Eda Kehale Argün: “Hâlâ ilk aldığım eserlerden çok keyif alıyorum”

Koleksiyonerliğinin ardındaki ana motivasyonun “ilişki kurmak” olduğunu söyleyen Christie’s Türkiye Temsilcisi Eda Kehale Argün, sanat ile tanışmasının çok küçük yaşlara dayandığından bahsediyor. Kendisiyle koleksiyon dinamiklerinin yanı sıra bir sanat profesyoneli olarak sanat dünyasındaki dijitalleşme hakkındaki yorumları, Türkiye sanat piyasası ve daha pek çok şey hakkında konuştuk. 

Röportaj: Burcu Dimili

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız? 

Sanatla pek çok açıdan tanışmam çok küçük yaşlara dayanıyor. Çocukluğumda bile kendimi resim yaparak ifade ederdim. Bir noktada akrabalığımız da olan Naile Akıncı resimlerimi görüp “bu kızın eli, gözü iyi – resim dersi almalı” demiş. Bunu takiben Resim Heykel’in hafta sonu kursları, portfolyo hazırlığı için çok sevgili sanat ve sanat tarihi öğretmenim Seta Hidis’ten dersler derken Northwestern Üniversitesi’nde Ekonomi ile Sanat Teorisi ve Pratiği bölümlerini, sanatta baskıya odaklanarak beraber bitirdim. İstanbul’a döndüğümde, uzun bir süre Sinan Demirtaş’ın atölyesinde baskı yapmaya devam ettim. Daha sonra sanat hayatımdan ne kişisel ne profesyonel olarak hiç çıkmadı.

Hakan Cingöz, Memed Erdener, Kerem Ozan Bayraktar, Handan Figen, Banu Birecikligil, Eda Kehale Argün, Ahmet Umur Deniz, Inci Eviner, Ahmet Doğu Ipek, Elif Özen, Gizem Akkoyunluoğlu, Güneş Bulut Yilmaz, Nesrin Sağlam, Nilbar Güreş, Anıl Saldıran, Temur Koran, Naile Akıncı, Mustafa Horasan, Rasim Aksan, Temur Koran, Abidin Elderoğlu, Neş’e Erdok, Haluk Akakçe, Gülay Semercioğlu, Volkan Arslan, Ekin Saçlioglu, Hera Büyüktaşçıyan, Huo Rf
Gizem Akkoyunluoğlu,Güneş Bulut Yilmaz,Nesrin Sağlam,Nilbar Güreş, Anıl Saldıran, Temur Koran
Temur Koran
Murat Balcı, Yuşa Yalçıntaş
Huo Rf

Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı? İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?

Teyzem ve eniştem -Lale & Cengiz Akıncı- koleksiyoner oldukları için sanatla iç içe büyüdüm. Sanatçı atölyeleri, koleksiyonlar, galeriler, hatta müzayedeler küçük yaştan itibaren hayatımın doğal bir parçası oldu. İlk aldığım eser, 2003 yılında İrfan Önürmen’e ait bir pentül işiydi. Eserin bir yandan naif, bir yandan karanlık, hayal gücünü bir naratif ile harekete geçiren tarafının yanında, İrfan Önürmen’in kompozisyonu kullanışı, bu serisinin derinlik sorununa getirdiği harika çözüm beni çok etkilemişti. 

Mahmut Celayir, İrfan Önürmen 
Inci Eviner

“Eser alırken benim için en önemli iki konu eserle iletişimim ve beraber yaşayacağı diğer eserlerle nasıl oturacağı, bütünü nasıl zenginleştireceği 

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz? 

Sanıyorum ilişki kurmak. Eserlerin öncelikle izleyici ile kurduğu ilişki; bunun yanında bir araya geldikçe, yan yana konuldukça birbirleriyle konuşmaları ve farklı yönlerini ortaya çıkarmaları. Eser alırken benim için en önemli iki konu da eserle iletişimim ve beraber yaşayacağı diğer eserlerle nasıl oturacağı, bütünü nasıl zenginleştireceği. Tabii eşimin de fikrini alıyorum son kararı vermeden, birlikte yaşıyoruz eserlerle!

Memed Erdener, Handan Figen

Gülay Semercioğlu

Ekin Saçlıoğlu

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor? 

Açıkçası kendimi koleksiyoner olarak görmüyorum. Dediğim gibi kendi yaşam alanımda sanatla yaşamak bana küçük yaştan doğal gelen bir durumdu. Daha kendi evim olmadan eser almaya başladım; neredeyse bir uzuv gibi bir uzantım oldu hep. Bir yandan kendi meraklarımı, heyecan veren konuları yansıtırken, bir yandan da kendi içerisinde konuşan, kendi kendine var olan bir bütün hâline geldi. Şu anda 150 civarı eser var birlikte yaşadığımız. Ağırlıklı olarak Türk sanatçılar ancak arada Louise Lawler, Alex Prager gibi yabancı sanatçılar da bulunuyor. Salonumuzda bu eser topluluğunun kalbi olan desen ağırlıklı bir seçki var. Ancak mutfaktan çocuk odalarına kadar her yerde sanat var geldiğimiz noktada. Daha yeni yılbaşında büyük kızımız Ada’ya yılbaşı hediyesi olarak, Ayşe Gül Süter odasının tavanına bir ışık enstalasyonu yerleştirdi. Sadece kendi yatak odamızı, biraz daha beynimizin dinlendiği yer olarak yalın tutmaya çalıştık. Odada yalnızca Hera Büyüktaşçıyan’ın ve Eftihis Patsourakis’in bize kişisel olarak çok dokunan birer deseni bulunuyor. 

Alex Prager
Hera Büyüktaşçıyan
Louise Lawler
Ayşe Gül Süter
Abidin Elderoğlu

“Sanat almanın keyfi de bu bir yerde, kendinize sebat etmeyi, sabretmeyi öğretiyorsunuz” 

Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz? 

Pek çoğunun özel hikâyeleri var. Bazıları sanatçılarından bize çok değerli hediyeler, şüphesiz en ayrıcalıklı grup bunlar. Bazıları ise bir zaman görüp, birkaç sene aklımızda tutup, sonunda bazen de hiç beklemediğimiz bir şekilde karşımıza çıktıklarında aldığımız eserler. Sanat almanın keyfi de bu bir yerde, kendinize sebat etmeyi, sabretmeyi öğretiyorsunuz. Parçaları adım adım birleştiriyorsunuz.

Naile Akıncı,Güneş Bulut Yılmaz,Mustafa Horasan,Rasim Aksan,Temur Koran,Abidin Elderoğlu,Neş’e Erdok,Haluk Akakçe,Gülay Semercioğlu
Naile Akıncı
Banu Birecikligil
Aslı Çavuşoğlu

“Desenin dürüstlüğünü, samimiyetini seviyorum” 

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı? 

Dediğim gibi, en ağırlıklı odak noktası desen. Desenin dürüstlüğünü, samimiyetini seviyorum. Çizimin girebildiği farklı şekilleri keşfetmek çok heyecan verici. Fakat hiçbir zaman bir kıstas koymadık eser alırken. Bize hitap eden eserleri aldıkça, zaten su yolunu buldu, neyin bizi çektiğini biz de keşfetme sansı bulduk. Örneğin pek çok politik iş var ancak doğrudan bir politik beyandan ziyade, politik durumların kişisel yansımalarına odaklandık. Aynı zamanda yaşam alanı olarak ev ile ilgili pek çok iş var – bu ilişkileri sonradan fark ettik. Başka bir odak noktası ışık ile rengin ilişkisi, bir diğeri tamamen soyut form.

Mehmet Güleryüz
Ahmet Doğu Ipek

Ahmet Doğu İpek

Ahmet Doğu İpek

Ahmet Doğu İpek
Merve Denizci

“Eserin depoda beklemesindense yaşamaya, birileriyle irtibat hâlinde olmaya devam etmesi fikri daha sıcak geliyor” 

Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz? 

Eserleri neredeyse hiçbir zaman depolamıyoruz. Eserin depoda beklemesindense yaşamaya, birileriyle irtibat hâlinde olmaya devam etmesi fikri daha sıcak geliyor. Dolayısıyla genelde duvarlarda değişiklikten daha çok eklenti oluyor. Bir de eşimin ofisine bulaşıyorum giderek daha fazla!

Hakan Cingöz, Memed Erdener,Kerem Ozan Bayraktar,Handan Figen,Banu Birecikligil,Eda Kehale Argün,Ahmet Umur Deniz,Inci Eviner, Ahmet Doğu İpek
Kerem Ozan Bayraktar

“Sanata yaklaşımı benimkine yakın dostlarımla sohbet etmek her zaman dünyamı zenginleştiriyor, farklı bakış açıları kazandırıyor, dağarcığımı genişletiyor”

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı? 

Zaten sanat profesyoneli olduğum için bu konuda ek bir danışmanlık almıyorum. Ancak destek, her zaman! Sanata yaklaşımı benimkine yakın dostlarımla sohbet etmek her zaman dünyamı zenginleştiriyor, farklı bakış açıları kazandırıyor, dağarcığımı genişletiyor. 

Murat Germen
Serkan Taycan

Volkan Arslan

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz? 

Her yerden! Sanatçı atölyelerinden, galerilerden, müzayedelerden, fuarlardan hatta bazen doğrudan internetten.

Nilbar Güreş
Mentalklinik
Osman Dinç

“Dijitalleşme sanat dünyasını globalleştirdi, hızlandırdı ve sanatsever ile sanatçı arasındaki bariyerleri azalttı” 

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz? Aynı zamanda Christie’s Türkiye sorumlusu olarak çevrim içi müzayedeler hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Zaten uzun zamandır dijital bir sanat piyasasında yaşıyoruz. Dijitalleşme sanat dünyasını globalleştirdi, hızlandırdı ve sanatsever ile sanatçı arasındaki bariyerleri azalttı. Ulaşım kolaylaştı, piyasa şeffaflaştı. Fakat bunun yanında bilgi kirliliği de çok arttı. Maalesef orijinal olmayan eserler, olmadık fiyatlara göreceğiniz satışlar çok sık karşılaşılan durumlar. Bu noktada güvenilir, konuya hâkim birilerinden görüş almak değerli bence. Daha bu hafta fotoğraf almayı düşünen bir arkadaşım için, Christie’s Fotoğraf Departmanı’nın başındaki direktörümüzle konuştum. Benimle kararımızı da etkileyen çok değerli yorumlar paylaştı.

Online müzayedeler de aynı şekilde sanata erişimi kolaylaştırdı. Genelde Christie’s’de ilginç bir şekilde canlı ve online müzayede alıcıları fazla karışmaz. Canlı müzayedelerin sayıca azaldığı bu dönemde, ilk defa bu geçişler arttı. Online müzayedelerde bilinen sanatçıların, özellikle dijital olarak daha kolay algılanabilen eserleri canlı müzayedelerden de yüksek fiyatlara satılabiliyor. Ancak bu alandaki teknolojinin bu dönemde çok hızlı ilerlemesi ve uygulanmaya başlamasıyla, parametreler giderek genişliyor. Online değerlendirdiğiniz bir eserin farklı yönlerini algılayabilmek, ihtiyacınız olan bilgiyi alabilmek artık daha kolay. Gerek Christie’s temsilcisi gerek bir sanat alıcısı olarak önerim her zaman alacağınız eserin bol bol fotoğrafını, uzaktan ve yakından videosunu, kondisyon raporunu, boyunu algılamak için yanında birisiyle bir görselini istemenizdir. Bazı durumlarda bu listeye sertifikalar, provenance gibi bilgiler de eklenebiliyor. Christie’s’den alımlarda her zaman eseri görmüş olan, güvendiğim bir uzmanın görüşünü de alıyorum.

Larissa Araz
Yusuf Sevinçli
Ali Taptık

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli? 

Sanatçıyla tanışmak tabii ki her zaman çok heyecan verici. Fakat sanatla yaşadığım bu serüvende keşfetmekten büyük mutluluk duyduğum bir gerçek; samimiyetini hissettiren eserin arkasında da neredeyse her zaman samimi bir sanatçı bulduğunuz. Dolayısıyla benim için çok keyifli olmakla birlikte bir zorunluluk değil.

Seçkin Pirim

“Hâlâ ilk aldığım eserlerden çok keyif alıyorum” 

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz? 

Herhalde çok küçük yaştan beri bu işin içinde olduğum ve uzun seneler akademik olarak da okuduğum için, alım yapmaya başladığımdan beri zevkim çok az değişti. Hâlâ ilk aldığım eserlerden çok keyif alıyorum. Ancak bunun yanında kavramsal sanat konusundaki farkındalığımın, öncesine göre daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Hep sanatçının bir “derdi” olması gerektiğine inanmışımdır – bu kişisel, sosyal ya da tamamen formel bir konu olabilir, ama sanatçı her eserde, her sergide bir şeyi çözümlemeye çalışıyor olmalı. Yoksa iş sanattan çok zanaata dönmeye başlıyor…

Yaşam Saşmazer

Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi? 

En son Fulya Çetin’in bir tuvalini aldım. Alevler içinde yanan bir ev… Önce negatif olarak algılanabilecek bu imge, aslında sanatçının geçirdiğimiz politik süreçler sonrasında “her şeyi yakalım, temizleyelim, yepyeni bir enerjiyle küllerimizden doğalım” gibi bir hisle yarattığı bir eser. Bu tezatlı yaklaşım, eserin enerjisi beni çok çekti.

Fulya Çetin
Serkan Demir

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu? 

Bol bol gezin, okuyun, soru sormaya çekinmeyin. Hem bilinçlenmenin hem ne sevdiğinizi anlamanın başka bir yolu yok. Kişiselliği, samimiyeti olan koleksiyonlar ancak bu şekilde ortaya çıkıyor.

Sinan Logie

Christie’s Türkiye sorumlusu olarak Türkiye sanat piyasasını uluslararası ölçekte nasıl değerlendirirsiniz? 

Türk sanat piyasası, hâlâ çok genç. Genç piyasaların yaşadığı patlama, spekülasyon, zenginleşme ve sonrasında daralma süreçlerini hep birlikte yaşadık. Ancak bunun sonunda 15 yıl öncesine kıyasla çok daha iyi bir yerde olduğumuzu düşünüyorum. Artık sanatçıyı destekleyen pek çok platform var. Galerilerimiz daha bilinçli, sanatsever yetiştirmek için kilit olan sanatsal kurumlar ve müzeler hem İstanbul’da hem Anadolu’da açılmaya devam ediyor. Artık her yaştan sanat alıcısı var; Genç Modern, Saha gibi genç koleksiyonerleri destekleyen, bilinçlendiren girişimler de bunu destekliyor. Bu durum, Türkiye’deki sanat piyasasının gelişimi açısından çok önemli ve değerli.

Bütün bu gelişmelerle birlikte, “Türk sanat dünyası” ve “Türk sanat piyasası” kavramları da yumuşuyor. Sanatçılarımızın yurt dışında retrospektif müze sergilerinden bienallere kadar pek çok alanda eserleri sergileniyor, galeriler üzerinden satışları oluyor. Aynı zamanda Türk sanat alıcılarımız da yabancı sanatçı ve eserler konusunda bilinçleniyor. Bu, uzun vadede sanat piyasasının sağlıklı gelişebilmesi için çok önemli bir kıyaslama noktası.

Apostos Georgiou
Amba – Sayal Bennett
Amba – Sayal Bennett
Larry Clark
Anonim, karalama
Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.