Selim Bilen: “O keşke döngüsünü kır ve ilk adımı sen at”

Avukat, koleksiyoner ve sanatsever Selim Bilen, koleksiyonerliği sevdiği bir sanatçının serüvenine ortak olmak, yolculuğunu daha yakından izlemek olarak tanımlıyor. Sanatçının paylaştığı bilgiye, deneyime ve araştırmaya dahil olmaktan keyif aldığını söyleyen Bilen ile koleksiyonunun ana motivasyonu, takip ettiği galeriler, son aldığı eser ve genç koleksiyonerlere tavsiyeleri de dahil olmak üzere pek çok şey konuştuk.

Yazar: Burcu Dimili 

Soldan sağa eserler: Küçük yuvarlak iş Gökçe İrten, Sam Jablon, Zeynep Beler[ köpek olan], Yüksel Dal,Grundvold, Susumu Kamijo [ sarı fon, yeşil çerçeve], Anthony Miler, Ahmet Oran, Güçlü Öztekin [ ayı ve kurdun sarılması], Gülsün Karamustafa, Bench Allen [mavi fon olan iş], Çağdaş Erdoğan [siyah beyaz fotoğraf], Ecem Yüksel [ üst tarafta olan], Merve Denizci [ kutu içinde olan iş], Volkan Aslan, Güneş Terkol, Peter Hristoff [ siyah erkek baskı ], Tufan Baltalar [ yağlı boya çocuk], Siavash Kheirkhah [ pembe fon foto], Hera Büyüktaşçıyan, Sibel Horada [ gazete ebru], Elif Kahveci, Sinem Dişli [ el olan foto], Anthony Miler, CANAN, Ece Ağırtmış, Cemil Aliyev [ suyun içinde çıplak adam foto], Gökçe İrten [ ince uzun iş], Burak Ata, Zeynep Beler [ eller], Güçlü Öztekin [kitap olan iş], İz Öztat [sulu boya olan iş], SENA [ siyah ve kırmızı kadın iş], Furkan Öztekin [ yazılı olan iş]
Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?

Her şey üniversite için Ankara’dan İstanbul’a gelmem ile birlikte başladı. Her ne kadar Ankara sanat ortamı belli bir düzeyde tatmin edici olsa da kuşkusuz herkesin bildiği üzere İstanbul sanatsal anlamda daha geniş bir yelpazede seçenek sunuyor. İlgim öncelikli olarak Ankara’dan da alışık olduğum opera ve baleyken, ilk gezdiğim İstanbul Bienali ile birlikte plastik sanatlar alanına dair merakım gelişmeye başladı. Sonrasında galerilerin güncel sergilerini, İstanbul Modern’i, Arter’i, Salt’ı, Pera Müzesi’ni, SSM’yi yakından takip etmeye başladım.

“Koleksiyonerlik sevdiğim bir sanatçının serüvenine ortak olmak, yolculuğunu daha yakından izleyebilmek”

Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?

Kafamdaki koleksiyoner unvanı -ki bu bir unvansa eğer- çok mühim ve farklı benim için; koleksiyonerlik sevdiğim bir sanatçının serüvenine ortak olmak, yolculuğunu daha yakından izleyebilmek aslında. Kendi kişisel serüvenim 2015’te Pilot Galeri’de, Tufan Baltalar’ın “Stand By” isimli duygu dolu sergisinden küçük bir resmi evime misafir ederek başladı. Duygusu yoğun, kayıtsız kalamadığım bir işti, hâlâ da öyle. Güncel sanata dair koleksiyon yapmanın bendeki karşılığı belirttiğim gibi işlerini yakından takip ettiğim ve sevdiğim bir sanatçının kişisel serüveninin küçük de olsa bir parçası olabilmek. Aynı zamanda bir süredir uluslararası anlamda birkaç art book fair (sanat kitabı fuarı) takip etme fırsatım oldu, bu sayede bir yandan da sanatçı kitaplarını tanımaya ve edinmeye başladım. 

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz? 

Bu röportaj serinizi bir süredir takip ediyorum ve ilgiyle farklı sanat profesyonellerinin kişisel yolculuklarını okuyorum. Açıkçası kendimi koleksiyoner olarak tanımlamadım. Zira belirttiğim gibi ben sadece sanatçının yol arkadaşı olmak istedim. Daha fazla katkı sağlamak istesem de şu an oldukça az sanatçının serüvenine ortak olabildim. Diğer yandan elimden geldiğinde hukuki anlamda da bilgimi ve deneyimimi paylaşmaya her zaman açık oldum, karşılıklı bir süreç benimkisi.

Motivasyonum, işle kurabildiğim ilk temas. İlgimi çeken işe dair mutlaka sanatçıyı temsil eden kurumdan veya kendisinden bilgi almak, hakkında okumak, önceki işlerine bakmak ve bilgi sahibi olmak isterim. Temas kurduğum bir işi misafir ederken herhangi bir ölçü veya kaygım, bir ek kriterim bulunmuyor. 2013 yılından beri aktif bir şekilde kültür-sanat ortamını yakından takip etmeye çalışıyorum ve etkilendiğim bir işin peşine düştüysem hızlı hareket etmemeye çalışıyorum. 

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor?

Asamadığımız birkaç iş haricinde koleksiyonumuzdaki işlerin hepsi evimizin duvarlarında. Evimiz diyorum çünkü bu işler aynı evi birlikte paylaştığım sanatçı Huo Rf’nin de kendisine hediye gelen, başka sanatçılarla barter yaptığı veya aldığı işlerle aynı duvarı paylaşıyor. Koleksiyonumuzda bulunan sanatçılar arasında Ecem Yüksel, Vardal Caniş, Eylül Ceren Ersöz, Burak Ata, Sabo, Sam Jablon, Gökçe İrten, Susumu Kamijo, Grundvold, Zeynep Beler, Yüksel Dal, Bench Allen, Gülsün Karamustafa, Anthony Miler, Çağdaş Erdoğan, Ahmet Oran, Güçlü Öztekin, Güneş Terkol, Volkan Aslan, Merve Denizci, Hera Büyüktaşçıyan, Siavash Kheirkhah, Tufan Baltalar, Peter Hristoff, Elif Kahveci, Sibel Horada, Sinem Dişli, Ece Ağırtmış, CANAN, İz Öztat, SENA, Furkan Öztekin, Arda Yalkınlar, Tolga Tarhan, Cemil Aliyev, Abdülhenan Doğan, Dan Mandelbaum, Huo Rf ve Deniz Aşık yer alıyor. 

“Tüm işler beraberinde bir hikâyeyi barındırıyor ve sürekli yaşıyor, güncelleniyor” 

Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz?

Her işin arkasında sanatçının deneyimi, hikâyesi ve sesi var. Duyabiliyorsam o hikâyeyi, zaten benim de hayatıma bir şekilde dahil olmuş oluyor. Röportaj sorularınızı cevaplarken, 2019 yılında Mamut sayesinde tanışma fırsatı bulduğumuz Abdülhenan Doğan’ın video işinde gördüğümüz Ayşe Teyze’nin vefat haberini aldık. Hiç tanışmasak da epeydir evimizin salonunda uzun uzun bize bakan ve aslında söz ile değil bakarak, görerek de konuşulabileceğini bize hatırlatan Ayşe Teyze’nin kaybından dolayı çok üzüntü duyduk. Bu noktada sanatçının bizimle kurduğu bu ilişki, bizi haberdar etmesi çok kıymetli. Tek bir özel hikâye olması mümkün değil sanırım. Tüm işler beraberinde bir hikâyeyi barındırıyor ve sürekli yaşıyor, güncelleniyor. 

“Hayatıma katkı sağlayan, hikâyesini anımsadığımda tebessüm etmeme neden olan, unutmak istediğim hatıraları hatırlatan, kısaca duygusuna ortak olabildiğim tüm sanatçılara teşekkür edebilirim” 

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? 

Özet yerine; hayatıma katkı sağlayan, hikâyesini anımsadığımda tebessüm etmeme neden olan, unutmak istediğim hatıraları hatırlatan, kısaca duygusuna ortak olabildiğim tüm sanatçılara teşekkür edebilirim. 

Burak Ata ve Sam Jablon

Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz? 

Eve gelen her yeni iş ile saflar sıkılaşıyor, işler arasındaki mesafe azalıyor. Pek yer değiştirdiğimiz söylenemez. Sanırım onlar eve yerleşiyorlar ve onların rahatını, alanını, açtıkları yeri hiç bozmak istemiyorum. 

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı? 

Yakın çevremin her türlü etkisi oluyor. Bilmediğim bir sanatçının işlerinin paylaşılması veya yeni keşfettiğim biri hakkında konuşmak gibi. Şanslıyım ki çevremde bu konuda beni eğitecek, bana akıl verebilecek güzel insanlar var. 

Dan Mandelbaum seramik heykel

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

Aslında ben bulmuyorum. Dediğim gibi karşılaşma ve temas biraz. Genelde galeriler oluyor ilk temas mekânım. Oldukça yoğun bir iş tempom var. Galeri ve müze gezmek, işler hakkında okumak oldukça ciddi bir mesai. Ancak başka bir şansım da var ki kimi zaman arada kimse olmadan, galeriler olmadan sanatçı ile iletişime geçebiliyorum ve sanatçının atölyesine gidebilecek imkânım ve iletişimim oluyor. 

Hera Büyüktaşçıyan

Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz? 

Aslında bu soruyu düşündüğümde galerilerin katkısı çok mühim. Galeri kavramını çok önemsiyor ve galerilerin varlığının sanatçı ile sanatsever/izleyici arasındaki denge, ulaşılabilirlik ve işin arka planını görmek için önemli olduğunu düşünüyorum.

Mixer, Pi Artworks, x-ist, Sanatorium ve Galerist sıklıkla takip ettiğim galeriler. Pandemi öncesi de dahil olmak üzere programlarını hayranlıkla izlediğim ve sosyal meyda da dahil olmak üzere takip ettiğim The Pill de bu listede.  

Eylül Ceren Ersöz

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?

Oldukça önemli. Açıklamaya çalıştığım gibi benim en çok keyif aldığım nokta karşılıklı alışveriş. Sanatçının paylaştığı bilgiye, deneyime ve araştırmaya dahil olmak, onu anlamak… Bu kapsamda da sanatçı ile tanışmak, üretim süreçleri hakkında kendisinden bilgi almak beni gerçekten ruhen besliyor ve sanatçının işine daha aydınlık bir kafa ile bakmamı sağlıyor. Böyle bir coğrafyada sanat mücadelesi zor bir alan; hem zihinsel hem ekonomik anlamda. Şanslıyım ki beraber yaşadğım sanatçı Huo Rf sayesinde sanatçılarla daha kolay iletişime geçme şansı buluyorum. 

Abdülhenan Doğan, video

“Sanat gözü kesinlikle gördükçe ve iletişime geçtikçe gelişen bir şey, başladığınız yerde olmanız asla mümkün değil” 

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? 

2015 yılında kitch olan zevkimin geliştiğini kendi gözlerimle görüyor olmak beni şaşırtıyor. Bunun en büyük sebebinin de sergi gezmek, yurt içi – yurt dışında ilk olarak müzelere gitmek, bienalleri takip etmek ve özellikle sanat kuramları üzerine yazılan kitapları okumak olduğunu düşünüyorum. Sanat gözü kesinlikle gördükçe ve iletişime geçtikçe gelişen bir şey, başladığınız yerde olmanız asla mümkün değil. 

Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?

Volkan Aslan’ın bir işiydi. Volkan Aslan uzun yıllardır takip ettiğim, işlerine hayranlık duyduğum bir sanatçı. İşleri minimal olmasına rağmen aynı zamanda fazla söz söylüyor. Benim hissiyatımı çok iyi karşılayan bir iş, şanslı hissediyorum. 

Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak on sanatçı önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz? 

On sanatçı ile sınırlamak istemem, önemsediğim bir iş yapıyorsunuz. Türkiye’de sanat ortamında açılan her yeni alan, mücadele eden her sanatçı ve kültür-sanat emekçisi adına çok kıymetli. Kolekta online olarak güzel bir buluşma alanı yaratıyor. Koleksiyon hikâyeleri, sanatçılar ve işleri bir arada. Herkes bir şekilde kadrajına takılanlara yönelecektir. 🙂 

Son dönemde takip ettiğiniz sanatçılar kimler? 

Berke Doğanoğlu, Daniel Otero Torres, Neslihan Başer, Gülşah Mursaloğlu, Larissa Araz, Sinem Dişli, Sabo, Burak Ata, Ecem Yüksel ve her zaman takip etmekten keyif aldığım Hera Büyüktaşçıyan. 

“O keşke döngüsünü kır ve ilk adımı sen at” 

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu? 

Öncelikle umarım bu röportaj, eser almak isteyen ama bir türlü ilk hamleyi yapamayan birine ulaşır. 🙂 Ben hep şunu düşünürdüm; bir galeriye girdiğinde işleri incelersin, izlersin, galeriden ayrılırsın ve eve gittiğinde “keşke o resim de benimle eve gelseydi” dersin. Sanırım ben ilk “keşke”mi Pilot Galeri’den aldığım iş ile kırdım; sevgili Pilot Galeri’nin de yardımları ve teşvikiyle tabii. İstediği işi almayı düşünen okuyucuya ilk diyeceğim: O “keşke” döngüsünü kır ve ilk adımı sen at. Beğendiğin sanat eserine ilişkin galeriye mail at, sanatçı ve işleri hakkında bilgi al; mutlaka iletişimde ve takipte kal.

Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.