Mustafa Karyağdı Mustafa Karyağdı “Puslu Zamanlar”

Puslu Zamanlar

Yaşam, öngörülemez. Yaşam, belirsizliklerle dolu, muğlak ve pusludur. Biz, insanoğlu sadece anı yaşayabiliriz. Bir adım sonrası için planlar yapabiliriz, hayaller kurabiliriz ama yaşadığımız andan hemen sonrasında neler olacağını tam olarak bilemeyiz. Sanatçı Karyağdı’nın eserlerinde de donmuş anlar vardır. Sanki bir filmi izlerken ‘pause’ tuşuna basıp ekranda dondurduğumuz film karesi gibi. Eser, adeta izleyiciyi tasvir edilen figürle bir olmaya davet eder. Bu sahneden hemen önce neler yaşandığını merak edersiniz ve sonrasında neler yaşanabileceğini. Sizi bir anınıza, daha önce yaşadığınız bir duyguya götürür. Hayal etmeye başlarsınız ve bir anda kendinizi eserdeki figürün yerinde bulursunuz. İzlediğiniz aslında sizin hayatınızdan bir karedir.

Puslu Zamanlar sergisindeki eserlerde, figürler insancıldırlar. Hepimizin hayatlarından izler taşırlar. Hep bir arayış içindedirler. Hayatta kazançlarla birlikte kayıpların da olması, belki de başarıya saplantılı bir dünyanın olumsuzluk metaforudur. Figürler, kaybettiklerinin farkında olmadan, arzuları ve gerçek arasındaki zıtlıkta içlerinde belli belirsiz bir yıkım da taşırlar. Fakat pek de acı çeker gibi bir halleri yoktur. Hayat geldiği gibi akar gider.

Sanatçının son dönem eserlerinde, kalın boya katmanları, küçük parçaların bir araya gelmesiyle oluşan kompozisyon ve biriyle ahenkli monokrom renklerin oluşturduğu bütünlük, geleneksel tuval üzerine yağlıboya resim ile modern pleksi malzemenin birlikteliği dikkat çekmekte. Yine pleksi ve saydam boyanın birlikte kullanılmasıyla oluşturulmuş heykeller de serginin göz bebeği olacağa benzer.

Sanatçı, gündelik yaşamda hızla tüketilen imgeleri işaret eder. Her türlü bağlamdan soyutlayarak çekip çıkardığı tekil imgelerin ardındaki öyküleri inceler. İzleyiciye belleğe kazınmış suretin endişesinin kaynağını merak ettirir. Belki de “sanatçı söylenemeyeni gösterendir”. Zaten sanat da sustuklarımızdan yontularak ortaya çıkmaz mı?

Begüm Gazioğlu Ballı