Selman Bilal: “Kurduğum duygusal bağ benim ana motivasyonum”

Selman Bilal ile koleksiyonerlik serüvenini ilk yıllarından bugüne detaylarıyla konuştuk. Aldığı ilk eserden koleksiyonunun dinamiğine, dijitalleşmenin sanat dünyasına etkisinden Bilsart’a, genç koleksiyonerlere tavsiyelerinden koleksiyonundaki eserleri nerelerden takip ettiğine kadar pek çok şeyi kendisinden dinledik.

Röportaj: Burcu Dimili

Solda: Hera Büyüktaşçıyan, ‘Boğazımdaki Yabancı’. Okul sırası, bronz, ahşap, çeşitli ölçülerde. Sağda: Şakir Gökçebağ, Toccata & Fuge, 2014 (ilk yerleştirme, 2011).

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?

Sanatla ilk tanışmam herhâlde lisedeki güzel sanatlar dersi öğretmenimizin çok donanımlı olması dolayısıyla edindiğim bilgilerle oldu. Sanata ilgi duymamda rol oynadı. Sanat beni her zaman çok heyecanlandırdı, bu heyecan ve merak duygusu büyüdükçe daha çok okumaya, öğrenmeye ve takip etmeye başladım.

Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?

Mimari benim hayatımda önemli bir yer tutuyor; Han Tümertekin’le B1 ile başlayan bir ev dizisi yaptık. Assos Behramkale’de yer alan B2 evi, 2004 yılı Ağa Han Mimarlık Ödülü’ne layık görüldü. Sonrasında yaşamakta olduğum ve aynı zamanda koleksiyona ismini veren B3 Evi yapıldı. Koleksiyona dair ilk adımlar bu evin inşaatı ile başladı. Çağdaş sanatı yoğun şekilde takip etmeye başladığım bir dönemdi, mimari ve sanata olan ilgim bu evle beraber harmanlanmış oldu. Koleksiyonda yer alan işlerin hemen hemen çoğu evin mimarisi ile içkin bir şekilde, belli bir sürece yayılarak gelişti ve eve özgü yerleştirildi.

Evren Sungur, İsimsiz (Otoportre). Kontraplağa marufle kâğıt üzerine yağlı boya (diptik)

İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?

İlk aldığım eser İlhan Koman’ın İsimsiz minik bir bronz heykeliydi. Heykel, malzemesi ve formuyla beni her zaman çok heyecanlandıran bir sanat pratiği. İlhan Koman da Türkiye’nin en önemli heykeltıraşlarından biri. B3 Koleksiyonu’nun başlangıcı olan ilk iş ise evin inşaatı esnasında bahçede yerini alan, Ayşe Erkmen’in Rengarenk isimli seramik karo yerleştirmesidir.

“Kurduğum duygusal bağ benim ana motivasyonum”

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz?

Koleksiyonda yer alan iş seçimlerimde herhangi bir dönem, konu ya da üslubun etkin bir rol oynadığını söyleyemem. Daha çok işle kurduğum duygusal bağ benim ana motivasyonum oluyor. Eserin bana geçirdiği hisle beraber, sanatçının üretim süreci, malzemesi ve ardındaki düşüncesiyle ilgileniyorum.

Solda: Zeynep Kayan, ‘Yırtık’ Serisinden’. Sağda: Şakir Gökçebağ, Toccata & Fuge, 2014 (ilk yerleştirme, 2011).

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor?

Koleksiyonda güncel olarak 36 sanatçının, 56 işi evde görünür şekilde yer alıyor. Koleksiyonda yer alan sanatçılar: Ayşe Erkmen,Esk Reyn, Antonio Cosentino, Erim Bayrı, Metin Alper Kurt, Ali Cabbar, Şakir Gökçebağ, Hera Büyüktaşçıyan, Komet, Nejad Devrim, İlhan Koman, Gülsün Karamustafa, İnci Eviner, Burcu Yağcıoğlu, Yılmaz Zenger, Işıl Çelik, Ferhat Özgür, Sinan Logie, Zeynep Kayan, Eda Gecikmez, Leman S. Darıcıoğlu, Erol Akyavaş, Gözde Mimiko Türkkan, Ayça Telgeren, Nevin Aladağ, Güneş Terkol, Funda Özgünaydın, Sarkis, Evren Sungur, Olgu Ülkenciler, Tarık Töre, Cihan Poçan, Erdal İnci, Hacer Kıroğlu, Begüm Yamanlar, Ezgi Tok.

Evin dış cephesi dahil her yerde eserler var. Dengeli bir dağılımdan ziyade, işlerin çoğu evdeki mimari ile içkin olarak yerleşiyor.

Sinan Logie, ‘Akışkan Yapılar, Faz 18’, Kağıt üzeri yağlı boya

Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz?

Eserlerin çoğu eve özgü yerleştiği için, sanatçıların evdeki çalışma süreleri de uzun olabiliyor, bu sebeple her bir sanatçı ile birlikte değerli anılarımız oluyor.

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı?

Önceden belirttiğim gibi, koleksiyon belirli bir üslup ya da tema üzerinden ilerlemiyor. Topladığım belirli bir sanat türü yok, evde her sanat pratiğinden üretilmiş işler var. Belirleyici ana unsurlarını özetlemem gerekirse; koleksiyondaki tüm işlerin evde görünür olması, Türkiyeli sanatçılardan oluşması ve işlerin çoğunun eve özgü olarak yerleşmesi diyebilirim.

Solda: Ferhat Özgür, ‘Hiçlik Ülkesi’, site spesifik enstalasyon, mekana özgü yerleştirme. Sağda: Işıl Çelik, ‘Fail’,  Seramik üzerine serigrafi baskı

 “Koleksiyonun en temel özelliklerinden biri tüm eserlerin evde görünür olarak yerini bulması”

Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz?

Evdeki eserlerin yeri sık sık değişmiyor, zaman zaman yeni işler eklendikçe var olan işler arasında ufak tefek yer değişiklikleri yapabiliyoruz ama bu değişiklikler hiçbir zaman eserlerin depo gibi bir alana taşınması ve kapalı kalmasını kapsamıyor. Koleksiyonun en temel özelliklerinden biri zaten tüm eserlerin evde görünür olarak yerini bulması.

Solda: Esk Reyn, ‘Tohum’, Graffiti ve metal heykel. Sağda: Erim Bayrı, isimsiz, Elektrik Kaynak

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?

Başlarda destek alıyordum hatta Gökşen Buğra danışmanlığında B3 Evi Koleksiyonu’nun kataloğunu yaptık. Katalog metniyle beraber tüm işlerin görsel ve metinlerini derlemiş olduk. İyi ki yapmışız, her sene yeni gelen işlerle beraber bu kataloğu güncelliyoruz. Bunun dışında kendi ekibimle beraber sanatçı ilişkilerini yürüterek, işlerin yerleşiminde mutlaka sanatçıyla beraber oluyoruz. Ben bir eser için yer düşünürken, sanatçı bambaşka bir köşe önerebiliyor ve iş yerini buluyor. Bazen de tam tersi oluyor. Sanatçıyla birlikte bu süreci ilerlettiğimizde çok verimli fikir alışverişi yapıyoruz, beraber karar veriyoruz. Profesyonel anlamda danışmanlık almıyorum.

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

Alanı takip etmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Düzenli olarak galeri, müze ve sanat kurumlarını geziyorum. Pandemi süreci öncesinde sık sık yurt dışı sanat fuarlarını, sergilerini ziyaret ediyordum. Bir de sanatçıları bağımsız olarak takip etmeyi, kurduğum diyaloğu devam ettirmeyi, üretimlerinden haberdar olmayı önemsiyorum. Aldığım işlerle de genellikle bu şekilde tanışıyorum.

Şakir Gökçebağ, ‘Toccata & Fuge’, 2014 (ilk yerleştirme, 2011).

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz?

Dijitalleşmeyi kötü olarak algılamıyorum. Herkesin çevrim içi faaliyet gösterdiği bu geçiş döneminde de biz kurum olarak hem olumlu hem olumsuz yönleriyle beraber durumu değerlendirmeye çalıştık. Kolay erişim ve daha geniş bir yelpaze sunması açısından dijital gezinti iyi gelebilir ama asla bir sergiyi fiziksel ortamında gezmekle ya da bir esere yakından bakmakla aynı şey olduğunu söyleyemem. Belki video işleri için durum farklı olabilir, çevrim içi düzene taşımak daha kolay oldu ama video dediğimizde de işin yerleşimi, mekânla kurduğu bütünlük çok önemli bir hâle geldi. Bu yüzden her zaman eseri yakından görmek isterim. Online mecrada görüp aldığım bir iş henüz olmadı.

Eda Gecikmez, ‘Ne Alçaktan, Ne Yüksekten’, Duvar Resmi

“Sanatçıyı tanımanın, hem sanatçı hem de koleksiyoner için önemli olduğunu düşünüyorum”

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?

Koleksiyonda olup da tanışmadığım sadece üç isim var: İlhan Koman, Erol Akyavaş ve Nejat Devrim. Diğer tüm sanatçılarla eserlerin yerleşiminden itibaren uzun soluklu bir sürece dahil oluyorum. Sanatçıyı tanımanın, hem sanatçı hem de koleksiyoner için önemli olduğunu düşünüyorum. Sonrasında da kurduğumuz iletişimi koparmamaya ve çalışmalarını takip etmeye gayret gösteriyorum.

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?

Sanatın beni her zaman heyecanlandırması ve meraklandırması daha çok okumaya ve öğrenmeye teşvik etti. Çeşitli kurumların sanat seminerlerine katılmanın yanı sıra sanatçı konuşmalarını dinlemekten çok büyük keyif alıyorum. Gidip gezdiğim yurt dışı çağdaş sanat fuarlarında, özellikle eser yerleşiminin ve yeni medya işlerinin nasıl bir boyut atladığını gördüm. Bunun üzerine Ocak 2018’de sanatçılara işlerini sergileyebilecekleri bir alan açmak adına şirket binamızın boş duran garajında Bilsart isimli, kâr gütmeyen video sanatı odaklı bir mekân kurduk. Açıldığımız günden bu yana, dinamik bir tempoda sergiler, açılış günleri ve sanatçı konuşmaları yapıyoruz. Video sanatına alan tanımanın büyük bir ihtiyaç olduğunu görmüş olduk. Bilsart’ın kurulması, video sanatına olan ilgim ve takibim sonucu koleksiyonuma daha çok video işleri dahil olmaya başladı.

Ayşe Erkmen, ‘Rengarenk’, Seramik karo yerleştirmesi

Bilsart, video sanatının sergilenmesi için çok kıymetli bir alan sağlıyor. Bilsart’ın hedefleri ve gelecek projeleri nelerdir?

Bilsart, biliyorsunuz ki video sanatına alan açmak ve desteklemek adına kuruldu. Her şeyden önce uzun soluklu ve sürdürülebilir olmasına çaba harcıyoruz. Gelecek hedeflerimizde, sanatçılara mekân sağlamanın yanı sıra bu desteği nasıl bir adım daha ileriye taşıyabiliriz, sanatçılara daha fazla nasıl destek olabiliriz diye düşünüyorduk hatta bu konuda çalışmalara başladık. Yapacağımız bir açık çağrı sonucu, bir video sanatı üretiminin tamamlanmasında üretim desteği vererek sergisini gerçekleştireceğiz. Yakın zamanda duyurulara başlayacağız.

Solda: Yılmaz Zenger, ‘Ütopya’, Kompozit reçine heykel. Sağda: Begüm Yamanlar, ‘Tahribat’, Video, 03’04’’

Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?

Koleksiyona son edindiğim eser, pandemi süreci dolayısıyla henüz sanatçısı ile yerleşimini yapamadığımız Füsun Onur’un Hayal Et isimli işi oldu. Füsun Onur’un koleksiyonuma dahil olmasından dolayı çok mutluyum, yerleşim gününü heyecanla bekliyorum.

“Ne kadar çok paylaşırsam o kadar mutlu oluyorum”

Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler?

Koleksiyonu görünür kılmaya, olabildiğince çok insanla paylaşmaya çalışıyoruz. Her sene gelenek hâline gelen Contemporary İstanbul’un açılış günü programında yer alan bir davet veriyoruz. O sene koleksiyona dahil olan eserleri sanatçılarından dinliyoruz. Çok keyifli geçiyor ve çok fazla etkileşim oluyor; sanatçılar için de önemli bir iletişim ağı yaratmış oluyoruz. Bunun dışında, yeni bir eser yerleşiminde de ufak çaplı olarak birilerini davet ettiğimiz oluyor. Koleksiyonu daha önce ziyaret etmemiş birileri olduğu zaman yine davet edip gezdirmekten keyif alıyoruz. Aynı şekilde yurt dışından önemli müze ve galeri direktörlerini fırsat oldukça ağırlıyoruz. Ne kadar çok paylaşırsam o kadar mutlu oluyorum.

İnci Eviner, ‘Yeni Vatandaş II’, Video yerleştirme 3’ ve desenler

Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak 10 sanatçı önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz?

Kolekta, A’dan Z’ye çok geniş bir seçki sunuyor bu yüzden seçim yapmak çok zor. Herkes kendi ilgisine göre istediği sanatçıyı güncel olarak takip etsin. Ben de Kolekta’da yer alan kendi koleksiyonumdaki sanatçılardan öneride bulunayım: Antonio Cosentino, Ayça Telgeren, Begüm Yamanlar, Burcu Yağcıoğlu, Eda Gecikmez, Erol Akyavaş, Evren Sungur, Ferhat Özgür, Gülsün Karamustafa, Gözde Mimiko Türkkan, İnci Eviner, Işıl Çelik, Sinan Logie, Şakir Gökçebağ, Tarık Töre, Zeynep Kayan.

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu?

Alanı güncel olarak takip etmelerini, bol bol okuyup kendilerini geliştirmelerini öneririm. Fazladan eser alımı yapmamalarını ve acele etmemelerini tavsiye ederim.

B3 koleksiyonuzdan ve koleksiyonunuzun misyonundan bahsedebilir misiniz?

Koleksiyonun Türkiyeli sanatçılardan oluşması dikkat çekiyor, bunun başlıca sebebi Türkiye’den sanatçıların üretimlerine destek olmak. Koleksiyon misyonundan ziyade bence bir koleksiyoner, seçkisinde yer alan eserleri olabildiğince görünür kılmalı ve sanatçılara destek olarak onlara yanında olduğunu hissettirmelidir.

Ayrıca yakın zamanlı başka projeleriniz varsa sizden dinlemek isteriz.

Yakın zamanda Bilsart adına bazı projelerimiz var. Pandemi dolayısıyla programımızı çevrim içi düzene taşımıştık. Video işlerini Bilsart Youtube kanalımızda ve websitemizde yayımlıyoruz, Zoom üzerinden sanatçı konuşmaları düzenliyoruz. Fiziki ortama geçtiğimizde, Bilsart’ı şirket binamızın ön tarafındaki daha geniş bir alana taşımak istiyoruz. Böylece daha büyük bir sergileme alanı ve mesafeli bir oturma planıyla daha sağlıklı bir şekilde etkinliklerimizi gerçekleştirebileceğiz. Bu projeyi zenginleştirmek adına çalışmalarımız devam ediyor.

Fotoğraflar: Kayhan Kaygusuz

Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.