Ferda Art Platform’un kurucusu, mimar ve koleksiyoner Ferda Dedeoğlu, sanat yolculuğunun başladığı zamanının mimarlık eğitimine denk geldiğini söylüyor. Merak, ilgi duymak ve sevmenin temel motivasyonunu oluşturduğunu söyleyen Dedeoğlu, alımlarını içgüdesel yaptığından bahsediyor. Kendisiyle koleksiyonun dinamikleri üzerine sohbet ettik.
Röportaj: Burcu Dimili / Fotoğraflar: Kayhan Kaygusuz
Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?
Mimarlık eğitimi birinci sınıfta, 1900’lerin başında mimarlık, müzik, edebiyat ve sanat alanında modern değişimin anlatıldığı derste daha fazla bilgi edinmek isteğimin ve merakımın doğduğu zamandır. Sonrası okuma, izleme, takip etme şeklinde sanat hayatımda yerini aldı.
Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?
Koleksiyonerlik kelimesi çok ciddi, altı dolu bir kelime. İnsanı biraz ürkütüyor. Yakın tanışıklığım olan koleksiyonerleri de izlediğimde; ciddi mesai isteyen, çok çalışma gerektiren yoğun bir iş aslında. Koleksiyonun bir çerçevesi, omurgası, teması oluyor ve sonrası bir çeşit paylaşım süreci ile sanat ortamına ve izleyicilerine örnek olma, ilham verme, sanatçılara hamilik yapma şeklinde devam ediyor. Yıllarını tutkuyla sanata vermiş insanlar bu kişiler.
Eğer koleksiyoner olmanın ilk adımları biriktirmeye başlamak ise sanatsever olarak keyfimize göre alımlar yaptığımız o ilk adımların başındayım. Uzun bir yolculuk, yolda öğrendiğiniz, keşfettiğiniz, her geçen gün daha bilinçli olduğunuz uzun bir süreç. Bizim ilk adımımız 10 yıl önce bütçemize göre bir miktar ayırıp sanat eserine yatırabileceğimiz zaman beğenerek takip ettiğim bir sanatçının işini alarak başladı.
İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?
İnci Eviner’in bir eseriydi. Duygusal olarak bir bağ yok ama, sanatçının kariyeri, malzemeyi, beyaz kağıdın üstünde kompozisyonu sevmiştim.
Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz?
Motivasyon sadece merak ve ilgi duymak, sevmek. Sonrası bir tutku. Daha fazlasını görmek, bilmek, sahip olmak istemek sanırım. Özellikle dikkat ettiğim bir şey yok, heyecan duymak var sadece arka planda.
Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor?
Yaklaşık 100 adet eser var. Tanıştığım, severek takip ettiğim, birlikte çalışma fırsatı bulduğum pek çok sanatçı var. Evin her yerinde eserler var ama ağırlıklı olarak yaşam alanında yoğunlaşıyor. Çocukların odasında özellikle onların seçtiği ve onların isteği ile aldığımız eserler yer alıyor. Kızım, 11 yaşında, özellikle kendisinin seçtiği ve almamızı istediği işleri odasına asıyor. Onun odasında İnci Furni, Gülcan Şenyuvalı, Ilgın Seymen, Serkan Acar, Hüseyin Aksoy var.
Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz?
Birçoğunun anısı var tabii ama özellikle kızımın odasındaki İnci Furni eserinin hikâyesi ayrı. İkisi arasında gerçekleşen özel bir paylaşımdı. Çok mutlu olduğumu hatırlıyorum.
Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı?
Henüz o bilinçle alım yapmıyoruz. Daha çok içgüdüsel hareket ediyoruz. Heyecan duyduğumuz, bize dokunan işler alıyoruz. Yukarıda da bahsettiğim gibi daha yolun çok başındayız. Uzun bir yolculuk ve öğrenmeye, gelişmeye hevesliyiz. Ama birkaç yıl önce fark ettim ki beğendiğim ve satın aldığım işlerin büyük çoğunluğu kağıt işler, farklı malzemeler ile yapılmış işler ve fotoğraf var. Tuval iş, yağlı boya eser sayısı çok daha az.
Mimar olduğum için kağıt, eskiz, desen, suluboya çok daha yakın olduğum ve sevdiğim malzemeler. Kağıt işlere karşı olan beğenimin bu tanışıklıktan dolayı daha çok olduğunu düşünüyorum ama dediğim gibi çok bilinçli alımlar değildi, içgüdüseldi ve heyecan vardı. Malzeme çok tanıdık sonuçta. Tüm işler güncel olan, bugüne ait işler, son bir kaç ay içinde, yeni birkaç tane modern dönem sanatçıdan iş aldım müzayedelerden. Nasıl devam edecek henüz bilmiyorum.
Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz?
Sık sık değil ama değişiyor evet. Özellikle yeni eser geldiğinde ufak değişiklikler oluyor. Depoda duran eser çok az, boyutları nedeniyle mecburen depodalar maalesef.
Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?
Daha içgüdüsel oluyor çoğu zaman. Özellikle eşimle ortak beğenimiz önemli, birlikte karar veriyoruz. Bazen birlikte çalıştığım, fikrine güvendiğim insanlara sorduğum oluyor ama onlar beğenmese de aldıklarım oldu, almadıklarım da oldu.
Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?
İşim gereği çoğunlukla tanıştığım sanatçılar birçoğu. Takip ettiğim galerilerden aldıklarım da var. Beğendiğim eserleri eşimle paylaşırım, ortak beğendiğimiz işleri alıyorum.
Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz?
Sanatçılarını beğendiğim galerileri takip ediyorum. Mümkün olduğunca fuarları takip etmeye çalışıyorum. Çok mesai istiyor demiştim. Zaten işimin bir parçası aslında ama bazen iş yoğunluğundan uzaktan takip ediyorum. Yerli yabancı bültenleri takip ediyorum. The Art Newspaper, Judith Benhamou Report vb bültenler.
Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz?
Dijitalleşme çok etkili olmadı hayatımda. Online görüp iş aldığım oluyor evet. Şimdiye kadar yanılmadım aldıklarımda.
Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?
Çok önemli değil. Tanışmak bir şans ama tanışmasam da işi alıp sanatçısını şahsen merak etmediğim oluyor. Tanışıp, arkadaşlık kurup sonra zaman içinde hayal kırıklığı yaşadığım da oldu. Ama eserler yerinde duruyor. Benim için öğretici bir süreç. İlk zamanlar eserini görmeyeceğim bir yere kaldırdığım olmuştu ama artık o kadar önemsemiyorum, işleri seviyorum.
Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
Zevklerim değişmekten çok genişliyor. Farklı disiplinlere ilgi duymaya başladım. Video işlere merakım ve ilgim oluşmaya başladı mesela. Artık işin arkasındaki fikir beni daha çok heyecanlandırıyor. Bazen sadece fikri satın almak çok tatmin edici.
Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?
Birkaç eser var; Ünal Bostancı’nın “Öpersen Geçer” isimli işini aldım. Gili Avissar’ın video işini aldım, aldığım ilk video oldu bu iş. Ve Şükran Moral’in kağıt üzerine suluboya kendi otoportresini yaptığı bir iş aldım. Bir de müzayededen Tiraje Dikmen’in kağıt bir işini aldım. Son alımlarımdan anlaşıldığı üzere neyi seversem onu alıyorum. Birbirleri ile yan yana gelişlerini ya da ilişki kurmalarını çok önemsemiyorum henüz.
Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler?
Henüz olmadı ama bir gün neden olmasın. Paylaşmak güzel.
Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak sanatçılar önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz?
Tüm sanatçıları takip etsinler. Özel bir isim veremem.
Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu?
Sergileri, fuarları takip etsinler. Sanat profesyonelleri ile yapılan turlara katılsınlar. Müzelerin yeni sergilerini, etkinlik takvimlerini izlesinler. Çok görmek ve beraberinde okumak, araştırmak, sonrası kendiliğinden geliyor.
Sevdikleri, heyecan duydukları işleri bütçelerine uygunsa eğer tereddüt etmeden alsınlar. İlk alışverişten sonra zaten daha çok merak ve istek duymaya başlayacaklar. Gerisi artık bahsettiğim uzun sürecin başlangıcı. Yolda öğrenmek, tecrübe etmek, kendini ve beğenilerini gözlemlemek, keşfetmek çok keyifli.
Ayrıca yakın zamanlı başka projeleriniz varsa sizden dinlemek isteriz.
En yakın projemiz geçtiğimiz sene şubat ayında yaptığımız koleksiyoner | sanatçı sergimizin önümizdeki şubat ayında ikinci edisyonunu yapacağız. Bu edisyonda kadın koleksiyoner ve kadın sanatçılar yer alacak. Çok güzel isimlerle çalışacağız, çok heyecanlıyız.
Banu Çarmıklı, Şeli Elvaşvili, Nesrin Sarıoğlu, Rezzan Benardete, Gülin Dökmeci, Nesrin Esirtgen ve Tansa Mermerci Ekşioğlu koleksiyonerler; İpek Duben, İrem Tok, Leyla Gediz, Güneş Terkol, Şükran Moral, Aras Seddigh ve İnci Furni sanatçılar olarak yer alacaklar sergide.