Armén Rotch
Hakkında
Armén Rotch 1955 yılında Erivan, Ermenistan’da doğdu. Sanatçı sanata, 1978 yılında Armén Hadjian adıyla Ermenistan'da "Carré noir" grubu ile başlamış, 1980'lerde kurucusu olduğu "3ème étage" avant-gardistleriyle sergiler açmış ve 1987'de Birinci SSCB Avant-Gardistleri Buluşmasına katılmıştır. Bu noktada çalışmalarını Ermenistan'ın dışında da sergilemeye başlayarak 1988 yılında Estonya'nın Narva kentinde, 1989'da Paris'te, 1990'da Kopenhag'da, 1991'de Moskova, Viyana ve New York'ta sergiler düzenlemiştir. 1993 yılından bu yana da Paris'te yaşamakta ve çalışmaktadır. 1990'lı yılların başında, eserleri Ermeni Sanat haftası kapsamında Almanya'da bulunan Bochum Müzesi'nde ve New Jersey'deki Zimmerli Sanat Müzesi'nde sergilenmiştir. Paris'teki Ermeni MAC Koleksiyonu sergisine katılmış ve daha sonra eserleri Toulouse'daki Caisse d'Epargne pour l'Art Contemporain Vakfı'nda gösterilmiştir. 2011 yılında, yaptığı çalışmalar Parcours Saint Germain FIAC-off'da ve SAM Sanat Projeleri Vakfı'nda sergilenmiştir. Paris yakınlarındaki Espace Art et Liberté ve Ermenistan'daki ACCEA'da (Ermeni Çağdaş Deneysel Sanatlar Merkezi) tamamen kendisine ayrılmış retrospektif sergileri düzenlenmiştir. Ayrıca, 2015 yılında Gümrü Bienali (Ermenistan) ve Douai Bienali'nde (Fransa) yer almıştır.
Armén Rotch'un en bilinen çalışmaları, çay poşetlerinden büyük bir yaratıcılıkla dönüştürerek basit ve hatta neredeyse minimal desenlerle oluşturduğu kolaj ve enstalasyonlarıdır. Sanatçı, burada çay poşetlerini hem ana motif (özne) hem de sanatını oluşturan temel teknik malzeme (nesne) olarak kullanıyor. Rotch’un bu sıradan ve gündelik malzemeleri yeni bir amaç uğruna bir araya getirerek yeniden oluşturduğu duru güzellikteki duyusal ve çok katmanlı çarpıcı eserleri, çağdaş sanatta çok sık görülen kendini beğenmişliğin aksine bir tevazu ve hatta alçakgönüllülük hissi veriyor. Bir zamanların lüks bir ürünü olarak görülerek kıtalar arası ticareti yapılan çayın tarihi öneminin yanı sıra Rotch için hemen her kültürde önemli bir yer tutan ve gündelik hayatlarımızda sıklıkla kullandığımız bu çay poşetleri, insan hayatı/nefesi ve yaşamlarını temsil ediyor. Bir araya gelen bu her bir nefes ve yaşam aslında toplum olarak içimizdeki çok sesliliğin hikâyelerini ve ahengini bizlere aktarıyor. Ayrıca, eserlerinde kullandığı bu özel malzeme sebebiyle sanatın en mütevazı ve zenginlikten yoksun sıradan ve gündelik materyallerle yapıldığı İtalyan Arte Povera akımının etkileri de hissedilebilir.