Mustafa Toner: “Sanatta da mimaride olduğu gibi ayağı yere basan, kalıcı ve özgün işlere yöneliyorum”

Mimar ve koleksiyoner Mustafa Toner, mimari ile plastik sanatların birleşiminin yarattığı eşsiz etkinin kendisini yaptığı projelerde yoğun sanat kullanımına yönelttiğini söylüyor. Duvarına asamayacağı veya seyredemeyeceği hiçbir eseri almadığını belirten Toner ile koleksiyonunun ardındaki motivasyon, kendisi için özel hikâyesi olan eserler ve son dönemde takip ettiği sanatçıları konuştuk.

Röportaj: Burcu Dimili

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?

Mimarlık eğitimimi aldığım Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (sonradan MSÜ) resim, heykel ve mimarlık gibi disiplinlerin birlikte ve iç içe yaşandığı bir ortamdı. Plastik sanatların her türüyle burada tanıştığımı söyleyebilirim.

Ansen, Mustafa Ata, Fuat Acaroglu
Ansen, Mustafa Ata

“Mimari ile plastik sanatların birleşiminin yarattığı eşsiz etki beni yaptığım projelerde yoğun sanat kullanımına yöneltti” 

Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?

Koleksiyoner olmak üzere yola çıkmadım. Mimari ile plastik sanatların birleşiminin yarattığı eşsiz etki beni yaptığım projelerde yoğun sanat kullanımına yöneltti. Sanatçı çevrem oluştukça da beğendiğim ve imkânlarımın izin verdiği eserleri almaya başladım.

İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?

Bihrat Mavitan akademide arkadaşımdı ve özellikle kullandığı renkler beni etkilemişti. İlk aldığım iş onun soyut bir boğa resmiydi sanıyorum.

“Duvarıma asamayacağım veya seyredemeyeceğim hiçbir eseri almıyorum” 

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz?

Öncelikle duvarıma asamayacağım veya seyredemeyeceğim hiçbir eseri almıyorum. Depoda duran eserler sanatçıya yapılan büyük bir haksızlık gibi geliyor. Sanata katkı adına bu tip alımların çok önemli olduğunun elbette farkındayım ancak spekülatif amaç ile alım yapmayı düşünmediğim veya düşünemediğim için sadece etkilendiğim işleri almayı tercih ediyorum.

Harun Antakyalı, Serkan Adın

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor?

Yaşadığım mekânlarda çeşitli boyutlarda, sanıyorum 200 civarı iş var. Bunlar arasında Bubi, Seçkin Pirim, Mustafa Ata, Beatrice Gallori, Serkan Adın, Guido Casaretto, Ansen, Fuat Acaroğlu, Emre Çalış, Valker Marz, Mike van de Linde, Francesco Albano, Harun Antakyalı, Nadide Akdeniz, Birol Kutadgu, Seyyid Bozdoğan, İlke Kutlay, Saim Erken, Bedri Baykam, Mevlut Akyıldız, Niloc Pagen, Ali Atmaca, Devrim Erbil, Begüm Koçum’un işleri de bulunmakta.

Köy evimizi ise Ebru Döşekçi, Fulya Asyalı, Seçkin Pirim, Levent Morgök, Ferhat Deniz, Bedri Baykam, Selma Gürbüz, Anton Stoyanov, Şükriye Dikmen, Ali İsmail Türemen, Albert Paley, Kaan Küley, Neşe Erdok, Beyza Boynudelik, Merve Hasman, Mehmet Turgut gibi sanatçılar ile paylaşmaktayız.

Francesco Albano, Harun Antakyalı

Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz? 

Bubi’nin 50 yaş doğum günümde yaptığı ve tuvalete asmamı şart koştuğu portrem misafirlerimizi senelerdir güldürüyor.

“Provokatif işleri beğeniyorum ve izleyenlerde yarattıkları farklı tepkileri izlemekten büyük keyif alıyorum” 

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı?

Özellikle provokatif işleri beğeniyorum ve izleyenlerde yarattıkları farklı tepkileri izlemekten büyük keyif alıyorum. Bu tavrın etkileşimi arttırdığını, düşünmeye yönlendirdiğini ve eser ile ilişkiyi kuvvetlendirdiğini düşünüyorum.

Seçkin Pirim, Bubi

“Farklı ortamlarda resimlerin de etkilerinin değiştiğini düşünüyorum” 

Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz?

Yeni işler aldıkça daha sık görmek için yer değişikliği yaptığım oluyor elbette. Duvarda delik açmaktan hiç çekinmem. Farklı ortamlarda resimlerin de etkilerinin değiştiğini düşünüyorum. Bu şekilde aynı eserden değişik tatlar almak mümkün olabiliyor.

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?

Galerici Çağla Cabaoğlu birçok işimi alırken çalıştığım ve fikirlerine kıymet verdiğim bir dostumdur.

Begüm Koçum

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

Genellikle çoğu yakın arkadaşım olan sanatçıların atölyelerinden almayı tercih ediyorum. Pandemi sürecinde ise online olarak müzayedelerden eserler de aldım. Genelde tekniklerini ve tarzlarını bildiğim sanatçıların işleri olduğu için hiç sürpriz yaşamadım.

Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz?

Özellikle takip ettiğim belli galeri veya fuar yok diyebilirim. Biraz denk gelme veya müsaitlik durumuna bağlı olarak çağdaş sanata dair tüm etkinlikleri takip etmeye çalışıyorum.  Alman neo-ekspresyonistleri (Baselitz, Kiefer, Lupertz gibi) hep ilgimi çeker.

Ebru Alpagut, Guido Casaretto

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz?

Elbette. Hatta online olarak tornavida takımı dahi almayı becerememe rağmen sadece sanat eseri alabildiğimi de itiraf etmeliyim. Bunda müzayede evlerinin çok rahat kullanılabilen online sistemlerinin büyük etkisi var.

Seçkin Pirim

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?

Elbette çok önemli ama belki de yanlış bir durum bu… Çünkü sanatçının yaşam şekli, duruşu, görünümü vb. eserinin önüne geçebilir, bu da sizi yanlışa götürebilir.

Bir zaman önce, işlerini çok beğendiğim bir sanatçının evinde o kadar büyük hayal kırıklığı yaşadım ki keşke gitmeseydim diye düşündüm. Yaptıkları ile yaşam şekli inanılmaz farklıydı. Bu da işin bir başka boyutu… Sonuçta siz eser ile iletişim kuruyorsunuz veya kuramıyorsunuz. Farklı etkileşimler doğru olmayabiliyor.

Seyit Bozdoğan

“Sanatta da mimaride olduğu gibi ayağı yere basan, kalıcı ve özgün işlere yöneliyorum” 

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?

Zevklerim sürekli değişiyor. Sanıyorum bugünkü zevkim de yarın değişecek. Ancak bugüne kadar sahip olduğum işlerin hiçbiri ile de bağımın kopmadığını düşünüyorum. Galiba sanatta da mimaride olduğu gibi ayağı yere basan, kalıcı ve özgün işlere yöneliyorum.

İlke Kutlay

Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?

En son Levent Morgök‘ün figüratif bir çalışmasını aldım. Özellikle kompozisyonunu ve taşıdığı dramatik etkiyi çok beğendim. Aynı işin kadın versiyonu zaten vardı, böylece seriyi tamamlamış oldum. Müzayedede görünce hiç düşünmeden aldım.

Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler?

Ancak kendi yaptığım boyamalar ile bazı özel etkinliklere katıldığım oluyor. Bunun dışında birkaç kez sanatçısının arzu ettiği hâllerde retrospektif sergilere eser verdiğim olmuştur.

Beatrice Gallori, Emre Çalış

Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak sanatçılar önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz?

Dostlarımı kayırıyor olmamak için isim vermemeyi tercih ediyorum. 🙂

Son dönemde takip ettiğiniz sanatçılar kimler?

Mark Bradford ve Adrian Ghenie şahane bir şekilde provokatif ve çirkin olmayı başaran sanatçılar. Takip ederken heyecan duyuyorum. Diana al Hadid de müthiş etkili işler yapıyor.

Birol Kutadgu, Bubi

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu?

Her ne kadar sanatçı dostlarım, birçok açıdan haklı olarak, şikayetçi olsalar da müzayedeleri takip etmelerini öneririm. Hem sanatçıları ve tarzlarını öğrenmek hem de piyasalar hakkında yaklaşık bir fikir sahibi olmak için.

Yanılmaktan korkmasınlar, ufak da olsa bütçelerine uygun işleri alarak bu yolculuğa çıksınlar.

Göreceklerdir ki belli bir sürecin sonunda hiç fark etmeden hem bilgi hem de güzel bir seçkiye sahip olacaklar. Diğer yandan, ülkemizde çağdaş sanata öncülük eden Arter, OMM, İstanbul Modern, Salt, Elgiz gibi müzeleri de sürekli ziyaret etmelerini tavsiye ederim.

Mike van de Linde

Ayrıca yakın zamanlı başka projeleriniz varsa sizden dinlemek isteriz.

Bir zamandır özellikle modern dönem resim sanatçılarının ufak boyutlu kara kalem nülerine merak saldım. Bunu bir koleksiyon hâline getirmeye niyetliyim.

Beatrice Gallori
Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.