Ata Özgenel: “Bu yolculuğun ana motivasyonu kesinlikle tutku!”

Koleksiyoner Ata Özgenel, bugüne kadar kendisini heyecanlandırmayan, düşünmekten uykularını kaçırmamış tek bir iş dahi almadığını söylüyor. Çocukluğundan beri sanatla iç içe bir yaşam geçiren Özgenel ile koleksiyonerliğe attığı ilk adımdan seçkisinin ana dinamiklerine, kendisi için özel anlamı bulunan eserlerden yakında takibinde olan sanatçılara dek pek çok konu üzerine sohbet ettik.

 Söyleşi: Burcu Dimili 

Eser: İbrahim Karakütük

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?

Spesifik bir anıdan bahsetmek çok zor ancak özellikle annemin mimar olması sayesinde sanat, estetik ve tarih gibi birbiriyle ilişkili kavramların merak edilmesinin ve deneyimlenmesinin çokça teşvik edildiği bir ortamda büyüdüm. Bunun yanı sıra ailemin de modern sanata ilgili olması sebebiyle çocukluğumdan beri sanatla iç içe yaşama şansım oldu. Tüm bunların bugün sahip olduğum merak ve sevginin temelini oluşturduğunu düşünüyorum.

Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?

2012 yılında Nişantaşı’nda buluşacağım bir arkadaşımı beklemek için, deyim yerindeyse zaman geçirmek adına girdiğim Contemporary Istanbul fuarıyla başladı. Daha önce bahsettiğim gibi sanata her zaman meraklı olmamla beraber, bir sanat eserine sahip olma güdüm o güne kadar yoktu. Ancak gördüğüm işler, fuarın ve insanların enerjisi benim adıma yeni bir sayfa açtı ve bugünkü yolculuğumu başlatan ilk adım oldu.

Güneş Terkol, Erol Akyavaş

İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?

2014 yılında Nejat Satı’nın Pi Artworks’te açtığı “Nefs” adlı sergisinden aldığım bir tuvaldi. Hem eserin kendisinin hem de serginin alt metninin o dönemki ruh hâlimle çok benzeştiğini düşünerek büyük bir etkilenme ile satın almıştım. 

Necla Rüzgar, Mubin Orhon, Francesco Albano

“Bugüne kadar beni heyecanlandırmayan, düşünmekten uykularımı kaçırmamış tek bir iş dahi almadım.”

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz?

Biraz klişe olacak belki ama bu yolculuğun ana motivasyonu kesinlikle tutku! Bugüne kadar beni heyecanlandırmayan, düşünmekten uykularımı kaçırmamış tek bir iş dahi almadım. 🙂 Bu açıdan bakınca benim için sezgisellik her zaman ön planda yer alıyor diyebilirim.

Öte yandan, sezgisellik yer yer spontane alımları beraberinde getirse de sahip olduğum veya sahip olmak istediğim eserlerin sanatçılarını uzun süredir takip ediyor ve işlerini yakından biliyor olmam, bu sürecin çoğu zaman uzun süren araştırma ve içsel filtrelemelerimin de bir sonucu. Bu da sahip olduğum işlerin hem benimle hem de birbirleri arasında öznel bağlar kurmasına imkân tanıyor. Bu ilişkiyi kuramayacağımı düşündüğüm eserleri, sanatçısından veya maddi kaygılardan bağımsız şekilde, eseri beğenmiş olsam dahi almayı tercih etmiyorum.

Saat yönünde – Rasim Aksan, Haluk Akakçe, Abidin Dino, Ali Şentürk, Kutluğ Güreli, Kuzgun Acar, Ömer Uluç, Yunus Emre Erdoğan, Sinan Logie, Yusuf Sevinçli, Burcu Yağcıoğlu, Rebecca Norris Webb, Yaşam Şaşmazer

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor?

Şu an itibariyle 90’a yakın eser bulunuyor. Eserin sergileniş şeklinin farklı bir boyut kattığını düşünüyorum. Bu nedenle eserlerin duvarlardaki dağılımını belirleyen ana unsur birlikte sergilendikleri işlerle olan diyalogları ve mümkün mertebe mekânla olan ilişkileri.

Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz?

Bahsetmiş olduğum gibi maddi boyutundan bağımsız olarak her eser için harcadığım duygusal mesai az çok birbirine eş değer, o nedenle sahip olduğum her işin yeri benim için özel. Ancak koleksiyonuma kazandırdığı boyut, derinlik ve de süreç boyunca bana katmış olduğu tecrübe ve paylaşımlar, bazılarını benim için diğerlerinden daha özel kılabiliyor.

Mesela Mubin Orhon guajlari ve Erol Akyavaş fotoğrafları… Bunları koleksiyona katma aşamasında Deniz Artun’la yapmış olduğumuz uzun ve keyifli sohbetler, kendisinin sonsuz teşvikleri nedeniyle benim için ayrıdır. Kendileriyle yakın dost olmama vesile olmaları nedeniyle koleksiyonumdaki Yağız Özgen eserleri, eşim Deniz’le beraber seçtiğimiz ve başucumuzda asılı olan Basim Magdy eserleri de benim için ayrı bir yere sahiptir.

Basim Magdy, Mehmet Gün, Basim Magdy, Tansu Köse

“İç dünyamı ve beğenimi yansıtan, acelesi olmayan kendi hâlinde bir koleksiyon”

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı?

Çoğunlukla iç dünyamı ve beğenimi yansıtan, acelesi olmayan kendi hâlinde bir koleksiyon olarak tanımlayabilirim. Keskin çizgilere sahip olmamakla beraber, zaman içinde medyum ve barındırdığı mesajlardan bağımsız olacak şekilde “soyut katmanlar” ve “insan-beden-doğa ilişkisi” üzerine yoğunlaştı. Bu herhangi bir çaba veya tema kaygısı sonucunda değil tamamen ilk baştaki rastlantısal beğeni ve tercihlerim doğrultusunda gerçekleşti. 

Eda Gecikmez, Selim Cebeci

Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz?

Eserlerin kalıcı bir konumları yok. Tamamıyla birlikte yaşamaya çalışıyoruz. Sayı arttıkça duvarlar da benzer şekilde azalıyor. O nedenle de evde sürekli bir değişim söz konusu oluyor. Bu noktada Deniz’le sürekli birbirimizi duvar seçimi ve yerleştirme konusunda ikna etmeye çalışıyoruz. 🙂

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?

Hepsi aynı zamanda çok yakın dostlarım olan Deniz Artun, Yusuf Romano, Rana Kuseyri ve Burcu Fikretoğlu ile neredeyse günlük bazda fikir alışverişi yapıyorum. Bunun yanı sıra eşim Deniz’in de estetik zevkine çok güveniyorum. Kendi adıma bundan daha iyi bir destek düşünemiyorum.

Volkan Aslan, Elif Uras, Deniz Aktaş, Zeynep Kayan, Ara Güler, Necla Rüzgar, Valerio Adami

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

Mümkün olan her yerden. Büyük çoğunlukla galeriler ve online gösterim odaları, daha az ölçüde sanatçı stüdyoları, fuarlar ve müzayedeler.

Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz?

Galeri Nev Ankara, artSümer, Sanatorium, Galerist ve Öktem Aykut başta olmak üzere Türkiye’deki her galeriyi takip ediyorum. Dünyadan ise blue chip galeriler ile birlikte daha niş olarak adlandırılabilecek Kurimanzutto, Spruth Magers, Xavier Hufkens, Goodman ve Kamel Mennour’u örnek verebilirim. Ayrıca Frieze, ArtBasel ve Armory gibi fuarları da mümkün olduğunca fiziksel ve online olarak takip etmeye çalışıyorum. 

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz?

Kolekta ve Artsy gibi platformların hayatımıza girmesiyle yeni galeri ve sanatçılara ulaşabilmek kesinlikle çok daha kolaylaştı ve pratik hâle geldi. Ancak iş yoğunluğumdan dolayı online dosyalar ilk günden beri hayatımda. Bu sayede işlerini daha önceden bildiğim bir sanatçının online mecradan eserlerini seçmekte bir zorluk yaşamadım. Dolayısıyla pandemi sonrası artan dijitalleşmenin bende bu yönde yarattığı bir değişiklik olmadı.

Mubin Orhon (sol üçlü), Yağız Özgen

“Sahip olunan bir eserle sadece o esere değil aynı zamanda o eserin sanatçısının sanat yolculuğundan bir parçaya da paydaş oluyorsunuz.”

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?

Bana göre sahip olunan bir eserle sadece o esere değil aynı zamanda o eserin sanatçısının sanat yolculuğundan bir parçaya da paydaş oluyorsunuz. Bu nedenle o sanatçıyı tanıyabilmeninin, dünya görüşünü ve sanat pratiğini daha yakından görebilmenin, sanatçının işlerini yorumlayabilmek açısından iyi bir fırsat sağladığını düşünüyor ve bu konuyu önemli buluyorum. Bu sayede yıllar içinde birçok farklı dostluk kurabilmiş olmak, sayısız rakı masasında uzun uzadıya sohbetler edebilmek benim için değerli.

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?

Geriye dönüp baktığımda ilk günümle bugünüm arasında neredeyse 180 derece fark görüyorum. Bunun da her şeyde olduğu gibi kişinin kendini eğitmesi ve geliştirmesinin doğal bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Bunun bana en belirgin yansıması bir eseri beğenmedeki kriterlerimin çok daha keskinleşmesi ve eserin altındaki fikrin benim açımdan görüntüden çok daha önemli bir yere sahip olmasıdır.

Alp Sime, Gökhun Baltacı

Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?

En son Damien Hirst’in The Currency projesinden bir eser satın aldım. Proje içinde barındırdığı 10 bin adet orijinal eserle para ve sanat ilişkisini sorguluyor. Her esere atfedilen bir NFT olmasından dolayı Damien Hirst aynı zamanda alıcıyı NFT ve fiziksel eser arasında bir seçim yapmaya zorluyor. Alıcı hangisini seçerse öteki opsiyon imha ediliyor. Böylelikle Damien Hirst, insanların NFT ve fiziksel sanat eseri arasındaki tercihlerini de gözlemleyebileceği bir deney ortaya koyuyor.

Benim amacım ikonik sayılabilecek orjinal bir Damien Hirst eserine sahip olabilmekti. Ancak deneyselliği ve NFT dünyasıyla beni tanıştırdığı için de ayrıca heyecan verici bir süreç oldu.

Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler?

Koleksiyonumdaki bazı işler birkaç farklı yerde sergilendi. Benzer şekilde, ileride böyle istekler gelirse de memnuniyetle kabul ederim. Sanatın her zaman paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. Ancak koleksiyonumu toplu olarak bir yerde sergilemek gibi bir isteğim şu an için yok.

Gökhun Baltacı

Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak sanatçılar önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz?

Gökhun Baltacı, Serdar Acar, Zeynep Kayan, Yağız Özgen, Kerem Ozan Bayraktar, Sergen Şehitoğlu, Sinan Logie, Elif Uras, Alp Sime, Burcu Yağcıoğlu, İbrahim Karakütük, Ezgi Yakın, Defne Tesal, Begüm Yamanlar, Gözde İlkin, Raphael Barontini, Necla Rüzgar, Fabio Lattanzi Antilori.

Son dönemde takip ettiğiniz sanatçılar kimler?

Bu benim için sonsuz bir liste fakat başlıcaları: Hera Büyüktaşçıyan, Marcel Dzama, Nan Goldin, Burçak Bingöl, Rirkrit Tiravanija, Mehtap Baydu, Thomas Demand, Danh Vo, Mohamed Bourouissa, Petrit Halilaj, Susan Hefuna, Tatiana Trouve, Navid Nuur, Lauren Halsey, Kevin Beasley, Tschabalala Self, Loie Hollowell.

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu?

Kendi deneyimimden yola çıkarak koleksiyon yapmak isteyen birine verebileceğim tek tavsiye özellikle sürecin ilk başlarında bir eser satın almak için çok acele etmemesi ve bu süreyi gezmek, okumak ve araştırmak ile değerlendirmesi olabilir. Geriye dönüp baktığımda bir sanat eserine sahip olma arzusunun ortaya çıkması ve ilk alımım arasında geçen sürenin bugünkü beğenimi ve koleksiyonumu şekillendirmemde çok faydalı olduğunu ve beni yapılmaya çok müsait olan birtakım hatalardan koruduğunu düşünüyorum.

Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.