Tansa Mermerci Ekşioğlu: “Koleksiyonumu tutkuyla oluşturuyorum” 

SPOT Projects Kurucusu ve Yöneticisi Tansa Mermerci Ekşioğlu, koleksiyonunda cinsiyet meseleleri, insanın dramı, ruhaniyet, politik sinizm ve kentleşme konuları ile kadın sanatçıların işlerine yoğunlaştığını söylüyor. Ekşioğlu ile eklektik, duygusal ve kavramsal olarak tanımladığı koleksiyonu, takip ettiği mecralar, SPOT Projects ve daha pek çok konu üzerine sohbet ettik.

Röportaj: Burcu Dimili

Fotoğraf: Murathan Özbek

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız? 

Sanatsever ve koleksiyoner bir ailede yetiştim. Anne ve babamın sanata olan tutkusunun benim üzerimdeki etkisi tartışılmaz. Babamla saatlerce bir tablonun önünde oturduğumu hatırlarım. O anlatır, ben dinlerdim. Çok sıkıldığım da olurdu. Şimdi o anlatımların değerini ve etkisini, koleksiyonerlik ve hamilik pratiğim ile yolculuğumda daha iyi anlıyorum.

Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı? 

Koleksiyon yolculuğuma 2000’li yıllarda İslami ve Oryantalist sanat eserleri toplayarak başladım. Zamanla modern ve güncel sanata yöneldim. 2007 yılından beri tamamen güncel sanat odaklı bir koleksiyon oluşturmaya devam ediyorum.

Martin Creed

İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?

Koleksiyonuma ilk dahil olan Hakan Kırdar’ın bir seri işiydi. Yağlı boyayı küçücük tuvallerin üstüne uyarlayıp ortaya çıkardığı sokak objeleri resimlerine ilk gördüğüm anda bayılmıştım. 

“Sanatsever olmak, sanat ortamında olmak, sanat dünyasında diyaloglar kurmak, işlerden öğrenmek, eserleri ve sanatçı yolculuklarını izlemek ile besleniyorum” 

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz? 

Koleksiyonerliğimin arkasında birkaç motivasyon bulunuyor. Sanatsever olmak, sanat ortamında olmak, sanat dünyasında diyaloglar kurmak, işlerden öğrenmek, eserleri ve sanatçı yolculuklarını izlemek ile besleniyorum. Benim için bundan daha güzel bir motivasyon olamaz. Koleksiyonuma eser dahil ederken ilk bakışta ilgimi çekmesi, merak uyandırması, eserin ardında yatan hikâye, sanatçının veya galericinin anlatımı benim için çok önemli. Koleksiyonumu tutkuyla oluşturuyorum.

Osman Bozkurt, Bashir Borlakov, Basim Magdy, Joseph R. Martinez, Taryn Simon, Francesci Vezzoli, Erica Baum, Andy Warhol, Esat Cavit Başak, Hüseyin Bahri Alptekin, Cengiz Çekil

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor? 

Koleksiyonumda dört yüze yakın yerli ve yabancı sanatçının işi var. Gülsün Karamustafa, Nil Yalter, Hale Tenger, İpek Duben, Ayşe Erkmen, Nancy Atakan, Sena, Nilbar Güreş, İnci Furni, Hera Büyüktaşçıyan, Merve Ünsal, Basim Magdy, Jorinde Voigt, Slav and Tatars, Attila Csörgö, Melik Ohanian, Ann Agee, Mark Dion, Jack Pierson, Begüm Lipi, Shirana Schabazi, Wael Schawky, Marwan Rechmaoui, Kader Attia, Melik Ohanian, Adel Abidin, Walid Raad, Tracey Emin, Martin Creed, Richard Prince, David Shirgley, Tayrn Simon ve Sophie Calle koleksiyonumda işleri yer alan sanatçılardan bazıları.

Koleksiyonumdaki eserleri evin farklı bölümlerine dağıtmak yerine enerjileri, konuları, temaları ve renkleri bakımından bulundukları ortama uyum sağlamalarına dikkat ediyorum. Çocuklarımın yatak odalarında birer Serra Tansel işi var. Yine onların oyun ve çalışma odalarında 16. İstanbul Bienali’nde destek verdiğim Güçlü Öztekin ve Güneş Terkol’un işleri ile Empire Projects’ten Cemil Batur Gökçeer’in yakın zamanda edindiğim iki eseri bulunuyor.

Nilbar Güreş

Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz? 

Koleksiyonumda yer alan her eserin kendine özgü hikâyesi var, ayırt etmem çok zor. 

“Koleksiyonumu eklektik, duygusal ve kavramsal olarak nitelendirebilirim” 

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı? 

Koleksiyonuma katmış olduğum her eser koleksiyonerlik yolculuğumun bir parçası. Koleksiyonumu eklektik, duygusal ve kavramsal olarak nitelendirebilirim. Kariyerlerinin farklı aşamalarındaki sanatçılardan alımlar yapıyorum. Yerli ve yabancı sanatçıların eserleri arasında bir denge bulunuyor. Tema olarak cinsiyet meseleleri, insanın dramı, ruhaniyet, politik sinizm ve kentleşme konuları ile kadın sanatçıların işlerine ilgi duyuyorum. 

Nader Ahriman Leyla Gediz Hale Tenger

Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz? 

Koleksiyonumda yer alan eserlerin bir kısmı evlerimde asılı durumda, bir kısmı da depoda yer alıyor. İşlerin yerini belli aralıklarla değiştirsem de aralarında koleksiyonum ve benim için mihenk taşı gibi gördüğüm, yerini hiç değiştirmeyeceğim eserler de bulunuyor.

Gülsün Karamustafa

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı? 

Hayır almadım. Seçimlerimi kendim yaptım, ama sanat profesyonellerinin fikir ve yorumlarına kulak verdim. Galeri direktörlerinin anlatımlarına hep açık oldum. Ancak güncel sanat koleksiyonuna başlamadan küratör Pelin Uran ile birlikte teorik dersler ve saha gezileri yaptık. Türkiye’de bu konudaki kısıtlı erişim ve ihtiyaç ise beni SPOT Projects’i kurmaya yöneltti. SPOT.TER üyelik programımız ile gerçekleştirdiğimiz seminerler, sanatçı atölyesi ziyaretleri, koleksiyoner buluşmaları, sergi turları güncel sanata bakışımın şekillenmesinde büyük rol oynadı. SPOT’ta her dönem farklı içeriklerle güncel kültür ve sanat etkinliklerini takip etmek koleksiyonum açısından bana da yol gösterici oldu. 

(Sol) Su-Mei Tse, (Sağ) Şener Özmen

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz? 

Alımlarımı takip ettiğim galeriler ve ilgilendiğim sanatçıları temsil eden galerilerden yapıyorum. Ayrıca yurt dışındaki çoğu fuarı takip ediyorum ve gezmeye çalışıyorum.

Funda Alkan

Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz?

Yerli ve yabancı galerileri, yurt içi ve yurt dışı fuarlarını düzenli olarak takip etmeye çalışıyorum. Pilot, Pi Artworks, Galerist, artSümer, Lisson Gallery, Hauser & Wirth, Pace, David Zwirner, Krinzinger gibi galerilerin yanı sıra Art Basel, Frieze, Armory gibi fuarları ve ISCP’nin düzenlediği Open Studio günlerini takip ediyorum. Whitney, MoMA, Met Breuer, Guggenheim ve New Museum sergilerini de düzenli olarak geziyorum. Artnet, The Art Newspaper, Artsy ve Hyperallergic de takip ettiğim dijital yayın platformları arasında yer alıyor. 

(Sol) Leyla Gediz, (Sağ) Işıl Eğrikavuk

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz? 

Son yıllarda online olarak görüp koleksiyonuma dahil ettiğim işler genelde bir kurum, sanat yayını ya da sanatçı misafir programı için yapılan “benefit auction”lar (destek için organize edilen müzayedeler) oluyor. Bu şekilde aldığım işlerin sanatçıları arasında Walid Raad, Köken Ergun, İnci Furni, Peter Hristoff var. Genellikle destek maksatlı düzenlenen satışlarda Türkiyeli sanatçıları desteklemek ve amaca servis etmek adına online platformlardan alım yaptım. 

Işıl Eğrikavuk

“Benim için sanatçıyı yakından tanımak, pratiğini ve zaman içerisindeki gelişimini, değişimini izlemek çok önemli” 

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli? 

Benim için sanatçıyı yakından tanımak, pratiğini ve zaman içerisindeki gelişimini, değişimini izlemek çok önemli.

Deniz Gül

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz? 

Açık söylemek gerekirse sanat ortamlarına girip çıkmaya başlamamla birlikte hayatım değişti. Sanatçılarla, küratörlerle, koleksiyonerlerle tanışmak, etkinliklere katılmak ve güncel sanat üstüne fikir alışverişleri yapabileceğim ortamlarda bulunmak bana her zaman çok iyi geliyor. Açılışlar, etkinlikler, yurt içi ve yurt dışı fuarları, bienaller derken güncel sanat çevresinde dönen eğitici, öğretici, eğlenceli bir dünyanın parçası olmak hem ruh hâlimi değiştirmek hem de vizyonumu geliştirebilmek açısından benim için çok değerli.Zevklerimden ziyade işlere bakış açım değişti diyebilirim; daha seçici alımlar yapıyorum. Covid-19 ile birlikte dünya ekseninden çıktı, pek tabii ki sanat ortamı da bundan nasibini alıyor. 

Federico Herrero (resim),  Kader Attia (iki yandaki kolajlar)

Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi? 

Koleksiyonuma en son dahil ettiğim iş Handan Börüteçene’nin 1987 yılında Urart Galeri’deki sergisinden “Havva’nın Önlenemez Yükselişi Serisi”ne ait işleri. Handan Hanım’ın 1980’lerin başında Paris’te yaptığı bu serideki işlerle ilgili anlattığı hikâye beni çok etkiledi. Bu seramik işleri Kapadokya’da tanıştığı Fikriye isimli kadın çobana ithafen yapmış olması beni çok duygulandırdı. 

Jack Pierson (duvardaki yerleştirme, GOD), Handan Börüteçene (alttaki heykeller)

Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler? 

Koleksiyonumdaki işleri başka izleyicilerle paylaşmak benim için her zaman çok kıymetli. Müze, kurum ya da galerilerden teklifler geldiğinde sergileme imkânım oluyor; işleri yurt içi ve yurt dışında pek çok sergiye gönderiyorum.

2014 yılında Elgiz Müzesi’nde “Genç Koleksiyonerler” sergisinde Ahu Büyükkuşoğlu Serter, Ebru Özdemir, Hüma Kabakçı, Mehmet Ali Bakanay ve benim koleksiyonumdan işler gösterildi. 2015 yılında Ankara m1886’da “İzler” başlığı ile koleksiyonumdan çoğunluğu Türkiye’den olan 50 eser sergilendi. Yine 2016 yılında Contemporary İstanbul’da küratörlüğünü Marc-Olivier Wahler‘in yaptığı ve danışmanlığını Marcus Graf’ın üstlendiği Collectors’ Stories’de koleksiyonumdan işler gösterildi. 2019 yılında SALT Beyoğlu’nda Amira Akbıyıkoğlu tarafından kürate edilen Ayşe Umur ve benim koleksiyonumdan işlerin yer aldığı “Aslına Sadık Kalınmıştır” sergisi oldu. Koleksiyonumda yer alan Jordan Nassar’a ait “Scatter Them in Forest and Meadow” işi 2019 yılında Museum of of Arts and Design, New York’ta sergilendi. Ayrıca yine koleksiyonumda yer alan Gülsün Karamustafa’ya ait ikonik eser “Yarabbim Sen Bilirsin” sanatçının IVAM, Valencia’da gerçekleşen kapsamlı sergisinde yer alıyor. 

Mark Dion

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu? 

Benim sürecimde önemli olan noktaları şöyle özetleyebilirim. Koleksiyon oluştururken kişinin kendini durmadan sanat tarihi konusunda geliştirmesi ve yeni bilgilere, gelişmelere açık olması çok önemli. Başlarda kolay ve hızlı bir şekilde iş alırken güncel sanat birikimimin ve görgümün artmasıyla çok zor beğenir hâle geldim. Bununla birlikte yerel ve uluslararası yayınları ve güncel haberleri takip etmek de gerekiyor. Günümüzde sadece basılı değil dijital olarak da bu alanda takip edilmesi gereken pek çok önemli mecra bulunuyor. Bazen hiçbir yerde bulamayacağınız ilginç bir bilgiyi bu mecralardan edinebiliyorsunuz. Okumanın yanı sıra elbette teorik her bilgiyi pratiğe de dökmek gerekiyor. Hem sanatsever hem de koleksiyonerin gözü ve işleri kavrama yetisi ne kadar çok sanat işi görülürse o oranda gelişiyor. Bu anlamda güncel sergileri görmek, yurt içi ve yurt dışı fuarları ve bienalleri takip edip katılmak oldukça önemli. Koleksiyon oluştururken birbirinden tamamen farklı, soyut ve zaman zaman anlaşılması güç parçaları bir araya getiriyorsunuz. Almayı düşündüğünüz işi seçerken hikâyesini dinlemek, soru sormaktan çekinmemek, sanatçının kafasına girmek, bu işi yaparken içinde bulunduğu ruh hâlini, coğrafya ve tarih kesitini anlamak ve hissetmek de çok önemli. Tabii bunları gerçekleştirebilmek diyalog kurmak ve bu diyaloğu devam ettirmekten geçiyor. Kendi koleksiyonumda belli temaları ele almaya ve aldığım işlerin de bu temalar üzerinden gitmesine özen gösteriyorum. Zaten bir noktadan sonra algıda seçiciliğiniz de bu yönde değişim gösteriyor ve böylece koleksiyonun bütünlüğü de sağlanmış oluyor.

SPOT Projects’te de yapmaya çalıştığımız şeyler tam olarak bunlar. Atölye ziyaretleriyle sanatçıların üretimlerine tanık olmak, koleksiyonerlerden koleksiyon yolculuklarını dinlemek, seminerler ve konuşmalar ile sanat tarihi konusunda bilgi edinmek, sıkı bir sergi izleyicisi olmak ve tüm bunları belirli bir rotada yapmak katılımcılar için yol gösterici olmasının yanı sıra diyalog ağını da genişletiyor. 

Nilbar Güreş

Ayrıca yakın zamanlı başka projeleriniz varsa sizden dinlemek isteriz. 

Bu dönemde çoğu kurum gibi SPOT Projects olarak biz de etkinliklerimizi online olarak yürütüyoruz. 12 Ocak 2021 – 9 Mart 2021 tarihleri arasında Dr. Necmi Sönmez ile birlikte “Koleksiyon Analizi Serisi”ne başlıyoruz. İlk kez gerçekleşecek bu seri ayda iki online buluşma şeklinde planlandı. Her buluşmada farklı bir koleksiyonerle bir araya gelerek Dr. Necmi Sönmez yürütücülüğünde koleksiyonu deşifre edeceğiz. 12 Ocak’ta Selman Bilal ile başlayacak seride 5 farklı koleksiyoner yer alacak. İlerleyen günlerde programda yer alacak tüm isimleri duyuracağız.

SPOT.TER üyelik platformumuzda da üyelerimizle online olarak bir araya gelmeye devam ediyoruz. Her dönem değişen ve güncel etkinliklerden oluşan programımızda gelecek dönem de pek çok sanat profesyonelini üyelerimizle hibrit (koşullar el verdiğince) bir sistemle buluşturmaya devam edeceğiz. Üyeliklerden elde ettiğimiz gelirler ile gelecek dönem de SPOT Destek Fonu aracılığıyla sanatçıların üretimlerine kaynak yaratmak en büyük arzumuz.

Sanatseverler gelecek programlarımızı SPOT Projects sosyal medya hesaplarından ya da www.spot-projects.com websitemizden takip edebilirler. İlgi duyan herkesi bekliyoruz.

Marwan Rechmaoui
Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.