Tom van Veen The Breeze, The Embodiment of Water
MARTCH Art Project
Van Veen’in temel pratiği resimdir ancak performans, anlatı metinleri ve heykel gibi çeşitli pratiklerle de çalışmaktadır. Çağdaş ikonlar, kolektif hafıza ve bağlantısallık üretimlerinde tekerrür eden konu başlıklarıdır. Van Veen’in yağlı boya resimleri genellikle, eyleme yeni başlamış, hareketsiz veya donakalmış genç insanları tasvir eder. İşlerinde çoğu şeyi yutan ve belli gölgeleri soluklaştıran şiddetli bir ışığın, belirli renkler arasında karşılıklı bir etkileşimi mevcuttur. ‘The Breeze, The Embodiment of Water’ sergisindeki işlerde yer alan figür ve gölgeler, neon ve/veya beyaz ışık gibi yapay ışıkta resmedilmiştir. Bu resmediş, doğaya ve çevreye bakışımıza ve sona ermekte olan ‘-ebilir bir dünyaya’ dair bir şeyler söyler. Bruno Latour’un 2017’de yayımlanmış ‘Face à Gaïa’ isimli kitabında değindiği üzere durgun manzara, son birkaç yılda akışkan hale gelmiştir. Latour’ a göre baskın ve yüce doğadaki küçük birer yaratık olmaktan çıkıp onu ezen devler haline gelmişizdir. Örneğin, üç parçadan oluşan 'Neon Shadows I, II & III' (2021), yaklaştığınızda uğursuz bir parıltıyla estetik bir görüntü sergiler. Resmin derisi ve dokusu, yüzde bulunan göze doğru yukarı yönlü sert fırça darbeleriyle ve bir melek gibi davranan gölgenin konturlarıyla vurgulanarak ortaya çıkar. Neredeyse her şeyin gerçek ve temiz göründüğü ve birkaç saniye sonra çöktüğü bir yolculuk gibi. Öte yandan 'Love = Love' (2021) kumaşın resmedilmesiyle ifade edilen belirli bir güzellik türünü gösterir. Çağdaş simgeler arasındaki sosyal etkileşim, daha büyük bir topluluğun bir diğer yanını, daha fazlasını gösterir. Herkesin sevdiği ve sevildiği yer. Bununla van Veen, sadece uğursuz olanı ifade etmekle kalmayıp, aynı zamanda bir topluluğun etkileşimini ve olanaklarını da göstermek istiyor. Modaya dair kısım, medyanın mesajına olan ilgisinden kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda; insanlar giysi parçaları giyerek çeşitli bağlam katmanlarının esası haline gelir. Çalışmalarında kodlara ve güncel akımlara girer. Museum Boijmans van Beuningen ve The New Originals ile iş birliğiyle, giysilere iliştirilmiş bu ilerici dili zaten toplu olarak ifade etmişlerdi. Museum Boijmans van Beuningen'in öncülüğü ve The New Originals'ın bu düşünceyi somutlaştıran kıyafetleriyle van Veen, The New Originals'daki kreasyonların bu mesaj için bir üniforma haline geldiği birkaç tabloyla birlikte bir performans sergiledi: “We Move as One”. Sergide yer alan eserler dijital ortamda izlendiğinde birer enstantane fotoğraf gibi görünse de Van Veen boyaya, fırça darbelerine, yüzeye anlam yükler. Eserlerin gerçek hayatta görüldüğünde resmin doğasında var olan gecikme deneyimini aktarma ihtimalinin daha yüksek olduğuna inanır. Bu durumda izleyici sanatçının imgeyi oluştururken geçirdiği zamanı da hissedecektir. Eserlerin anlatımı sadece van Veen'in metinlerine ve performans yazılarına değil, kesinlikle çevresine de dayanıyor. Hem Türkiye'nin hem de merkezlerinden İstanbul'un romantizmi eserlere yansımaktadır. Ritüellere gösterilen ilgi ve bunlara adanmış alan van Veen'i etkilemiştir. Sergi alanına yerleştirilen terlikler, eserleri sanatçının gözünden görüntüleyebilmeniz için bir jest olarak konulmuştur. Sonrasında bu terlikler başka izleyicilerle başka konumlara götürülse de bu etkileşim devam edecektir. Oradan, terlikler, terliklere ateş etmek ve sanatçının bakışlarını almak için bir jest olarak uzayda uzanır. Ondan sonra oradaki terlikleri alarak başka bir izleyiciyi başka bir yere götürebilirsiniz.
Sergi Metni, Tom van Veen
Notice: Undefined variable: gallery_artists in /usr/local/lsws/Example/html/wp-content/themes/shoptimizer-child-theme/template-parts/content-exhibition.php on line 138