Mehmet Ali Bakanay: “Eğer koleksiyoner olmasaydım sanatçı olmak isterdim ya da belki sanatçı olamadığım için koleksiyoner oldum”

Hukukçu, iş insanı, çağdaş sanat ve Afrika tribal sanat koleksiyoneri Mehmet Ali Bakanay, diptik işleri toplamaya gayret ettiğini ve dualite temasını koleksiyonuna yerleştirmeye çalıştığını söylüyor. Contemporary İstanbul Danışma Üst Kurulu Üyesi ve Asian Art Collectors Foundation Yönetim Kurulu Üyesi olan Bakanay ile koleksiyonunun dinamiği, takip ettiği sanatçılar, sanat hukuku ve daha pek çok konu üzerine sohbet ettik.

Röportaj: Burcu Dimili 

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?

Küçük yaşlarda kilolu bir çocuktum, o dönem pek spor yoktu hayatımda. Piyano derslerinde de panikten sürekli tuşları karıştırırdım. Sonra resme başladım, bir şeyler çizmeyi çok seviyordum. Altı, yedi yaşlarındayken odamda kocaman bir Guernica afişi vardı, hep onu bir yerlere çizmeye çalışırdım. Resim yarışmalarına da katıldım hatta uluslararası derecelerim bile oldu. Ailem sanatın her koluna ilgi duyan ve beni teşvik eden bir aileydi. Ailede sürekli bir şeyler toplanırdı zaten. Hep söylerim, eğer koleksiyoner olmasaydım sanatçı olmak isterdim ya da belki sanatçı olamadığım için koleksiyoner oldum.

Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı? 

Küçük yaşlarımdan beri sevdiğim sanatçıların resim, desen ve baskılarını alırdım. Ya da ailemden bana almalarını talep ederdim. Tabii bu tutku, ileri yaşlarda yerini daha bilinçli toplamaya bıraktı. Yani 2005 sonrasında daha ciddi bir alımım söz konusu oldu.

İlk sanat eserim, daha çocukluk yaşlarımda anneannemin bana Fransa’daki bir müzayededen hediye olarak aldığı, Abidin Dino’nun “İstanbul” serisinden küçük bir mürekkep çalışmaydı.

Nilbar Güreş 

İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?

İlk satın aldığım eser, Ürdünlü sanatçı Himad’ın diptik soyut bir çalışmasıydı. Sanatçı şu an Paris’te yaşıyor, kariyerinde zamanla oldukça önemli bir yere geldi. Eser naif çizgilerle çok şey anlatıyor. Beni yakalayan da buydu. Sonradan hep diptik, kendi içinde tutarlı eserler topladığımı fark ettim.

“Koleksiyona yeni bir yapıt eklerken ‘ruhsal olarak akraba olan’ eseri almak daha ağır basıyor, beğeninin yanında” 

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz?

Farkı fikirlerin, yine farklı mecralarda vücut bulması beni hep heyecanlandırıyor. Bunların keşfi ana motivasyonum diyebilirim. Uzun süredir, koleksiyona yeni bir yapıt eklerken “ruhsal olarak akraba olan” eseri almak daha ağır basıyor, beğeninin yanında. Burada akrabalıktan kastım, farklı sanatçılardan eserler olsalar bile yan yana geldiklerinde bir bütün oluşturmaları. Bu bütünlüğün özü, tema, tarz ve yaklaşım olarak birbirine yakın eserlerin olması. Artık her beğendiğimi almıyorum, öncelikle koleksiyonumda yeri var mı yok mu ona bakıyorum. 

Yukarıdan aşağıya: Hatice Güleryüz, Sibel Kocakaya. Sehpa üzeri: Eski African tribal art heykelleri

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? 

300’ü aşkın eser var. Yerli ve yabancı oldukça kalabalık bir liste. Türk sanatçılardan örnek verirsem Gülsün Karamustafa, Hera Büyüktaşçıyan, Nilbar Güreş, Fahrettin Örenli, Emre Hüner, Yuşa Yalçıntaş, Sefer Memişoğlu, Güçlü Öztekin, Necla Rüzgar, Şüran Moral, Erol Akyavaş, Abidin Dino, Selma Gürbüz ilk aklıma gelenler.

Ev ve ofisler birer sergi alanı. Daha çok birlikte yaşamaktan mutluluk duyduğum, her gün görmekten keyif alacağım eserler yer alıyor. Psikolojik yönler daha ağır basıyor bu seçkilerde. Mekânları sergi alanlarına dönüştürmekten uzak durmaya çalışıyorum, çok gerçekçi gelmiyor açıkçası bana… Mesela evde video eser sergilemiyorum. Sabah kahvenizi içerken kavramsal bir videoya bakmak olmuyor. 

Chadas Kahriman

“Genelde diptik işleri toplamaya gayret ediyor ve dualite temasını koleksiyona yerleştirmeye çalışıyorum.”

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı?

Daha çok kavramsal eserlere ilgi duyuyorum. Genelde diptik işleri toplamaya gayret ediyor ve dualite temasını koleksiyona yerleştirmeye çalışıyorum. Genç, araştırmaya dayalı, kendi içinde bütünlüğü olan bir koleksiyon oluştu ve böyle de evriliyor.

Koleksiyonum beni ifade ediyor. Hayatımdan belli kesitleri oluşturuyor. Onun için bana özel. Değişiyor, gelişiyor, risk alıyor. Hayli dinamik anlayacağınız.

Öndeki eser: Fahrettin Örenli. Arka plandaki eser: Güçlü Öztekin.  Sehpa üzeri: Eski African tribal art heykelleri. Porselen heykel: Guive Khosravi

Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz?

Özellikle evde çoğu zaman eserlerle oynuyorum. Genelde bir değişim içinde oluyor. Bazen en başa geri dönüyor, sadeleştiriyorum.

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?

Hayır, danışmanlardan yararlanmıyorum. Fakat görüşlerine oldukça önem verdiğim yurt içi ve dışından arkadaşlarım oluştu yıllar içinde.

Christiana Cordoba

“Bir sanatçının işini alırken, o sanatçının kişisel sanat serüvenine, üretme sürekliliğine, kendini yenilemesine, işine karşı gösterdiği tutkuya ve ciddiyete bakarım” 

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

En önemli kriterim sanatçının yaptığı işe saygısı ve eserin koleksiyona uygunluğu… Alacağım eser kadar sanatçıya da yoğunlaşıyorum. Dolayısıyla bir sanatçının işini alırken, o sanatçının kişisel sanat serüvenine, üretme sürekliliğine, kendini yenilemesine, işine karşı gösterdiği tutkuya ve ciddiyete bakarım.

Hera Büyüktaşçıyan

Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz?

Her yıl Rijks Academy Open Studio’ya davet ediliyorum. Mutlaka Amsterdam’a bunun için gitmeye gayret ediyorum. Uzakdoğu’yu takip ediyorum. Kore ve Tayvan özellikle. Seoul’de Artsonje’yi takip ediyorum. Amerika’da Drawing Center, İngiltere’den Delfina Foundation takip ettiklerim arasında.

Fuarlara eğer takip ettiğim sanatçıların işleri varsa gidiyorum. Aksi takdirde gitmiyorum, bende AVM etkisi yapıyor. Sevdiğim fuarlar Frieze London ve New York. En son Art Brussels’a gittim, gayet iyi bir fuardı. Ayrıca takip ettiğim galerilerin sergilerini kaçırmam, gerek yurt içi gerekse yurt dışında hatrı sayılır birçok galeri takip ediyorum. Türkiye’den Depo’yu, Salt’ı, Arter’i takip ediyorum. Yapı Kredi Yayınları Sanat Dünyamız, Art Asia Pacific, Canvas, Art in America ve birçok online takip ettiğim mecra var.

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz? 

Hayır değiştirmedi. Emin olduğum, bildiğim sanatçı ve eserleri online mecra yolu ile edinebiliyorum. Ama ilk defa karşılaştığım sanatçıların eserlerinde daha dikkatliyim.

 

 

 

Arkada soldan sağa: Güçlü Öztekin, Cihan Shad. Öndeki kuş: Raoul Lamourdedieu.                            Küçük heykeller: Old African heddle pulleys

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli? 

Sanatçının yaptığı sanata karşı ciddiyeti, samimiyeti ve saygısı benim için çok önemli. Zaman içinde yaptıklarını sevsem de tanıyınca görüşlerimin değiştiği birçok sanatçı olmuştur.

“Artık her beğendiğimi almıyorum, öncelikle koleksiyonda yeri var mı yok mu ona bakıyorum”

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?

İlk zamanlarda beğeni daha ön plandaydı. Tabii ki sadece beğeni ile ilerlediğinizde ortaya daha yüzeysel bir seçki çıkıyor. Koleksiyon uzunca bir süredir kendi içinde bir bütünlüğü ve derinliği olan bir seçkiye dönüştü.

Artık her beğendiğimi almıyorum, öncelikle koleksiyonda yeri var mı yok mu ona bakıyorum. Beğeninin yanına araştırma, öğrenme ve koleksiyona uygunluk eklendi diyebilirim.

Sanat dünyasında ise kurumsal koleksiyonların çeşitlenmesi, araştırma ve bilgiye dayalı, birbirine benzemeyen bireysel koleksiyonların oluşması oldukça umut verici.

Ebru Yılmaz Kale

Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?

En son bir müzayededen Gülsün Karamustafa’nın kolaj eserini aldım. Koleksiyona uygunluğu nedeniyle almaya karar verdim.

Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak sanatçılar önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz?  

Çok iyi sanatçılar var sitenizde, kutlarım öncelikle. Erinç Seymen, Erkut Terliksiz, Ali Kazma, Yüksel Arslan, Vahap Avşar’ı örnek olarak verebilirim.

Son dönemde takip ettiğiniz sanatçılar kimler?

Yine Türkiye’den isim vermem gerekirse Necla Rüzgar, Fahrettin Örenli, Yuşa Yalçıntaş, Hera Büyüktaşçıyan’ı sayabilirim. 

Eser: Selma Gürbüz. Karşıdaki eser: Sefer Memişoğlu

“Sanatın değişimini anlamak, takip etmek ancak geniş ve sürekli güncellenen bir vizyona sahip olmakla mümkün olur” 

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu? 

Sanat endüstrisi spekülasyonlara çok açık bir piyasa olduğu için dikkatli olmaya ve piyasanın rüzgarına kapılmamaya, trendlerin tuzağına düşmemeye dikkat etmek gerekir. Koleksiyon yapan kişi mutlaka kişisel vizyonunu oluşturmalı. Kişinin yeni sanat kuramlarını takip etmesi önemli. Çünkü sanatın değişimini anlamak, takip etmek ancak geniş ve sürekli güncellenen bir vizyona sahip olmakla mümkün olur. Bu vizyonu yakalamadan geleceğin yakalanamayacağını, dolayısıyla da doğru bir koleksiyon oluşturulamayacağını düşünüyorum.

Nilbar Güreş

Profesyonel alanınız hukuk ile sanat tutkunuzu birleştirerek sanat hukuğu üzerine çalışmalarda bulunuyorsunuz. Bize bu konu hakkındaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

Türkiye’de sanat hukuğu üzerine yaptığım organizasyonlar aslında işimin birer parçası değil, gönüllülük esasına dayalı. Biri Elgiz Müzesi’nde diğeri de Contemporary İstanbul’da gerçekleşen konferanslarda sanatçıları ve alıcıları hakları üzerine bilgilendirmeyi amaçladım. Türkiye’de pek çok sanatçının kendi hakları üzerine bilgisi limitli. İkinci el satışlarda ne oluyor? Müzayede satışlarında sanatçı hakları nelerdir? Ben de bu platformlarda düzenlediğim panellerle bu konulardaki eksikler üzerine bilgilendirme yaptım. İş çerçevesinde konuşmak gerekirse Sanat Hukuku’nu şirketin Roma ve Milano’daki büroları üzerinden gerçekleştiriyoruz. Orada çok ciddi işler yapılıyor. Panza Koleksiyonu’nun Guggenheim Müzesi’ne satılmasını gerçekleştirdik. Tate ve MoMA gibi müzelerle çalışıyoruz.

Ayrıca yakın zamanlı başka projeleriniz varsa sizden dinlemek isteriz.

İki yıldır “Asian Art Collectors Foundation” yönetim kurulundayım. Onlarla tarihi İpek Yolu’nun geçtiği ülkeler üzerinden bir proje geliştirmeye çalışıyoruz. Bakalım nasıl olacak, ben de merak ediyorum.

Ayrıca bireysel olarak Afrika sanatına da ilgi duyuyor ve topluyorum. Fransa’dan bir müze ile ortak bir sergi projesi üzerine çalışıyoruz.

Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.