Uzman Eczacı, NAHA (National Association for Holistic Aromatherapy) Bölge Direktörü Meltem Kurtsan, sanat ile ilk tanışmasının bale ile gerçekleştiğini söylüyor. Kurtsan ile seçkisinde yer alan sanatçılar, genç koleksiyonerlere tavsiyeleri, kendisi için özel hikâyesi olan eserler ve daha pek çok şeyi konuştuk.
Yazar: Burcu Dimili
Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?
Sanat ile 4 yaşında annemin beni yazdırdığı bale okulunda tanıştım. Bale eğitimimi aralıksız 18 yaşıma kadar sürdürdüm. En son İstanbul Belediye Konservatuvarı’nı bitirdim. İstanbul Devlet Konservatuvarı’na devam edebilirdim ancak aile mesleğim Eczacılık’ı okumayı tercih ettim. Ama bale hayatımdan hiç çıkmadı, çok iyi bir izleyici oldum.
Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?
Koleksiyonerlik serüvenim halam Sabiha Tansuğ’un hediye ettiği 1962 tarihli Nuri İyem tablosu ile başladı. Halamın 1950’li yıllarda Nuri İyem’den resim dersleri alırken edindiği şahane bir tabloydu.
İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?
İlk satın aldığım eserler Bedir Rahmi Eyüpoğlu’nun 3 farklı eseridir.
“Geleceğinin parlak olacağını düşündüğüm gençlerin eserlerini alıyorum”
Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz?
Şu anda geleceğinin parlak olacağını düşündüğüm gençlerin eserlerini alıyorum. Amacım yetenekli gençlere destek olmak ve tabii aldığım eserlerin gelecekte daha çok değer kazanması.
Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor?
Eserler her yerde bulunuyor. Salonumda Nuri İyem, Canan Dağdelen, Bedir Rahmi Eyüpoğlu, Yavuz Tanyeli tablosu ve heykeli bulunuyor.
Koridorumda Kemal Seyhan, Gamze Eryaşar ve Selda Asal, Mustafa Pancar; odalarda Yusuf Taktak, Kemal Seyhan, Girişte Orhan Taylan, Bedri Rahmi Eyüboğlu; çalışma odamda Mustafa Pancar, Müge Bakır, Çiğdem Akgün’ün eserleri yer alıyor.
Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz?
Tam Çanakkale’ye bağlı Babakale köyünde yazlık ev inşaatıma başladığım sırada BASE’ten bir davetiye geldi. Troya yılı nedeni ile genç sanatçılara Troya’nın tarihini konu alan bir yarışma açılmıştı. Özel bir jürinin seçtiği eserler Darpane binası Sultanahmet’te sergilendi. Orada sergilenen eserlerden Halil İbrahim Kara’nın “Troya Kalkanı” adlı seramik eserini, Ezgi Erkan’ın “Penthesilea&Achilles” adlı serigrafi baskılarını, Erdi Özdemir’in “Soyut Troya” adlı seramik eserini, Seda Boy’un “İlyada” adlı seramiğini, Oğuzhan Karadal’ın “Seyir” isimli seramiğini, Uğur Demirci’nin “Truva Atı” isimli heykellerini satın aldım. Babakale’deki evim bittiğinde bu eserleri oraya yerleştirerek eser sahibi gençleri de misafir edeceğim bir davet organize etmek istiyorum.
Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı?
Çağdaş sanat diyebiliriz.
Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz?
Arada sırada değiştiriyorum.
Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?
Çocukluk arkadaşım Selda Asal’ı yakalarsam fikrini alıyorum. En son Müge Bakır isimli genç bir sanatçıyı önerdi, hemen bir tablosunu koleksiyonuma ekledim.
Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?
Sergilerden takip ediyorum.
Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz?
Son yıllarda BASE’in sergilerini takip ediyorum.
Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz?
Pek değil.
Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?
Pek de önemli değil bence.
“Görgüm arttıkça zevkim de gelişti diye düşünüyorum”
Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
Kesinlikle çok değişti. Yurt dışı iş seyahatlerim çok olurdu ve mutlaka her şehre gittiğimde modern sanat müzelerini ziyaret ederdim. Görgüm arttıkça zevkim de gelişti diye düşünüyorum. İstanbul’da Cihangir’de yaşıyorum ve bu civardaki sergileri izleme şansım oluyor.
Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?
En son Müge Bakır’dan güzel bir küçük tablo aldım. Hafifliği ve naifliği hoşuma gitti.
Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler?
Henüz bu noktada olduğumu sanmıyorum.
Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak sanatçılar önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz?
Seda Boy, Müge Bakır, Çiğdem Akgün ve Gamze Eryaşar.
Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu?
Bütçeleri kısıtlı genç koleksiyonerler yine genç sanatçıların eserlerine odaklansınlar ve hatta arkadaşlarına akrabalarına hediye almak için ayırdıkları bütçe ile sanat eseri almayı alışkanlık edinsinler.
Ayrıca yakın zamanlı başka projeleriniz varsa sizden dinlemek isteriz.
Babakale projemin gerçekleşmesi en yakın hedefim.
