Elif Sezer Çaylı: “Karakteristik Özelliğimde Toplayıcılık Yer Alıyor”

Adana’da yer alan KUN Art Space’in kurucusu ve koleksiyoner Elif Sezer Çaylı, sanatla annesi sayesinde tanıştığını söylüyor. İlk eser toplayıcılığının ilkokulda başladığını, eserin arka planındaki kavramsal yönelim, sosyal, toplumsal ve kişisel kurgunun kendisini etkileyen önemli sebepler arasında yer aldığını ekliyor. Kendisiyle koleksiyon yolculuğu üzerine sohbet ettik.

Röportaj: Burcu Dimili

Bawer Doğanay, Erin İlkcan Aslan, Pelin Çağlar, Mümin Candaş, Emre Bulut, Bawer Doğanay, Shahnaz Aghayeva, Orhan Zafer, Ekin Büyükşahin

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?

İlk anım anneannemin evindeki, annemin yaptığı yağlı boya tablolardı. Yaşım sanırım iki, üçtü. Ama elimiz kalem, boya tuttuğu andan itibaren annemin yanında taşıdığı kâğıt ve kalemlerle çizmeye, boyamaya, annemle tatillerde sergi, müze gezmeye başlamıştık. Annem tanıştırmış beni aslında sanatla.

Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?

İlk koleksiyonerliğim ilkokulda başladı sanırım. Babamın arkadaşının verdiği minik yağlı boya çocuk resmine hemen el koymuştum. Tüm öğrenim hayatım boyunca o resim çalıştığım masada karşımda durdu ve şu an hâlâ benimle.

İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?

Bu durumda ilk aldığım eser bu portreymiş. Daha sonra da gerçek koleksiyonerlik anlamında satın aldığım eser Dicle Çiftçi’den büyükçe bir kadın portresiydi. Hâlâ figüratif eserler oldukça ilgimi çekiyor. Bakışlar ve figürden ulaşan duygu beni etkiler.

Ece Haskan, Dicle Çiftçi, Tahsin Engin Gökten

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz?

Sanırım benim karakteristik özelliğimde yer alıyor toplayıcılık. Sahip olduğum maddesel ve manevi her şeye sonuna kadar sahip çıkar, bağlanırım. Yüreğimde minik bir kıpırtı oluşturan, bana göre güzel olan bir şeyin enerjisini hep yakınımda hissetmek ve onu görmek isteği koleksiyonerliğe yöneltti beni. Her bir esere hâlâ her gün göz gezdirir, bazıları ile günlük iletişim kurarım.

Koleksiyon oluştururken özellikle dikkat ettiğim şey, eserin içsel olarak beni etkilemiş olması ile birlikte arka planındaki kavramsal yönelim, sosyal, toplumsal ve kişisel kurgu, tüm bunlar beni o esere çekiyor. Eserleri alırken gelecekteki maddi değerinden çok, o an gördüğümde bana dokunan, içsel anlamda etkileyen ve belli bir anlatım kurgusu taşıyan eserleri almayı tercih ediyorum.

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor?

Koleksiyonda yaklaşık 80 eser yer alıyor. Yoğun bir çağdaş ve genç sanatçılar listesi var. Dicle Çiftçi, Burak Ayazoğlu, Erin İlkcan Aslan, Damla Yalçın, Duygu Aydoğan, Studio Pinprick, Selin Karataş, Emre Bulut, Amar Kılıç, Musa Hatan, Büşra Çeğil, Shahnaz Aghayeva, Ece Haskan, Erdinç Babat, Tahsin Engin Gökten, Ozan Atalay, Pelin Çağlar, Tahsin Ulusoy, Nazım Arslan, Bawer Doğanay, Yiğit Yerlikaya, Behruz Kuul, Ferhat Salman, Hülya Özdemir, Nesrin Kara, Çelik, Tuğba Akbulut, Gizem Çeşmeci, Mahmut Akdemir, Baran Kurtoğlu gibi genç kuşağın temsilcileri ile beraber Mümin Candaş, Orhan Zafer, Ahmet Hıdır, Ender Güzey, Özgür Eryılmaz, Hakan Çapkan ve Şenkar Öztüzün gibi isimler de koleksiyonda yer almakta. Eserleri ev ve ofisimde sergiliyorum. Eser yerleştirmelerini yine mekânın kendi alanlarına özgü dikkatli bir seçki ile yerleştiriyorum.

Erdinç Babat, Shahnaz Aghayeva, Selin Karataş, Özgür Eryılmaz, Dicle Çiftçi, Emre Bulut,Hakan Çapkan, Musa Hatan, Selin Karataş, Duygu Aydoğan, Studio Pinprick2

Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz?

Koleksiyona giren her bir eser ile oldukça özel bir bağ kurduğumuza inanıyorum. Eserleri izlemek ayrı bir hikâye, koleksiyona giren her bir yapıt ile birlikte yaşamaya başlıyoruz, bu açıdan hiçbir eseri benim için özel bir anlamı var şeklinde ayıramam, her biri ile özel bir hikâyemiz var.

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı?

Koleksiyonum daha çok figüratif eserlerden oluşuyor. Tür olarak özellikle bir seçimim yok ama çok sayıda resim var koleksiyonda. Portrelere biraz daha fazla düşkünüm.

Orhan Zafer, Mümin Candaş, Özgür Eryılmaz, Nesrin Kara, Erin İlkcan Aslan, Hakan Çapkan

Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz?

Eserlerin yerini sıklıkla değiştirmiyorum. Her eser yerini buluyor ve orada benimle yaşamaya başlıyor. Depolama yapmadan olabildiğince mümkün olan en görünebilir yerlerde sergilemeyi tercih ediyorum.

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?

Profesyonel destek almıyorum, ancak fikirlerine önem verdiğim sanat profesyoneli dostlarım var. Bu sanatçıyı görmelisin dediklerinde mutlaka dikkate alırım.

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

Sanatçıların atölye ziyaretlerinden, galerilerden, fuarlardan, etkinliklerinden ve bienallerde keşfettiğim etkili sergilerden alıyorum. Eseri almak için çok uzun düşünmem. Kavramsal olarak ve sezgisel olarak beni kendisine çektiyse karar vermiş olurum. Eserleri depolamak istemediğimden, sergilemek benim için önemli bir konu oldu ve son dönemde eser boyutları da bu açıdan önemli olmaya başladı.

Dicle Çiftçi, Damla Yalçın (nakış)

Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz?

Yurt içi ve yurt dışında birçok galeri, fuar, bienal ve alternatif sergileri takip ediyorum. Ancak KUN Art Space’in de bulunduğu nokta olarak özellikle merkez dışı rotaları ilgi alanımda. Bu amaçla galerimin bulunduğu konum olarak da Adana’daki tüm galeri ve oluşumları takipteyim. Aynı zamanda Mardin, Diyarbakır, İzmir, Çanakkale, Bursa, Antalya vb. aklınıza gelen tüm uzak lokasyonları yakından izliyorum. “Merkez” olarak adlandırabileceğimiz İstanbul ve Ankara’da ise güncel tüm etkinlikleri sıklıkla ziyaret edip, olabildiğince sanatçı ve eser keşifleri yapmayı çok önemli buluyorum. Uzağı yakına getirmesi açısından pandemi sonrasında daha da artan sanallaşma ile birlikte sanal sergiler, siteler de takibim arasında.

Erin İlkcan Aslan, Ferhad Salman, Amar Kılıç, Bagdagül, Büşra Çeğil, Doğu Çankaya, Behruz Kuul (oval) Yavuz Kılıçer (şahmaran) Tuğba Akbulut

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz?

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışımda bir değişikliğe yol açmadı. Eserlerini daha önceden bilip takip ettiğim bir sanatçının sosyal medyada ya da herhangi bir sitede gördüğüm bir eserini de alabilirim.

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?

Eserin ardındaki sanatçıyı tanımak galiba benim için önemli. Nihayetinde eserle kurduğum ilişkide sanatçıyı da tanımak yeni bir hikâye örüntüsü yaratıyor. Bugüne kadar çoğunlukla yüz yüze tanıştığım sanatçıların eserlerini aldım.

Hülya Özdemir ve Emre Bulut

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?

Zevklerim çok değişmedi, sadece biraz daha gelişti. Dediğim gibi, maddesel ve manen her şeye bağlı biriyim. Zevklerim de çok kolay değişmiyor. Sadece daha detaylı bakıp, görmeyi öğrendim. Çevrim içi sanat eğitimleri aldım ve biraz daha bilinçli olarak eserlere bakmaya başladım. Her geçen yıl sanat dünyasında şaşırtıcı durumlar yaşanıyor. Bazen pozitif bazen negatif olaylara rastlıyoruz. Hayat gibi işte. Ama son dönemde genç sanatçılara sağlanan sergileme imkânları, kendilerini ifade edebilecekleri çevrim içi mecraların da etkili olması; sanatı farklı ve genç isimlerden de tanımamıza vesile oluyor.

Erdinç Babat, Shahnaz Aghayeva, Selin Karataş, Özgür Eryılmaz, Dicle Çiftçi, Emre Bulut,Hakan Çapkan, Musa Hatan, Selin Karataş, Duygu Aydoğan, Studio Pinprick

Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?

En son Pelin Çağlar’ın “Kim Unutacak Bizi” isimli kişisel sergisinden bir eser aldım. Pelin Çağlar’ın bu sergideki eserlerinde kullandığı tekniği zaten başlı başına beni etkilemişti. Aldığım eserde de bedenin hareketini o kadar güzel, ağır çekim bir film gibi izleyene hissettiriyor ki Pelin, etkilenmemek mümkün değildi.

Bawer Doğanay, Erin İlkcan Aslan, Pelin Çağlar, Mümin Candaş, Emre Bulut, Bawer Doğanay, Shahnaz Aghayeva, Orhan Zafer, Ekin Büyükşahin2

Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler?

Koleksiyonum evimde ve ofis odamda her daim izlenebilir. Depoda, dolaplar ardında eser bulundurmamaya çalışıyorum. Henüz sorunuzun esas amacına ulaşan bir koleksiyon sayısında değilim ancak koleksiyon sergilerini de zevkle takip ediyor, mümkün olduğunca kaçırmamaya çalışıyorum. Umarım bir gün sergilenebilecek sayı ve özellikte bir koleksiyona ulaşabilirim.

Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak sanatçılar önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz?

Yakın takibe alınacak sanatçılar önermek çok zor benim için. Şahsen tanıyanlar, sevdiğim birçok sanatçı olduğunu ve hepsini yakinen takip ettiğimi bilirler. KUN Art Space’in birlikte sergi yaptığı sanatçıları takip etmelerini tavsiye edebilirim. Ama size son dönem sergilerimizden isimler vereyim:
Yasin Uysallar, Enes Debran, Kazım Şimşek, Mustafa Boğa, Dicle Çiftçi, BASAKO, Adana’dan Selin Karataş ve Emre Bulut.

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu?

Henüz hiç eser almamış birine ilk tavsiyem, ilk alacağı eserde öncelikle sezgilerine güvensin, iç dünyasına dokunuyor mu ona baksın. Sonrasında yollar açılıp devam ediyor, etkileyici sanatçılara, eserlere büyük keşifler oluyor.

Sol duvarda: Tahsin Engin Gökten, Ece Haskan, Tahsin Ulusoy; Heykel Burak Ayazoğlu; Yerdeki enstalasyon: Büşra Çeğil
Sol duvarda: Tahsin Engin Gökten, Ece Haskan, Tahsin Ulusoy; Heykel Burak Ayazoğlu; Yerdeki enstalasyon: Büşra Çeğil

Ülkemizde meydana gelen depremlerden Adana’da yer alan Kun Art Space de etkilendi. Bu süreçte bir sanat galerisi olarak neler deneyimlediniz, önümüzdeki dönem için neler planlıyorsunuz?

Ülkemiz zor günler geçirirken, özellikle bulunduğumuz bölgede yaşanan deprem tüm hayatımızı ve gündemimizi bir anda değiştirdi. Galeri olarak fiziken bir zararımız olmadı. Ama tabii ki hem ekibimiz hem sanatçılarımız durumdan ciddi anlamda etkilendi. Sergi açılışı için şehir dışından gelen misafirlerimiz de uçakları ertelendiği için deprem gününü bizimle yaşadılar. Psikolojik olarak zor dönemler…

Bu durumdan dolayı, Dicle Çiftçi sergisinin açılışı sonrası galerimiz bir ay kadar kapalı kaldı. Gerekli tespitlerin yapılmasından sonra sergiyi ziyarete açtık ve takvimimizi güncellememiz gerekti. Sanatseverler galeriyi açmamızı heyecanla beklediler. Deprem korkusu üzerine sergiye bu kadar yoğun merak ve ilgiyi beklemiyorduk. Sanırım bu stres içerisinde insanlar farklı deneyimlerle gündemden uzaklaşmak istiyorlar. Ve şu klasik sözü deneyimlemiş olduk, “sanatın iyileştirici yönü” doğruymuş…

Takvimimizde yer alan sergilerin sanatçıları tabii ki hem psikolojik hem de üretimsel süreç olarak durumdan etkilendiler. Bir sonraki sergimiz Mustafa Boğa’nın kişisel sergisiydi ve Londra’dan sergi hazırlığı için gelişi tam da o döneme denk gelmişti, üretimlerinin bir kısmını Adana’da yapmak istiyordu. Yeni bir kararla Mustafa’nın güncel takvimini de gözeterek sergiyi gelecek sezonun açılış sergisi olarak planladık. Aynı şekilde, yine Adanalı sanatçılarımız Selin Karataş ve Emre Bulut’un kişisel sergileri de etkilendi durumdan. Uzun süre atölyelerine ve evlerine giremediler. Üretim süreçleri değişti ve planlanan konular üzerinden sergileri düzenlemek için kendilerini hazır hissetmediler. Bu sergileri de gelecek sezonda açmaya karar verdik. Ayrıca galeri ekibimizde de depremden etkilenen arkadaşlarımız oldu.
Bütün bu durumları gözeterek, şimdilik Dicle Çiftçi sergisi ile sezonu sonlandırma kararı aldık. Tabii ki bu karar çalışma arkadaşlarımızın da şehrimizin de toparlanması durumuna göre yeniden şekillenebilir.
Tüm bunların dışında online galerimizi güncelliyoruz. Bir ay içerisinde tüm geçmiş sergilerimizi görebilir, online mağazamızı daha efektif olarak kullanabilirsiniz. Yaz sezonunda da Bodrum’da birkaç mekânda sergi planlıyoruz. Tüm planlarımız netleştikçe Kun Art Space’in sosyal medya hesaplarından duyurulacaktır.

Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.