Rafael Megall

Hakkında
Rafael Megall 1983 yılında Erivan, Ermenistan’da doğmuştur. Resme 9 yaşında iken başlamıştır. 1998-2004 yılları arasında arasında Erivan Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde eğitim görmüştür. 2010 yılından beri ise çalışmalarını ve yaşamını Amerika Birleşik Devletleri ve Ermenistan’da sürdürmektedir. 1995 yılından beri birçok uluslararası fuara katıldığı gibi sayısız bireysel sergisi de bulunmaktadır.
2012 yılında çalışmaları ve başarıları Ermenistan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı tarafından altın madalya ile ödüllendirilmiştir. 2013 yılına gelindiğinde Ermenistan Devlet Başkanı tarafından “Ermenistan Cumhuriyeti Onur Sanatçısı” ünvanına hak kazanmıştır. Yine aynı yıl 9. Floransa Bienali, resim kategorisinde Lorenzo il Magnifico Ödülü’ne layık görülmüştür. 2014 yılında Ermenistan Cumhuriyeti “Arşil Gorky” Onur Madalyası’na hak kazanmıştır.
Kariyeri boyunca Rafael Megall, benzersiz sanatsal vizyonu ve zanaatına olan bağlılığıyla tanındı. Eserleri hem yerel hem de uluslararası alanda çok sayıda sergide yer aldı ve bu da ona günümüzün önde gelen çağdaş sanatçılarından biri olarak ün kazandırdı. Özellikle Megall, sanatına sembolik Ermeni süsleme tasarımlarını ve porselen heykelleri dahil ederek geleneksel motifleri çağdaş temalarla harmanladı ve eserlerinde bunların modern vizyonlarını yansıttı. Bu yenilikçi yaklaşım, yaratıcı ifadeleriyle geçmiş ve şimdiki zaman arasındaki boşluğu kapatarak sanat dünyasındaki etkisini daha da sağlamlaştırdı.
Sanatçının eserlerindeki heyecan verici, keskin ve canlı segmentlerle sunulmuş manzaranın renkleri dijital bir görselin doygunluğunu anımsatan kontrastlar üretir. Bu görsel efekti vurgulamak ve resmin diline yedirmek amacıyla, Megall akrilik boyanın dışında aynı zamanda sulu boya da kullanır; bu noktada sulu boya emildikçe hafifleşiyor ve tüm renkleri adeta nemli bir elekten geçiriyor. Bu yöntem bir odak dışı efekti yaratır, böylece objelerin renkleri birbirine karışıp özgün bir hacim halini alır. Söz konusu saykodelik efekt her ne kadar altmışlı yılların idealizmine ve doğayla uyumlu bir şekilde yaşama hayaline atıfta bulunsa da sık ve gereksiz bir şekilde birbirine sarmalanmış, tuvali kaplayan dekorasyonlar öyle bir görsel gürültü yaratıyor ki bu manzaranın huzurlu bir vaha olduğuna inanmak mümkün olmuyor.