Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?
Çok küçük yaşlarda dedem Burhanettin Gündoğan, bana Yashica marka bir fotoğraf makinası hediye etmişti; görsel dünyanın büyüsüne kapıldığım ilk anılarım o makinanın filmlerinde cereyan etmişti. Yine o yıllar; annemin vizyonu ile Ankara’da bizim mahallede yaşayan heykeltraş Alaatin Kirazcı’nın yanında bir yaz “çırak” olarak çalışmıştım. Orada da klasik müzik ve caz, ve tabii ki plastik sanatlarla tanışma imkanı bulmuş, ve hala devam edecek olan sanat aşkının temelini atmıştım.
Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?
Aslında gerçek anlamda koleksiyon yapmaya 2022’nin başında ilk adımı attım. Büyük bir vizyonum var ve uzun soluklu bir maceraya atıldım. Amacım bu konuda kalıcı bir eser meydana getirmek ve Türk sanatına katkıda bulunmak.
İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?
Aldığım ilk eser Ayşe Uluçay’ın bir fotoğraf işi. İşini Mamut Art Project’te görmüş ve bayılmıştım. Bana çok hitap eden, karanlık, sert, minimal ve derin bir işti. Sanatçıyı tanımamama rağmen sosyal medyamda Ayşe’yi etiketleyerek paylaştım, ve sonrasında nezaket gösterip beni stüdyosuna davet etti. Orada sanatçıyı dinleyince, dedim ki, bu koleksiyonumun ilk parçası olmalı, ve her şey böyle başladı.
Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz?
Ben koleksiyona kendi varoluşsal sorgularımla ilgili bir evren yaratmak adına başladım. Yaşam/ ölüm, beden/ruh, veya kainat/doğa gibi insanlığın ortak ve temel konuları inceleyen, irdeleyen bir tema eşliğinde, sadece genç Türk sanatçılardan oluşuyor.
Eserleri seçerken ana motivasyonum, benim şahsi olarak işle yaşadığım aşk. Asla değer kazanmasıyla, sanatçının ismiyle, veya daha önceki projeleri ile ilgilenmiyorum, önemli olan koleksiyonun ana teması ile bütünleşmesi ve diğer işlerle konuşması.
Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor?
Şu anda koleksiyonda Ayşe Uluçay, Ahmet Doğu İpek, Yaşam Şaşmazer, Ayşegül Süter, Metin Alper Kurt, Mehtap Baydu, Çağla Köseoğulları, Selçuk Artut, Candaş Şişman ve Günnur Özsoy’un işleri bulunuyor. Eserlerin hepsini Arteria Ventures isimli teknoloji şirketimizin ofisinde sergiliyorum, amacı ofisteki arkadaşlarımla veya gelen misafirlerimizle de sanat aşkımı paylaşmak.
Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz?
Her biri ile çok özel bir bağ var aramda. Bir gün malesef ofisimize üst katımızdan bir su akmış, haberi geldi. Ofiste bir çok bilgisayar olmasına rağmen, son sürat ofise gidip, eserlere bir şey oldu mu diye kontrol etmiştim; çok şükür ki hiçbirine bir şey olmamış, ama hepsi kendi evladım gibi.
Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı?
Koleksiyon multidisipliner. Önemli olan koleksiyonun ana teması ve birbirleri ile konuşuyor olması.
Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz?
Eserlerin yerleri ve sunuş biçimleri de koleksiyonun bir parçası aslında, dolayısı ile yerlerini henüz değiştirmedim; fakat, sayı arttıkça değişebilir tabii. Asla depoda saklamak gibi bir niyetim yok. Ofiste sergileyecek alan kalmadığında, farklı lokasyonlara ödünç verebilirim.
Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?
Çok görüş aldım, ama hiç bir profesyonel destek almadım. Dediğim gibi, benim için en önemli kıstas, iş ile aramdaki aşk.
Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?
Her yer olabiliyor, bazen bir fuar, bazen bir artıştın atölye ziyareti, bazen bir broşür. Aşkın sizi nerede bulacağı belli olmaz.
Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz?
Hepsini diyebilirim, hem uluslararası fuarlara gitmeye çalışıyorum, hem de türkiyedeki etkinlikleri elimden geldiğince ziyaret ediyorum.
Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz?
Özellikle NFT furyası sonrası ben de bu konuda gelişmemiz ve evrilmemiz gerektiğini düşünenlerdenim. Evet, online mecrada görüp aldığım işler oldu.
Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?
Aslında çok önemli değil, hatta kimi zaman tanışmamak daha iyi bile olabiliyor. Maalesef iki turlusunu de yaşadım, çok derin anlamlar yakaladığım bir işin sanatçısı ile tanışıp sükut-u hayale uğradığım da oldu, veya sanatçısı ile tanışıp, içindeki katmanlı anlamları keşfedip işlerine aşık olduklarım da.
Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?
Yaşamın her anı büyüyor ve gelişiyoruz; yaşadığımız olaylar, geçirdiğimiz travmalar bizi biz yapan, daha da güçlendiren unsurlara dönüşüyor. Sadece kişisel olmakla kalmayıp, toplumsal olarak da olağanüstü bir değişim içerisindeyiz, hem ekonomik gelişmeler, hem de yapay zeka gibi teknolojinin getirdiği yenilikler sanatı, sanatçıyı, ve eserleri değiştirmeye başladı.
Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?
Son aldığım eser Selçuk Artut’un Geomart serisi. Ben hem geometrik desen, hem matematik hem de yapay zekaya ilgisi olan biri olarak, Selçuk’un bu işine hayran olmuştum, kişisel arkadaşlığımız da cabası.
Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler?
Henüz sergilemedim, ama bununla ilgili bir hayalim var evet. Hatta, bunu doğduğum büyüdüğüm şehir Ankara’da, hatta kendi çocukluğumun geçtiği mahallem Seyranbağları’nda yapmak, oradaki halkı çağdaş sanatla tanıştırmak gibi romantik bir hayalim var; bunu da dedemden kalma bir binamiz var Ankarada; eğer şartlar izin verirse orada yapmak istiyorum.
Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak sanatçılar önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz?
İnanın hiç isim zikredemem, diler arkadaşlarıma haksızlık gibi hissederim; fakat şunu söylemek isterim, Mamut Art Project, veya Base gibi etkinlikleri takip ederek, yeni isimleri keşfetmek müthiş bir keyif.
Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu?
Değer kazanması veya estetik olarak güzelliğinden ziyade; anlamsal bir bütünlük ve kişisel olarak o eserle kurulan bağ çok önemli. Bir plan çerçevesinde, belirli bir misyonla ve acele etmeden koleksiyon oluşturmak daha mantıklı olabilir.