CANAN

Sanatsal pratiği resim, fotoğraf, minyatür, video, performans ve enstalasyondan oluşan CANAN, feminist söylemin de temsilcisi bir sanatçı olarak 90'lı yılların sonlarından bugüne değin sanat çalışmalarını sürdürmektedir.

Çalışmalarında, iktidar kavramını, toplumsal cinsiyet politikalarını ve bu politikaların kadınlar üzerindeki egemenliğini eleştirel bir bakış açısıyla birleştiren meseleleri anlatmak için çeşitli materyaller ve yöntemler kullanır. Yerleşik, geleneksel söylem ve politikaların başta kadınlar olmak üzere toplum üzerinde yarattığı baskıyı görünür kılar. Böylece topluma ait bilinçaltının beslediği cinsiyet kalıplarının göz ardı edilmeyen eleştirisi de yapıtlarının konusu haline gelir.

CANAN’ın yapıtları, kişisel yaşantısından ve yakın çevresinden edindiği hikayelerden yola çıkarak sözlü ve görsel tarihin iç içe olduğu motiflerden beslenir. Tüm bu kişisel ve kolektif hikayeler, nihai özümsenişin ardından sanatçının özgün söylemiyle buluşur. Her yeni üretim beraberinde yeni pratik keşiflerini de getirir; sanatçının yaratıcı üretim dağarcığında yeni mücadele alanları yaratır. Sınırları olmayan malzeme dağarcığında, kendi bedeni de dahil olmak üzere ürettiği çalışmanın doğasına göre malzemesini belirler.

CANAN son dönem üretimlerinde sembollerin, insan davranışları ve ilişkileri üzerine etkileşimlerini incelemektedir: Doğadan beslenip anlam kazanarak sembolize olan, zaman zaman ürkütücü, zaman zaman güzelliğin tanımı olan imgelerin, zihnimizde yarattığı bilişsel, sezgisel ve düşsel etkilerinin farklılıklarına odaklanır. Semboller, evrimsel süreç ve kolektif bilinçaltının etkisiyle günlük yaşamımıza damga vuran, birbirimizle ve tarihle olan gündelik yaşantımızın zamansız, coğrafyasız ortak dilidir. Sembollerin kullanımı en "yüksek sanattan", gündelik yaşantımızda yer alan kişisel eşyalarımızda, telefonlarımızdaki emojilerde, politikada, insanlık ve sanat tarihinde farklı zamanlarda farklı anlamlara gelir.

CANAN sembolleri, malzemeleri, sesleri, mitleri ve hikayeleri çağdaş bir sanatsal bakış açısıyla katmanlaştırarak, hafıza söz konusu olduğunda alışılmışın ötesine geçer. İnsan ruhunun sezgisel, duygusal veya düşünsel olarak arınması üzerine odaklandığı çalışmalarına devam etmektedir.