Banu Çarmıklı: “Hobi olarak başladığımız koleksiyonculuk zamanla vazgeçilmez bir tutkuya dönüştü”

Sanatsever, koleksiyoner ve sanat yazarı Banu Çarmıklı, aldığı her eserin arkasında bir hikâye olduğunu ve yaşanmışlıkların koleksiyonu daha anlamlı kıldığını söylüyor. Çarmıklı ile koleksiyonerlik tutkusu, koleksiyonunun ana motivasyonu, pandeminin sanat dünyasına etkileri ve “Gezdim, Gördüm, Yazdım” adlı kişisel bloğu üzerine konuştuk.

Röportaj: Burcu Dimili

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız? Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?

Sanata olan ilgimin henüz genç yaşlarda başladığını söyleyebilirim. Derinlenmesine hayatıma katmam ise eşim Hakan Çarmıklı’nın koleksiyon oluşturmaya yönelik küçük adımlarıyla benim tutkumun birleştiği, evliliğimizin ilk yıllarında katıldığımız müzayedeler sayesinde oldu. Antika eserlere ve klasik resme ilgi duyuyordum ancak biriktirme fikrini o dönemde henüz pratiğe dökebilmiş değildim. Hobi olarak başladığımız koleksiyonculuk zamanla vazgeçilmez bir tutkuya dönüştü. Yurt dışı seyahatlerinde ilk planım daima müze ve sergileri gezmekti. Bilgimi derinleştirmek için sanat tarihi kurslarına gittim ve konu ile ilgili yayınları takip ederek, kitaplar okumaya başladım. Zamanla güncel sanata olan ilgiminin daha ağır bastığını hissettim.

Kezban Arca Batıbeki

“Sanatı yalnızca dışarıdan izleyen değil, içselleştirip daha derin bir yaklaşımla okumak, yorumlamak isteyen biri oldum.”

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi?

Yıllar geçtikçe yalnızca bir izleyici olmanın ötesinde, bir eserin yaratım serüvenine tanık olmak, bu süreçte sanatçının fikirlerine, yeteneğine dair izler bulmaya çalışmak benim asıl motivasyonum oldu diyebilirim.

Sanatı yalnızca dışarıdan izleyen değil, içselleştirip daha derin bir yaklaşımla okumak, yorumlamak isteyen biri oldum. Bu doğrultuda gittiğim her sergide, her bienalde gördüğüm her çalışmaya farklı bir gözle bakmaya çalıştım. Çağdaş sanat üzerine yayınlar ve sanatçı kitapları okuyarak bilgi dağarcığımı geliştirmeye odaklandım. Yurt dışı ve yurt içi sergilere katılmak, sanatçı atölyelerini gezmek ve sanatçı konuşmalarına katılmak ilgimi farklı bir boyuta taşıdı. Kısa bir galericilik döneminden sonra bloğum olan “Gezdim Gördüm Yazdım”da yazılarımı yayımladım, daha sonrasında bu yazılar arasından zengin bir seçkiyi 2018 yılında kitaplaştırdım.

Gülsün Karamustafa

“Aldığımız her eserin arkasında bir hikâye vardır ve ben bu yaşanmışlıkların koleksiyonumuzu daha anlamlı kıldığına inanıyorum

Koleksiyonunuzdaki eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz?

Koleksiyonculuğa ilk günkü heyecan ve tutkuyla bağlıyız. Bu konuda unutamadığım bir anım ise Adnan Çoker’in eseriyle ilgili. Sanatçının çok beğendiğimiz bir çalışması vardı ancak belirlediğimiz bütçenin dışına çıkıyordu. Nasıl yaparız da alırız diye eşimle uzun uzun düşünmüştük. Sabaha kadar uyuyamadığımız o günden sonra bir şekilde bütçeye çözüm bulduk ve bu eser bizim koleksiyonumuzdaki ilk parça oldu. Böylece bitmeyecek bir serüvene adım atmış olduk. Aldığımız her eserin arkasında bir hikâye vardır ve ben bu yaşanmışlıkların koleksiyonumuzu daha anlamlı kıldığına inanıyorum.

Çoker’in soyut eseri ve arkasındaki düşünce yapısı beni çok etkilemişti ve sanata olan ilgimizİ farklı bir yöne evrilterek bizi modern ve çağdaş eserlere yöneltti.

Extramücadele (Memed Erdener)

“Çok geziyor olmamızın koleksiyonumuza etkisi çok büyük”

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz? Seçkinizde hangi isimler var?

Çok geziyor olmamızın koleksiyonumuza etkisi çok büyük. Özgür ve özgün dili olan, güncel meseleleri ele alan, küresel sorunlara değinen, kavramsal yönü güçlü eserler ilgimi çekiyor. Sanatçılar ile yaptığım sohbetler sırasındaki fikir alışverişi de benim için çok değerli. Gelecek vadeden yetenekli, global düşünen, kendini yenileyen, çalışmaktan üretmekten yılmayan bir yeni nesil sanatçı grubu var. Onlardan yana çok ümitliyim. Farklı bir dili olan, cesur, risk alan ve farklı malzemelerle uğraşmaya açık, yenilikçi, özgün ve özgür sanatçılar hep ilgimi çekti. İsim vermeyi pek tercih etmiyorum.

Julian Schnabel

Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler?

“İlk Raunt” başlığı altında koleksiyonumuzun önemli bir kısmını Galata Rum Okulu’nda sergilemiştik.

Antonio Cosentino, Sarkis

“Çevre konularını ele alan, cinsiyet eşitsizliği, kimlik sorunları, politika, göç, küreselleşme, doğa temalarına özel ilgimiz var”

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı?

Çevre konularını ele alan, cinsiyet eşitsizliği, kimlik sorunları, politika, göç, küreselleşme, doğa temalarına özel ilgimiz var. Evde eserleri dönüşümlü olarak sergiliyoruz. Kavramsal niteliği yüksek enstalasyon, heykel, video, seramik ve pentür, her medyumdan çalışmayı koleksiyonumuzda değerlendirmeye çalışıyoruz.

Volkan Aslan

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

Galeriler, müzayedeler ve fuarlar başlıca alım mecralarımız, bunun yanı sıra online alım da yapıyoruz.

Berna Tonyalı

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?

Koleksiyonu oluştururken danışmana gerek duymadık. Eşim de ben de ders çalışmayı çok severiz. Değerli bir kütüphanemiz var ve okumak, araştırmak bizim için sürecin olmazsa olmaz bir parçası. Tabii ki yılların tecrübesi ile de eğitilmiş olan gözümüze/algımıza güveniyoruz.

Ergin Çavuşoğlu

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?

Aldığımız eserin sanatçısı ile işinin önünde sohbet etmek kadar değerli bir an olamaz…

Leyla Emadi

“Hayatımızı alt üst eden pandemi sürecinin daha fazla motive olmamızı sağladığını düşünüyorum”

“Gezdim, Gördüm, Yazdım” isimli kişisel bloğunuzda ve Vatan Gazetesi, Milliyet Sanat gibi pek çok platformda yazılarınız yayımlıyor. Bir koleksiyoner olarak sanat piyasasının merkezinde olduğunuz gibi bir sanat yazarı olarak da gözlemleme ve yorumlama kabiliyetine sahipsiniz. Son zamanlarda pandemi sonrası sanat üretimi, küratörlük ve sanat dünyası sizin de değerlendirdiğiniz başlıca konulardandı. Genel bir yorum almak istesek sizin yakın geleceğe yönelik öngörüleriniz nelerdir?

Hayatımızı alt üst eden pandemi sürecinin daha fazla motive olmamızı sağladığını düşünüyorum. Sanat tarihine baktığımızda göreceğimiz gibi zor dönemler daima anlamlı işler yaratımına vesile olmuştur. Pandemi öncesi sanat piyasamızda mevcut problemler vardı ve pandemi sonrasında da bunlar devam ediyor. Ekonomik sıkıntıların alımları da etkilemesi kaçınılmaz bana göre. Önceliklerin kişiden kişiye değiştiği bir dönemdeyiz fakat dünya tarihinin sıkıntılı dönemlerinde ve savaş zamanlarında sanat her daim ayakta kalmasını bildi. Kolektif sorumluluk bilinciyle bu krizin de üstesinden geleceğimize inananlardanım. Yeter ki birlik ve beraberlik içinde motivasyonumuzu kaybetmeyelim. Bu ekosistemin parçası olan herkesin bir araya gelip, sorunları tartışarak bir çıkış yolu bulması gerekiyor.

Panamarenko
Fırat Engin
Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.