Ali Ak: “Her insan günü geldiğinde sanatın iyileştirici gücüne ihtiyaç duyacaktır”

Petoil Genel Müdürü ve koleksiyoner Ali Ak, eşi Sezer Ak ile ortak koleksiyonlarından bahsederken “eklektik” tanımını kullanıyor. Koleksiyonerlik vesilesiyle katılma fırsatı buldukları sosyal ortamın kendilerini motive ettiğini söyleyen Ak sanatın iyileştirici gücüne inanıyor ve koleksiyonların gün ışığına ihtiyaç duyduğunu düşünüyor.

Röportaj: Burcu Dimili 

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız? 

Ailemde veya yakın çevremde sanatla ilgilenen hiç kimse yoktu. Benim tanışmam, daha doğrusu belli belirsiz ilgi duymam ise ilk yurt dışı seyahatimde Oslo’da gezdiğim ve çok etkilendiğim bir heykel parkı sayesinde oldu. Daha sonraki seyahatlerimde, özellikle iş amaçlı olarak çok sık seyahat ettiğim Londra’da gezdiğim müzeler ve satın aldığım bol resimli sanat kitapları bu ilginin giderek pekişmesini sağladı. 

Bubi, Ahmet Güneştekin, Ahmet Güneştekin, Bubi, Ahmet Güneştekin, Aslan ve Kız – Zuhal Baysar, Boynuzlar – Ahmet Güneştekin, Balık – Ahmet Güneştekin

Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı? 

İlk orjinal sanat eserini eşimle birlikte 2000 yılında satın almıştık. Daha sonra, yurt dışında çalıştığım 2001 – 2002 yıllarında, her “ecnebi” gibi, hafta sonları antikacıları, sanat galerilerini gezip sanatçı atölyelerini ziyaret etmeyi, ailemden uzak geçirdiğim zamanları değerlendirmenin faydalı bir yolu olarak benimsemiştim. Yurda dönüşümde yanımda getirdiğim Azeri ressamlara ait 6 – 7 tablo, koleksiyonerlik serüvenimizin başlangıcı oldu sanırım. Uzunca bir aradan sonra sanatla yeniden ilgilenmemiz, sanat tarihine ilgi duymamız, Türkiye ve dünya sanatını tanımaya başlamamız ve ciddi anlamda sanat eseri toplamaya karar vermemiz 2008 – 2009 yıllarına tarihlenebilir diye düşünüyorum.     

Ercan Ayçiçek, Aykut Öz

İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi? 

İlk aldığımız eser, o dönemde Ankara’da yaşayan Dimitri Antadze isimli Gürcü bir ressamın küçük boyutlu yağlı boya bir tablosuydu. Bilkent Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan sanatçının kampus içindeki lojmanını ziyaret etmiş ve hem kendisi hem de ailesi ile tanışmıştık. Eserin eski Türk minyatürlerini andıran biçimde detaylar içermesi ilginç gelmişti. 

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz? 

Koleksiyonerlik konusunda beni en çok motive eden faktör, yaşamımın bu bölümünde yeni bir çevreye, çok renkli, çok doyurucu yepyeni bir entelektüel ortama katılmanın dayanılmaz çekiciliği oldu. Bu katılım, öğrencilik ve iş hayatı boyunca bilim, mühendislik ve yöneticilik ile uğraşmış benim gibi biri için yepyeni bir ufka yelken açmak gibiydi. Yeni bir çevre, ortak bir ilgi alanı bağlamında edinilen yeni dostlar, birlikte yapılan sanat odaklı seyahatler bu motivasyonun eksilmeden sürmesini sağladı. Hele eşimin de aynı tutkuyu ve motivasyonu paylaşması, sanat koleksiyonculuğunun ortak hobimiz hâline gelmesine ve yıllardır iş dışındaki özel zamanlarımızın büyük bölümünü sanatla iç içe geçirmemize neden oldu.

Fırat Engin, Fatih Karakaş

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor? 

Koleksiyonumuzda 200’ü aşkın eser yer alıyor. Bunlar arasında az sayıda Adnan Turani, Mustafa Ayaz, İbrahim Balaban, Kayıhan Keskinok, Yalçın Gökçebağ, Tomur Atagök, Özdemir Altan, Utku Varlık gibi 1950 öncesi doğumlu yerleşik (established) sanatçıdan, çok sayıda Bubi, Ahmet Güneştekin, Metin Tütün, Hakan Esmer, Serdar Leblebici, Funda İyce Tuncel, Azimet Karaman, Ercan Ayçiçek, Ekrem Kadak, Pelin Özgöçen, Fatih Karakaş, Erhan Lanpir, Özgür Eryılmaz, Yeliz Selvi, Metin Kalkızoğlu, Berk Arıkan, Kader Genç, Emre Lüle, Fırat Engin, Şevket Arık, Erdal Duman, Sertap Yeğin, Atılgan Bayar, Asaf Erdemli, Behzat Feyzullah, Alp Erdem Öz gibi çoğunluğu kariyerinin ortasında (mid-career) veya yükselen (emerging) sanatçıdan ve on beş adet kadar da yabancı sanatçıdan eser bulunuyor.

Genco Gülan, Erdal Duman, Bubi

Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz? 

Eşimle birlikte ArtAnkara fuarının 2018’deki edisyonunu beş günlük süresi boyunca çeşitli kereler ziyaret ettik. Fuarın son günü kapanışa dakikalar kala, çıkış kapısının yakınındaki stantta sergilenen bir heykele gözüm takıldı ve o zamana kadar o standa uğramamış olduğumuzu farkettim. Başı ve göğüsleri önündeki aynada beliren, vücudunun kalan bölümü alüminyum dökümden yapılma bir kadın heykeliydi bu. Heykelin arkasındaki duvara yapıştırılmış künyesine baktığımda sanatçısının, Bakü’de çalıştığım yıllardan tanıdığım ve uzun zamandır görüşemediğim sevgili dostum Metin Tütün olduğunu gördüm. Az sonra Metin de yanımıza geldi ve bir müddet hasret giderdik. O harika eser şimdi ArtAnkara 2018’in en önemli “trophy”si olarak Ankara’daki evimize gelen misafirlerimizi kapıda karşılıyor. Sevgili Metin’le de artık eskisinden çok daha sık görüşüyoruz. 

Metin Tütün

“Koleksiyonumuz ‘eklektik’ olarak tanımlanabilir”

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı? 

Koleksiyonumuz, ticari bir kaygı söz konusu olmadan, herhangi bir döneme, ekole ya da akıma bağlı kalmadan, tamamen eşim ve benim kişisel beğenimize dayalı olarak seçilen eserlerden oluşması bakımından “eklektik” olarak tanımlanabilir. Ancak, büyük çoğunluğu 50 yaş altı sanatçılar tarafından içinde bulunduğumuz binyılda yapılmış resim ve heykel türü eserlerden oluşmakta. 

Ayça Telgeren

Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz?

Eserlerin yerini fazla sık değiştirdiğimiz söylenemez. Son on yıldır aynı yerde asılı birçok tablomuz var. Bazen yeni bir eser aldığımızda, onunla birlikte daha fazla zaman geçirebilmek için başka bir eseri yerinden ettiğimiz de oluyor. Ancak, depo olarak kullandığımız mekân, şimdi yaşadığımız eve 200 metre mesafedeki eski evimiz olduğundan, oradaki eserleri de sık sık ziyaret etme ve birlikte vakit geçirme imkânı buluyoruz. 

Gökçe Er

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı? 

Profesyonel destek almıyoruz. Ancak, görüşlerini önemsediğimiz sanatçı, galerici ya da sanatsever dostlarımızın önerilerini dikkatle değerlendiriyoruz.

Necmettin Özlü, Funda İyce Tuncel, Tomur Atagök

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz? 

Koleksiyonumuza giren sanat eserlerinin büyük çoğunluğunu galerilerden, diğerlerini ise fuarlardan ya da sanatçı atölyelerinden temin ettik. Bunun en önemli nedeni, eserini satın aldığımız sanatçıyı tanımak istememiz ve maalesef ortalıkta dolaşan çok sayıda sahte eserden kaçınmaya çalışmamızdır. Alacağımız esere karar verirken genellikle iç sesimizi dinliyor, eşimle aramızda uzlaştığımız eserlere öncelik veriyoruz. Galeri ile olan geçmiş deneyimlerimiz, sanatçının kariyeri ve dünya görüşü, eserin sergideki hiyerarşik konumu, bu iş için ayırdığımız bütçe gibi etkenler de doğal olarak kararımızı etkiliyor. 

Serdar Leblebici, Özdemir Altan, Onay Akbaş

“Son yıllardaki yurt dışı seyahatlerimizin tümü, kaçınılmaz biçimde sanat odaklı gerçekleşiyor”

Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz? 

Ankara’da sürekli takip ettiğimiz sınırlı sayıda sanat galerisinin yanı sıra özellikle Cermodern’de açılan sergileri kaçırmamaya çalışıyoruz. Ankara ve fırsat buldukça İstanbul’daki müze sergilerini ziyaret ediyoruz. Yazları Bodrum ve çevresindeki etkinlikleri izliyoruz. ArtAnkara, Contemporary İstanbul fuarlarına ve son 4 edisyon olmak üzere Venedik Bienali’ne mutlaka katılıyoruz. Bunun yanı sıra bazı yurt dışı seyahatlerimizi sanat fuarlarına ya da bienallere denk getirmeye çalışıyoruz. Zaten son yıllardaki yurt dışı seyahatlerimizin tümü kaçınılmaz biçimde sanat odaklı gerçekleşiyor. 

Hiba Aizouq, Kader Genç

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz? 

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışımızı değiştirmedi ancak özellikle pandemi döneminde sanat dünyası ile bağlantımızı sürdürebilmemizi sağladı. Müzelerin kapandığı, fuarların ertelendiği, galerilerin çalışma gün ve saatlerinin kısıtlandığı bu dönemde dijital sergi ve müzayedeler, Skype, Zoom ve benzeri platformlar iletişim eksikliğini bir ölçüde de olsa telafi etmiş oldu. Bu çerçevede, Kolekta da dahil olmak üzere, çeşitli yerli ve yabancı sanat sitelerini düzenli olarak izliyoruz. Ancak görece eski nesil koleksiyonerler olarak henüz online sanat alışverişine ısınma dönemindeyiz diyebilirim. 

Bubi, Zuhal Baysar, Ahmet Güneştekin

“Bizi motive eden en önemli etken, bu vesileyle katılma fırsatı bulduğumuz sosyal ortam” 

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli? 

Az önce de değindiğim gibi, koleksiyon konusunda bizi motive eden en önemli etken, bu vesileyle katılma fırsatı bulduğumuz sosyal ortam. Sanatçı da doğal olarak bu ortamın en önemli oyuncusu. Koleksiyonumuza dahil etmeyi düşündüğümüz bir eserin sanatçısı ile tanışmanın ise gerek o eserin yaratılmasına temel oluşturan duygu ve düşünceleri birinci elden dinlemek, gerekse ileriki süreçte o sanatçı ile olası iş birliğimizin ölçüsüne karar vermek açısından son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. 

Hakan Esmer

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz? 

Çoğu Ankaralı koleksiyoner gibi biz de Adnan Turani, İbrahim Balaban, Kayıhan Keskinok, Mustafa Ayaz gibi Ankara özelinde Türk sanat tarihine adını yazdırmış sanatçıların eserleri ile başladık. Zaman içinde sanatla ve sanat çevreleriyle daha fazla iletişim kurdukça ve okuyarak, gezerek, görerek bilgimizi pekiştirdikçe, kendimizde o güvenli limandan ayrılıp açık denizlere yelken açma, yani kariyerlerinin başında ya da ortasında olan ve yaşı bizden genç, hatta çok daha genç sanatçıların eserlerini toplama cesaretini bulduk. Zevklerimiz de buna paralel olarak daha klasikten yeniye, modernden çağdaşa doğru gelişti.

O dönemde online mecralar henüz yaygınlaşmadığından, sanat ortamındaki gelişmeleri ancak galeri, fuar ya da basılı yayınlardan takip edebiliyordunuz. Son 10 -12 yılda sanat dünyasını etkileyen en önemli atılım bu konuda oldu sanırım. 

Yalçın Gökçebağ, Fatih Karakaş, Deyan Valkov

Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi? 

Koleksiyonumuza son dahil olan eser, Yeliz Selvi’nin Ankara Cermodern’deki sergisinden aldığımız “Tek mi Çift mi Hiç mi?” adlı tuval üzeri akrilik tablo oldu. Urfa Harran Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Yeliz Hanım’ı 2019’da yine Cermodern’de açılan sergisinde tanımış, o zaman da bir eserini almıştık. Desen tadında yaptığı büyük boyutlu resimlerinde anlattığı öykünün gerisinde yatan entelektüel birikim ve detayları tuvale aktarmada gösterdiği özen ilgimizi çekmeye devam ediyor.    

“Koleksiyonun gün ışığına ihtiyacı olduğunun bilincindeyiz” 

Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler? 

Sahip olduğumuz eserleri sadece kendimize ve yakın dostlarımıza saklamanın son derece bencilce ve eserleri yaratan sanatçılara karşı büyük haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda, koleksiyonun gün ışığına ihtiyacı olduğunun bilincindeyiz. Bugüne kadar birkaç sergiye ödünç eser vermekten öte henüz bir koleksiyon sergisi düzenlemedik. Geçmişte bu yönde bir öneri olmuştu ve biz o zaman koleksiyonumuzun sergilenmek için yeteri kadar olgunlaşmadığını düşünerek reddetmiştik. Önümüzdeki dönemde bunu yeniden gündemimize almayı planlıyoruz. 

Alp Erdem Öz

Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak sanatçılar önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz? 

Ali Şentürk, Ayça Telgeren, Beyza Boynudelik, Duygu Aydoğan, Erdal Duman, Fırat Engin, Genco Gülan, Malik Bulut, Kader Genç, Metin Kalkızoğlu, Ramazan Can ve Tarık Töre. 

Son dönemde takip ettiğiniz sanatçılar kimler? 

Koleksiyonumuzda eseri bulunan tüm sanatçıları takip etmeye çalışıyoruz. Bunun yanı sıra özellikle yükselen genç sanatçıların kariyer gelişimlerini de elimizden geldiğince izlemeye çaba gösteriyoruz. 

Dione Roach

“Her insan günü geldiğinde sanatın iyileştirici gücüne ihtiyaç duyacaktır” 

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu? 

Öncelikle tüm gençlere, meslekleri ya da birincil ilgi alanları ne olursa olsun, sanatla mutlaka ilgilenmelerini öneriyorum. İnsanı diğer canlılardan ayıran, onu yücelten, benzersiz kılan yaratıcılık olgusunun iki bileşeninden biri bilim ise diğeri sanattır. Her insan günü geldiğinde sanatın iyileştirici gücüne ihtiyaç duyacaktır.

Koleksiyon yapmaya karar veren gençlere birincil tavsiyem, eser satın almaya başlamadan önce kendilerini eğitmeleri, gözlerini terbiye etmeleridir. Bunun yolu bol bol okuyarak en azından sanat tarihinin temellerini, sanat akımlarının belli başlı özelliklerini öğrenmek, Türkiye ve dünya sanatını tanımaya çalışmak, ulaşabildikleri tüm müze, galeri ve sanat fuarlarını gezerek sanat eserlerinin karşısında zaman harcamaktan geçer. 

Sertap Yeğin, Behzat Feyzullah, Fatih Karakaş

Ayrıca yakın zamanlı başka projeleriniz varsa sizden dinlemek isteriz. 

Klasik anlamda sanat eserlerinin yanı sıra 2018 yılı başında bazı sanatçı dostlarımızın önerisiyle giriştiğimiz ve o günlerden bu yana gelişmeye devam eden bir baret koleksiyonumuz var. İnşaatlarda, madenlerde, fabrikalarda, petrol sahalarında kullanılan koruyucu baretleri serbestçe, diledikleri şekilde tasarlayıp sanat eseri hâline getiren 140 değişik sanatçının heykelden seramiğe, kolajdan asamblaja, fotoğraftan neona 150’ye yakın eserini 21 Aralık 2018 – 11 Mart 2019 tarihleri arasında Ankara Cermodern’de, 13 – 17 Mart 2019 tarihlerinde ArtAnkara fuarında özel bölümde, 29 Kasım 2019 – 5 Ocak 2020 tarihlerinde ise Nevşehir Avanos’taki Güray Müze’de “Deus Ex Machina” başlığı altında sergiledik. Pandemi sonrası koleksiyonumuzu bu kez İstanbullu sanatseverlerin beğenisine sunmak üzere uygun sergi mekânı arayışlarımız devam etmekte.

Atılgan Bayar
Baret sergisinden bir bölüm, Güray Müze, Avanos
Behzat Feyzullah
Belma Ersu
Deyan Valkov, Emre Lüle
Ekrem Kadak, Asaf Erdemli
Erhan Lanpir
Pelin Özgöçen
Raşit Altun
Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.