Serkan Acar: “Zaman zaman rota değişikliği yapmak sanatla olan ilişkimi daha dinamik tutuyor”

Acarlar Makine Genel Müdürü Serkan Acar, sanat macerasının çok tesadüfi ve beklenmedik bir şekilde başladığından bahsediyor. Acar ile koleksiyonerlik serüveninden ilgiyle takip ettiği sanatçılara, takip ettiği platformlardan genç koleksiyonerlere tavsiyelerine dek pek çok şey hakkında konuştuk. 

Röportaj: Burcu Dimili 

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?

Benim sanat maceram çok tesadüfi ve beklenmedik şekilde başladı aslında. Bir gün arkadaşımın online olarak takip ettiği bir müzayedede gözüm tamamen tesadüfi olarak Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun küçük bir motif eserine takıldı. O an ne olduysa Bedri Rahmi İle aramda bir bağ oluştu ve ben o eseri satın aldım. Daha sora meraklı kişiliğim beni Bedri Rahmi’yi daha fazla tanımaya itti ve detaya indim. Gördüm ki sanatçı eserlerindeki mesaji çok güçlü iletmiş. Bedri Rahmi eserlerinde Akdeniz’i, Ege’yi, daha doğrusu denizi, Anadolu motiflerini, Anadolu kadınını, Anadolu insanının duygularını çok kuvvetli işlemiş. Aldığım o motif eseri sayesinde Bedri Rahmi’nin yazdığı şiirlere kadar gittim ve her yaptığı işteki güçlü etki beni büyüledi. Böylece satın aldığım bu ilk eserim beni daha sora çağdaş sanatlara kadar taşıyacak sanat maceramı başlatmış oldu. 

Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mübin Orhon, Seçkin Pirim
Haluk Akakçe, Alea Pınar du Pre, Artsrun Apresyan, Selma Gürbüz

“Eski dönemlerin emekle çabayla oluşturulmuş bugünkü kapitalist düzenin ticari kaygılarından uzak muhteşem tasarımlarına hayranım”

Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?

Aslında ben her zaman estetiğe tasarıma sanata ilgili bir insandım. Her zaman estetik, emekle çaba ile oluşturulmuş şeylere merakım oldu. Uzun yıllardır plak koleksiyonu yapıyorum. Ufak çaplı bir klasik araç koleksiyonum var. Yani eski dönemlerin emekle çabayla oluşturulmuş bugünkü kapitalist düzenin ticari kaygılarından uzak muhteşem tasarımlarına hayranım ve bu tarz şeyleri koleksiyon amaçlı edinmeyi seviyorum. Fakat 5 yıl öncesine kadar spesifik olarak sanat koleksiyonerliğiyle bir alakam yoktu. Beş yıl önce Bedri Rahmi’nin eseriyle kurduğum bağ içimdeki merakı ateşledi ve detaya inmeye başladım. Yapı itibariyle ilgilendiğim şeylerle sıkı bağlar kuran yüzeysellikten hoşlanmayan bir insanım. Dolayısıyla sanattada aynı şey oldu. Detaya indikçe ilk etapta Türk ressamlarının en detayına kadar inerek bugünki hazza ulaştım.

Bedri Rahmi Eyüboğlu

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz?

Bir önceki sorunuzun cevabını haz kelimesi ile tamaladım. İsterseniz aynı Kelimeyle devam edelim. Bu bir haz, sanat toplamak. Tabii öncelikle bütçe olarak sınırları olmayan bir alan ve kendi bütçesel sınırlarınızı çizip o alanda oynamanız gerekiyor. Biraz tavsiye niteliğinde de olması amacıyla bu konuyu açmak isterim aslında. Bana göre iki çeşit koleksiyonerlik var. Birincisi tamamen ticari olarak kar elde etme amaçlı olan ki bu yapılıyor, ikincisi ise daha çok haz duygusuyla bir hobi olarak yapılan koleksiyonerlik, ki benim tercihim ve yaptığım budur. Bunun için bir sanat eğitimi gerekiyor. Burada sanat eğitimini kastederek sanat yeteneklerini geliştirmekten farklı bir şeyden bahsediyorum tabii ki. Anlatmak istediğim sanat algısının geliştirilmesi hayatta insanlara bahşedilen güzel şeylerden hoşlanma becerisinin geliştirilmesi. Bu yaşayarak, tecrübe ederek algılarımızı açarak, merak etme düzeyimizi yükselterek geliştirebileceğimiz bir özellik. İşte bu tecrübeyi edindikten sora sanat eseriyle daha iyi bağ kurabiliyorsunuz sanattan zevk alma yeteneğiniz oluşuyor. Ondan sora seçeceğiniz eserler bağ kurabildiğiniz eserler oluyor. Tabii burada kimi zaman ciddi bütçeler söz konusu olduğu için beğenmeniz yetmiyor ve yatırım gözüyle bakıp eserin gelecekteki değer performansını da dikkate almak kaçınılmaz oluyor. Dolayısıyla benim için eser seçiminde dikkate alınması gereken şey; esere karşı olan beğenim ve alırken ki motivasyonum ve kararım genelde kurduğum bağ ile birlikte eserin gelecekteki değer performansının en optimum birleşiminden oluşuyor.

Haluk akakçe, Alea Pınar Du Pre

“Koleksiyonerden çok sanatı hayatının içine sokan, sanatla birlikte yaşamayı tercih eden birisi olarak adlandırabilirim kendimi” 

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor?

Aslında bir koleksiyoner denebilirmi bilemiyorum ama şu an 70 e yakın adette eserim var. Belki koleksiyonerden çok sanatı hayatının içine sokan, sanatla birlikte yaşamayı tercih eden birisi olarak adlandırabilirim kendimi.

Eserine sahip olduğum sanatçılardan bazıları: Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nejad Melih Devrim, Maide Arel, Yalçın Gökçebağ, Mustafa Pilevneli, Bayram Gümüş, Adnan Turani, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Ara Güler, Mubin Orhan, Ömer Uluç, Ergin İnan, Devrim Erbil, Şahin Demir, Burcu Yavuz, Müslüm Teke, Pınar Du Pre, Nadir Baylan, Haluk Akakçe, Selma Gürbüz, Yusuf Aygeç, Artsrun Apresyan, Tanju Demirci, Seçkin Pirim, Ayla Turan.

Eserlerin yerlerini zaman zaman değiştirmekle birlikte birçoğu salonda ve evin diğer bölümlerinde dağılmiş durumda. Ama nedense en önemsediğim eserleri salonda tutmayı tercih ediyorum. 

Selma Gürbüz

“Zaman zaman rota değişikliği yapmak sanatla olan ilişkimi daha dinamik tutuyor” 

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı? Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz?

Evet Artsrun Apresyan’ın ‘’Flight Invitation’’ eserinin bir hikâyesi var aslında bende. Artsrun işlerini çok beğendiğim Ermeni bir sanatçı. Eserleri Imoga Art Space tarafından satılmakta fakat sanatçı çok az eser üretiyor ve eser galeriye ulaşmadan satılıyor bir şekilde. Bendeki ‘’Flight Invitation’’ adlı eseri Contemporary 2019 da sergilenmek üzere yapılmış bir eserdi. Bende bu eseri almak için 2019 yılı Contemporary açılışında içeriye ilk giren ziyaretçilerden biriydim. Çünkü muhtemelen bir saat sonra gitsem eser satılmış olacaktı. Bu eserin bende böyle bir hikâyesi oluştu çünkü edinebilmek için bayağı takip etmem ve planlama yapmam gerekti.

Dijital veya karışık teknik işlerden çok yağlı boya veya akrilik eserlerden etkileniyorum. Bunun doğrusu yanlışı veya iyisi kötüsü yok elbette sanat her şekilde yapılabilir ama benim için etkileyici olan bu. Heykel işleri de beni etkileyen bir alan fakat o alanda henüz çok detaya inemedim. Örneğin Seçkin Pirim’in kağıt işleri çok etkiliyor beni. Kâğıdın sanata dönüştürülme şekli ancak bu kadar muhteşem olabilir. Bazan bir eseri çok beğeniyorsunuz fakat eserin nasıl yapıldığını öğrenince etki daha çok artıyor. Hani derler ya her şeyin bir hikâyesi vardır işte eserin arkasındaki hikâye güçlüyse gerçekten size aktardığı da güçlü oluyor.

Tarz ve dönem olarak ise çok sınırlandırmıyorum kendimi. Her dönemin işleri, her tarz çok hoşuma gidebiliyor. Eski dönem oryantal eserlerden tutun da naif Anadolu eserleri ve modern çağdaş eserlere kadar her dönem ve alanda beni çok etkileyen çalışmalar çıkıyor. Fakat konu edinmek olunca bir planlama yapmak gerekiyor. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Nejad Melih Devrim gibi Cumhuriyet dönemi eserlerine her zaman çok ilgim oldu ve edindim de. Daha sonra 2000 sonrası oluşan çağdaş dönemi takip etmeye başladım ve bazı eserler edindim. Bundan sora yönümü biraz daha 1970-2010 arası modern sanatçılara çevirmeyi planlıyorum. Sonuçta hepsi ilgimi çekiyor ve zaman zaman rota değişikliği yapmak daha dinamik tutuyor sanatla olan ilişkimi.

Yukarıdan aşağıya: Nadir Baylan, Mustafa Pilevneli, Bayram Gümüş

Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz?

Depolamaya yetecek kadar çok eserim yok, kaldı ki benim mantığıma da çok uymuyor depoda eser tutmak. Sanata dair her şey sergileniyor olmalı bu özel veya genel olabilir ama bir şekilde sergilenmeli. Sanat seyircisine ulaşmalı. Benim sahip olduğum eserlerin hemen hemen tamamı yaşadığım ev ve çiftlik evimin duvarlarını süslüyor şu an. Yine de beklemede olan iş oluyor sürekli depoda ama bu bir depolama değil tabii ki.

Evde tüm duvarlar dolu ve eserlerin yerlerini zaman zaman değiştiriyorum. Bu değişiklik aslında eserlerle olan bağınızı bir hayli dinamik tutuyor. İnsan çok enteresan bir varlık, her şeye çok hızlı alışıyor ve bir süre sonra duvardaki sabit eseri artık görmez oluyorsunuz. Ama yer değişikliği hemen algılarınızı yükseltiyor ve aldığınız keyif gerçekten artıyor. Tabii tüm duvarlar dolu olunca bu değişiklikler de bir hayli çaba gerektiriyor. Defalarca evde elektrik priz ve anahtarlarının yerini değiştirdiğim oldu tablo asabilmek için. Bu merak o kadar büyüleyici ki evinizin duvarları çok kıymetli alanlar oluyor.

Ara Güler

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?

Kesinlikle destek alıyorum. Genel olarak kararlarımın doğruluğuna emin olsam bile danışmayı seven bir insanım. Sanat eseri konusunda da fikirlerine güvendiğim danıştığım sanat galerileri her zaman olmuştur. Örnek vermek gerekirse Sevil Dolmacı profesyonel olarak destek aldığım fikirlerine çok güvendiğim bir sanat danışmanı. Ayrıca çevremde de çok fazla sanatla ilgilenen insan var. Bunlardan bazıları benden çok daha tecrübeli olduğu için onlara danışmak benim için büyük zevk. Sonuçta insan sorarak merak ederek öğreniyor ve geliştiriyor kendini.  Tabii ki beğeni ve haz kişisel bir duygu ve danışmak gerekmiyor. Fakat sanat eserlerini sadece görsel beğenimizle değerlendiremeyiz elbette. Sanat eserinde söz konusu birçok bileşen var. Sanatçı adı, eser türü, dönemi, tekniği, fiyatı vs derken bilmek tecrübe sahibi olmak gerekiyor. Dolayısıyla her zaman danışmakta fayda var diye düşünüyor ve de tavsiye ediyorum.

Ergin İnan

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

Ben iyi bir takipçiyim. Öncelikle tüm müzayedeleri itina ile takip ediyorum, en azından şu dönemde online müzayedeleri diyelim. Bir eseri almayı planladığım zaman o sanatçının eserlerinin var olduğu sanat galerilerini takibe alıyorum. Benim eser alma olayım genelde planlı oluyor. Bahsettiğim gibi şu an ki planımda modern dönem var. İlk etapta bütçem oluştukça bir Neşe Erdok, Mehmet Güleryüz almayı planlıyorum. Ayrıca Cumhuriyet Dönemi’nden bir Nuri İyem de planlarım arasında. Dolayısıyla ne istediğiniz belli ise takip çok kolay. Ama istediğinizi bütçenize uygun şekilde bulmak kolay değil elbette. İyi takip ve sabır gerektiriyor.

Soldan sağa: Burcu yavuz, Şahin Demir. Objeler: Günseli Kato, LLadro

Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz?

Tabii ki herkes gibi ben de her yıl düzenlenen Contemporary Istanbul, Art Basel gibi fuarları takip ediyorum. İstanbul’da her yıl düzenlenen daha çok yeni yeteneklerin ve genç sanatçıların yer aldığı Artweek Akaretler var takip ettiğim. Yeter ki vaktiniz olsun takip edeceğiniz çok fazla sergi ve event var. İstanbul Modern’de çok iyi sergiler oluyor, takip edilmesini tavsiye ederim.

Sanat galerilerine gelince bir çok galeri var İstanbul’da takip ettiğim. Sevil Dolmacı Art Galery çok doğru bir adres mesela. Çok iyi eserler bulabileceğiniz bir nokta. Birkaç yer daha söylemem gerekirse; AE sanat, Imoga Art Space, Galeri 77, Olcay Art aklıma gelen ve tavsiye edebileceğim galeriler. Online olarak da Artprice, Artnet, Artsy ve tabii ki Kolekta gibi platformları sürekli takip ediyorum.

Adnan Turani, Maide Arel. Ortadaki heykel Müge Göğüş

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada göp alım yapıyor musunuz?

Tabii ki öncelikle imkân var ise bir eseri canlı görmek bambaşka birşey. Eseri ekranda ve canlı gömek bazen çok başka olabiliyor, bu durum çok başıma geldi diyebilirim. Fakat yine de özellikle şu an ki pandemi koşullarında dijitalleşmenin çok faydası oldu. Birçok müzayedeyi online takip edebiliyoruz ve birçok galeride de eserleri online olarak takip edebiliyoruz. Büyük kolaylık doğrusu. İnsanın erişim imkânlarını çok fazla arttırıyor. Evet online olarak aldığım eser çok oldu fakat bazı eserler var ki asla canlı görmeden almam.

Artsrun Apresyan

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?

Bu güzel bir soru, sanatçı ile tanışmak benim için hayli önemli çünkü. Şu ana kadar edindiğim eserlerin birçoğu Türk sanatçılar olduğu için yaşayan sanatçıların bir çoğu ile tanışma, sohbet etme ve atölyesini ziyaret etme şansım oldu.

Elbette ki sanatçıyı tanımanız gerekmez. Bir esere baktığınız anda aranızda bir bağ oluşur güzelleşir ve sizin için bir anlam kazanır. Bu anlam eseri seyrettikçe size bir haz yaşatır. Fakat bazen sanatçının kendisini tanımak bu anlamı çok güçlendirebilir ve farklı bir noktaya taşıyabilir. Kısaca sanatçıyı tanıyarak, onun kişiliği karakteri ruh hâli aslında sizin eserde yakalamış olduğunuz anlamın arka planı oluyor. Kısaca daha detaya inmiş oluyorsunuz. Bu durumda sanata meraklı, onun için zaman ve bütçe ayıran bir kişi için elbetteki imkân var ise sanatçının kendisini tanımak çok önemli bence.

Tabii yaşamını yitirmiş olan sanatçılar var bir de ve tanıma imkânım olmasa da bu sanatçılar hakkında daha çok şey öğrenmek istiyorum. Mesela Hıfzı Topuz’un Fikret Mualla’yı anlattığı ‘’Pariste Bir Türk Ressam’’ adlı kitabını okumuştum. O kadar etkilendim ki şimdi Fikret Mualla’nın bir eserine baktığımda neler hissettiğimi anlatamam. İnanın öncesi ve sorası çok farklı. Bir örnekte Fahrelnisa Zeid’in hayatını ve ailesini anlatan ‘’Şakir Paşa Ailesi’’ isimli kitap. Bu kitap da çok etkileyici. Her iki kitabın da okunmasını tavsiye ediyorum meraklıları için.  

Haluk Akakçe

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?

Başlangıçla bugün arasındaki süre nispeten çok kısa olmasına rağmen çok şey değişti diyebilirim. İlk zamanlar tablolara çok yüzeysel bakıyordum elbette sadece dekoratif bir objenin güzelliğini seyreder gibi. Beğendiğim her tabloyu almak istiyor veya almaya çalışıyordum. Fakat daha sora sanat algım çok değişti. Eserlerle bağ kurmaya başladım. Daha sora eserin arkasındaki sanatçıyla bağ kurmaya başladım. Daha öncede anlattığım gibi sanatçıyı tanıma imkânınız var ise çok iyi ama yok ise yine bir bağ kurabiliyorsunuz, araştırmak için çok kaynak var. Yine aynı örneği vereceğim; bir Fikret Mualla’nın Paris’te yaşadığı hayatı bilmeden öncesi ve sorasında eserlerine bakışınız fevkalade değişiyor. Ben bu derinliğe indikçe çok farklı bakmaya başladım ve vizyonum tamamen değişti.

Tecrübesel değişimin yanı sıra bir de dönemsel değişim yaşanıyor tabii tüm dünyada. Eskiden çok kısıtlı teknikler vardı ama bugünün çağdaş dünyasında çok yeni sanatçılar ve teknikler ortaya çıktı. Örneğin inanılmaz baskı yöntemleriyle muhteşem eserler çıkıyor ortaya. Fakat ben buna çok alışamadım diyebilirim. Özellikle tablolarda fırça darbesini hissetmeyince bana gerçek değilmiş gibi bir his veriyor ve o kadar etkileyici olmuyor. Çünkü teknoloji işin içine çok fazla girdi. Eskiden sanatçı hem yaratıcıydı hem de yetenekli yanı aynı zamanda el becerisine haizdi. Bugün el becerisi biraz geri planda kaldı.

Yalçın Gökçebağ

Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?

Son aldığım eser bir Ömer Uluç, daha çok yeni hatta henüz evime gelmedi. Ömer Uluç’un eserlerindeki soyutla figuratifin karışması heleki Ortaya çıkardığı melez figurler çok etkileyici benim için. Bir süredir Ömer Uluç’un bir tuval eserine sahip olmak istiyordum ve kısmet oldu. Duvardaki yeri hazır, önümüzdeki hafta sahneye çıkacak.

Ergin İnan, Haluk Akakçe

Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler? 

Henüz olmadı fakat çok da ilgilendiğim bir konu değil şimdilik. Ben çok sosyal bir insanım evime çok fazla eş-dost arkadaş geliyor. Özellikle çiftlik evimde çok fazla misafir ağırlıyorum. Böylece eserlerimi birçok insan görüyor. Tabii beğeniyle seyredildiği zaman benimde çok hoşuma gidiyor. Bir nevi bir paylaşım oluyor bu da ve her şey gibi sanat eserleriniz de paylaşıldıkça daha keyifli bir hâl alıyor ister istemez.

Yusuf Aygeç

Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak sanatçılar önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz?

Kolektada benim takip ettiğim ve edilmesini önereceğim bir çok sanatçı var aslında. Bunların arasında bir çok genç yetenekler de var.

Şu an aklıma gelenlerden bazıları; Erkut Terliksiz, Sedat Girgin, Hasan Pehlevan, Sayat uşaklıgil,Mesut Karakış, Erdoğan Zümrütoğlu, Sinan Demirtaş farklı tarzlarda fakat her biri çok yetenekli sanatçılar.

Fatih Urunç, Süleyman Engin, Hande Uğur. Üst kattaki obje Ertuğrul Ateş

Son dönemde takip ettiğiniz sanatçılar kimler?

Öncelikle çok beğeniyle takip ettiğim genç sanatçılar var şu dönem Sinan Demirtaş, Sedat Girgin, Erkut Terliksiz gibi sanatçılar aynı zamanda keloksiyonuma katmak istediğim şu an takipte olduklarım. Onun haricinde yine yakın takip ettiğim koleksiyonumda eserleri olan veya olmayan çok fazla sanatçı var tabii ki. Öreniğin Selma Gürbüz çok büyük bir beğeni ile takip ettiğim bir sanatçı. Ama farklı bir alandan örnek vermek gerekirse heykel sanatçısı olarak Seçkin Pirim ve Ayla Turan bence çok başarılı hem eserlerine sahibim hem de ilgiyle yeni işlerini takip ediyorum.

Nejad Melih Devrim

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu?

Bana göre sanata dekoratif bir obje olarak bakmak ayrı bir şey, onu öğrenmek hissetmek daha doğrusu içselleştirmek ayrı birşey. Emin olabilirsiniz içselleştirdiğiniz zaman sizdeki etkisi dekorasyonun çok ötesinde birşey olacak. Neden bunu vurguluyorum çünkü sadece ev dekorasyonu olarak tablo satın alan çok insan var. Birde iyi takip etmek gerektiğini düşünüyorum ve bunun için digital ortamda çok fazla imkan var günümüzde. İyi takip etmeli, araştırmalı, soru sormalı, ve kendine özgü bir sanat algısı oluşturmalı insan kesinlikle. Bu noktaya gelmeden eser alımına başlamak daha sora genelde hüsranla sonuçlanıyor ve gerçekten aldığımız eserlerden kısa süre içinde sıkılabiliyoruz. Kısacası ilk heyecanın vermis olduğu rüzgara kapılmadan daha öğrenerek sindirerek ve planlama yaparak ilerlemelerini tavsiye ediyorum.

Alea Pınar Du Pre
Devrim Erbil
Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.