Özge Kahraman
Hakkında
Özge KAHRAMAN
2009 yılında Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar Bölümü’nü (Resim, Heykel ve Seramik) yetenek sınavı ile %100 burslu kazandı. 2013 yılında derece ile lisans eğitimini tamamladı. Ardından Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Plastik Sanatlar Bölümü’ne başlayan sanatçı 2016 yılında derece ile Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Sanatçının eserleri Pera Müzesi’nde, Ankara Resim Heykel Müzesi’nde ve birçok sergi-fuarlarda sergilenmiştir. Sanatçının bir eseri Ekrem İmamoğlu Özel Koleksiyonu’nda yer almaktadır.
Özge Kahraman’ın eserleri, modern zamanların mesken sorunu, yalnızlaşma, aidiyet, değişim ve dönüşüm arzusuna karşı hafızanın direnişini derinlemesine irdeleyen nitelikler taşır. Ressam, mağaranın karanlık ve esrarengiz atmosferinde, insanlığın kadim hikayelerini ve mitolojilerini yeniden ihya eder. Bu sanatçının yaratımları, kayaların yüzeyinde yankılanan eski zamanların efsaneleri gibi, geçici bir popülerlik anlayışının hızla inşa ettiği hafızasız yapılaşmaya karşı, kültürel mirasın ve tarihsel süreçlerin izlerini taşıyan yapıların korunması gerektiğini güçlü bir şekilde savunur.
Her bir mağara resmi, mesken sorununu ele alırken, bu sorunun sadece fiziksel bir barınma ihtiyacından ibaret olmadığını gözler önüne serer. Aynı zamanda ruhsal ve duygusal bir barınma arayışını da temsil eder. Yalnızlaşan bireylerin, geçmişle rabıta kurarak bir aidiyet duygusu bulma çabası, eserlerde güçlü bir şekilde hissedilir. Değişim ve dönüşüm arzusu, her zaman bir tehdit olarak algılanır; çünkü bu arzular, hafızanın silinmesi ve hatıraların yok olması anlamına gelebilir. Sanatçının eserleri, hafızanın bu yıkıcı güçlere karşı verdiği mücadelenin sembolüdür.
Sanatçının eserlerinde, rüyalar ve mağara efsaneleri de mühim bir yer tutar. Rüyalar, insanın bilinçaltındaki derin korkuları, arzuları ve hatıraları yansıtırken, mağara efsaneleri ve mitolojileri, insanlığın kolektif bilinçaltındaki kadim hikayeleri yeniden canlandırır. Mağara, birçok mitolojide doğumun, ölümün ve yeniden doğuşun simgesi olarak görülür. Bu bağlamda, sanatçınınmağara resimleri, insanın içsel yolculuğunu ve varoluşsal arayışlarını anlatan güçlü semboller ihtiva eder.
Sanatsal açıdan bakıldığında, sanatçının kullanmış olduğu noktalama tekniği, ışık ve gölge oyunlarıyla mağaranın derinliklerinde saklı kalan anlamları ortaya çıkarır. Noktalama tekniği, izleyicinin algısını yönlendirerek, eserlerdeki sembolizmi ve metaforları daha belirgin hale getirir. Bu teknik, aynı zamanda sanatçının doğa ve zamanın etkilerini yansıtma becerisini de gözler önüne serer.