M.K. PERKER Gece Vardiyası

12/03/2020 - 18/04/2020

Pilot

Pilot Galeri, uluslararası çizgi dünyasının önemli aktörlerinden M.K. Perker'in Türkiye'deki ilk kişisel sergisi Gece Vardiyası’na ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyar. 12 Mart’ta açılacak olan sergi, 18 Nisan tarihine dek Pilot Galeri’de gezilebilir.

Gece Vardiyası serisi, M.K. Perker’in 2019 yılı boyunca, hava kararınca üzerinde çalışmaya başladığı ve hava aydınlanınca çalışmayı bıraktığı, kağıt üzerine mürekkeple yapılmış 30 desenden oluşuyor.

Sanatçı sergisini; “ Tam 30 yıldır The New York Times’tan Wall Street Journal’a, Washington Post’tan Hürriyet’e, Esquire’dan The Progresive ve The New Yorker’a kadar birçok yayına çizdim. Hepsinde hissettiğim sıkıntı, her işin bir teslim günü, hatta saati, yani bir deadline’ı olmasıydı. Ama aynı zamanda sanatçıyı müthiş bir problem çözme yetisine de ulaştırıyor bu durum. Bu seriye ‘deadline’ı olmayan işler’ niyetiyle başladım. Ama sanırım sadece gece yarıları üzerlerinde çalışarak ve bilinçli olarak gün içinde bu desenlere hiç dokunmayarak kendi kendime kurgusal bir deadline yaratmış oldum. Bir tür tersten giden Külkedisi gibi; bende, kağıtlar, kalemler ve mürekkepler gece yarısı değil de gün ağarırken balkabağına dönüşecekti sanki.” Diye anlatıyor.

M.K. Perker’in eserlerinde, karanlığın içinde, gecenin getirdiği özel imgeler, karakterler ve hepsinden mühimi her desende varlığını hissettiren bir ambiyans vardır. Bir noktadan sonra bir tür ‘tuhaflıklar ailesi’ göze çarpar. Tekerrür eden, ima eden, farklı desenlerde birbirine refakat eden sürreel bir ailedir bu. Hem çok güvenli hem çok tekinsiz.

Gece Vardiyası serisi, bizleri, 20. yüzyıl başında İstanbul’da bir gece yarısı, yarı gerçek yarı rüya bir yolculuğa çıkarıyor gibidir. Elimizden hızlıca kayan balıklar, dikkatle dinleyen kargalar, tekinsiz dev tavşanlar, yarın yokmuş gibi dans eden insanlar, hep parlayan ay ışığı altında dengesizlik içinde bir denge kurmaya çalışan koca bir şehre bakıyor gibiyiz. Her bir çizimde bazen reel bazen soyut bambaşka mekanlar, başka açılar, derinlikler, farklı ölçekler içinde insanlar, hayvanlar, korkular, teşebbüsler, buluşmalar, ayrılıklar, duraksamalar ve anlar vardır. Aynı ölçü içine türlü durumlar girince bu aynı ölçek, bu sabit çerçeve, bu tuhaf dünyaya açılan bir kapı olur.

M K Perker’in sözleriyle; “Gece Vardiyası serisindeki resimler, izleyicinin, muhtemel deadline’ına yetişememek kaygısıyla telaş içinde koşturan takım elbiseli beyaz tavşanı takip ederek harikalar diyarına vasıl olmasını umar.

30 kapının hangisinden girerseniz girin, oraya çıkacaksınız.”

Pilot Galeri, uluslararası çizgi dünyasının önemli aktörlerinden M.K. Perker'in Türkiye'deki ilk kişisel sergisi Gece Vardiyası’na ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyar. 12 Mart’ta açılacak olan sergi, 18 Nisan tarihine dek Pilot Galeri’de gezilebilir.

Gece Vardiyası serisi, M.K. Perker’in 2019 yılı boyunca, hava kararınca üzerinde çalışmaya başladığı ve hava aydınlanınca çalışmayı bıraktığı, kağıt üzerine mürekkeple yapılmış 30 desenden oluşuyor.

Sanatçı sergisini; “ Tam 30 yıldır The New York Times’tan Wall Street Journal’a, Washington Post’tan Hürriyet’e, Esquire’dan The Progresive ve The New Yorker’a kadar birçok yayına çizdim. Hepsinde hissettiğim sıkıntı, her işin bir teslim günü, hatta saati, yani bir deadline’ı olmasıydı. Ama aynı zamanda sanatçıyı müthiş bir problem çözme yetisine de ulaştırıyor bu durum. Bu seriye ‘deadline’ı olmayan işler’ niyetiyle başladım. Ama sanırım sadece gece yarıları üzerlerinde çalışarak ve bilinçli olarak gün içinde bu desenlere hiç dokunmayarak kendi kendime kurgusal bir deadline yaratmış oldum. Bir tür tersten giden Külkedisi gibi; bende, kağıtlar, kalemler ve mürekkepler gece yarısı değil de gün ağarırken balkabağına dönüşecekti sanki.” Diye anlatıyor.

M.K. Perker’in eserlerinde, karanlığın içinde, gecenin getirdiği özel imgeler, karakterler ve hepsinden mühimi her desende varlığını hissettiren bir ambiyans vardır. Bir noktadan sonra bir tür ‘tuhaflıklar ailesi’ göze çarpar. Tekerrür eden, ima eden, farklı desenlerde birbirine refakat eden sürreel bir ailedir bu. Hem çok güvenli hem çok tekinsiz.

Gece Vardiyası serisi, bizleri, 20. yüzyıl başında İstanbul’da bir gece yarısı, yarı gerçek yarı rüya bir yolculuğa çıkarıyor gibidir. Elimizden hızlıca kayan balıklar, dikkatle dinleyen kargalar, tekinsiz dev tavşanlar, yarın yokmuş gibi dans eden insanlar, hep parlayan ay ışığı altında dengesizlik içinde bir denge kurmaya çalışan koca bir şehre bakıyor gibiyiz. Her bir çizimde bazen reel bazen soyut bambaşka mekanlar, başka açılar, derinlikler, farklı ölçekler içinde insanlar, hayvanlar, korkular, teşebbüsler, buluşmalar, ayrılıklar, duraksamalar ve anlar vardır. Aynı ölçü içine türlü durumlar girince bu aynı ölçek, bu sabit çerçeve, bu tuhaf dünyaya açılan bir kapı olur.

M K Perker’in sözleriyle; “Gece Vardiyası serisindeki resimler, izleyicinin, muhtemel deadline’ına yetişememek kaygısıyla telaş içinde koşturan takım elbiseli beyaz tavşanı takip ederek harikalar diyarına vasıl olmasını umar.

30 kapının hangisinden girerseniz girin, oraya çıkacaksınız.”

 

Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.