerine konuştuk.
Röportaj: Burcu Dimili

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?
Sanatla çok küçük yaşlarda annem Sevgi Evliyagil’in sanat sevgisi sayesinde tanıştım. 4-5 yaşımdayken annem, rahmetli Eşref Üren’den desen dersleri alırdı. Eşref Hoca’nın evimize gelişlerini hatırlıyorum.
İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?
İlk eserimi 23 yaşımda, 1993 yılında almıştım, küçük bir Nuri Abaç yağlı boya tablosuydu. 2004-2005 yıllarından sonra daha yoğun eser alımları yapmaya başladım.


Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz?
Koleksiyonum 1950 ile günümüz arası Türk modern ve çağdaş sanat eserlerinden oluşuyor. Bu tanımın mümkün olduğunca dışına çıkmıyorum.

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor?
Tam adedini bilmiyorum, 400 civarı eser var. Eserler daha çok Ankara‘daki evde bulunuyor. Ankara’da salonda 20-30 civarı eser asılı. Yerlerini sık değiştirmem. Hatta 2-3 sene hiç dokunmam. İstanbul’daki evde 15 civarı eser, iş yerimde de 8-10 eser asılı. Diğerleri müzemin deposunda ve şirket deposunda duruyor. Çocuklarımın odalarında kendilerine hediye olarak gelmiş birer küçük Mübin Orhon imzalı sulu boya eser asılı. Bizimkinde ise çok severek aldığım Valerio Adami’nin “Dört Mevsim” isimli litografi işi bulunuyor. Ankara’daki evin salonunda bir duvar portrelerden oluşuyor. Ayrıca iki adet Bedri Baykam ve iki adet Yüksel Arslan asılı. İstanbul’da ise Hakkı Anlı, Mübin Orhon ve Kemal Önsoy işleri mevcut.

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?
Koleksiyonu oluştururken profesyonel destek almıyorum. Takip ettiğim galeriler var. Bunların başında Ankara’da yerleşik olan Galeri Nev gelir. Ayrıca müze direktörümüz Can Akgümüş ile de fikir alışverişimiz olur.

“Bir eseri satın almadan evvel mutlaka fiziken görmek isterim”
Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz?
Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışımı değiştirmedi. Bir eseri eğer video art değilse, online mecrada görsem bile satın almadan evvel mutlaka fiziken görmek isterim.

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?
Eserin ardındaki sanatçıyı tanımamak çoğu zaman daha çok hoşuma gidiyor. Sanatçıyı tanıyınca benim için işin sihri biraz kaçırıyor. O nedenle arada galericinin olmasını tercih ediyorum.



Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?
En son 10 gün önce Erol Akyavaş’ın Bosna’daki, “Etnik Temizliğe Ağıt” isimli 1993 yılı litografi işini aldım.

Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler?
Koleksiyondan eserleri sergilemek ve toplumla paylaşmak için İncek’teki Müze Evliyagil’i kurdum.

“Koleksiyonerlere tavsiyem bol bol okumaları, müze ve galerileri gezmeleri”
Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak sanatçılar önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz?
Nilhan Sesalan, Zeynep Kayan, Çağrı Saray, Bengü Karaduman, Ferhat Özgür, SENA, Erdal Duman, Ali İbrahim Öcal, Gözde İlkin, Can Akgümüş, CANAN, Günnur Özsoy, Nermin Er, Can Küçük, Seza Paker, İnci Furni, Yaşam Şaşmazer, Erol Eskici, Memed Erdener, Serkan Demir, Nezaket Ekici, Kemal Seyhan, Özer Toraman, Yuşa Yalçıntaş, Ekin Saçlıoğlu, Deniz Aktaş ve Tiraje Dikmen.

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu?
Hiç eser almamış birine ve genç koleksiyonerlere tavsiyem bol bol okumaları, müze ve galerileri gezmeleri, Kolekta’da vakit geçirmeleri, koleksiyonerlerin tavsiyelerine kulak vermeleri ve bu doğrultuda kendi göz zevklerini oluşturmalarıdır.


“Sanat, düşündürür, eğitir, öğretir ve vizyon sahibi yapar”
Kurucusu olduğunuz Müze Evliyagil ve Evliyagil Dolapdere’nin misyonundan ve gelecek planlarından bahsedebilir misiniz?
Müze Evliyagil ve Evliyagil Dolapdere, ikisi de kâr amacı gütmeyen, ülkemiz kültür ve sanat alanına kendi çapımda yaptığım birer hizmet. Sonuçta ülkemiz; eğitim, kültür ve sanatla ancak muhasır medeniyetler seviyesine yükselebilir. Sanat, düşündürür, eğitir, öğretir ve vizyon sahibi yapar.






