Fuat Pamukçu: “Koleksiyonumdaki eserlerin tamamıyla şahsi bir bağım var”

DFDS Başkan Yardımcısı ve GYİAD Başkanı, koleksiyoner Fuat Pamukçu ile koleksiyonunun omurgasını oluşturan temalar, takip ettiği sanatçılar, eserlerle kurduğu bağ, dijitalleşmenin getirdiği erişilebilirlik ve genç koleksiyonerlere tavsiyeleri üzerine konuştuk. 

Röportaj: Burcu Dimili 

Sanata dair hatırladığınız ilk anınız nedir? Sanatla nasıl tanıştınız?

Küçüklüğümden kalan hatıraları hatırlamaya çalışıyorum. İlkokul zamanlarımdan aklımda kalan, her pazar buluştuğumuz aile evimiz ve rahmetli anneannem ve dedemin evindeki öğlen yemekleri. Bunların bazılarından sonra anneannem ile arkadaşları konken oynarlardı, arkadaşlarından bir tanesi gerçekten de hayatta tanıyabileceğiniz en şeker insanlardan biri olan Ayten Doğançay’dı. Zaman zaman rahmetli Adil Doğançay ve rahmetli Burhan Doğançay’ın eserleri konuşulur, evde asılı olan tablolarından bahsedilirdi. Tabii ki çok küçük olmam sebebiyle bu hatıralar bende çok flu.

İlkokula başlamamla birlikte Selda Asal’dan ahşap işlemeciliği, heykel ve resim dersleri aldığımı hatırlıyorum. Selda Asal’ın oğlu Berk ilkokuldan sınıf arkadaşımdı. İlkokul sonrasında Robert Koleji günlerinde tabii ki sanat ve müzik dersleri başladı ama asıl merakımın arttığı yıllar lise yıllarım oldu. Lisede fotoğrafçılık dersleri almaya başlamamla birlikte özellikle siyah beyaz fotoğraflar ve fotoğraf çekimleri, karanlık oda, banyo teknikleri ile tanıştım ve sanat merakım her geçen gün artmaya başladı. Robert’teki son senemde ve Northwestern’da fotoğrafçılık dersleri almıştım, sanata da bir ilgim vardı. Ama özellikle üniversitenin son senesinden itibaren seyahatlerim arttıkça müze, sergi, galeri ve bienallere gitmeye başladıkça sanata olan ilgimin çok arttığını söyleyebilirim.

Ara Güler, İzzet Keribar

Koleksiyonerlik serüveniniz ne zaman ve nasıl başladı?

Ortaokul, lise ve üniversiteyi çeşitli burslarla ve çalışarak okuyan birisiyim. Açıkçası bu yüzden sanat ile ilgili alım yapma şansım, iş hayatına atıldıktan sonra başladı. Lisede ve üniversitede çok sayıda fotoğraf çekiyordum bir yandan da ufak heykeller, resimler ve farklı tekniklerin olduğu eserler yapmaya çalışıyordum. Bunların bir kısmı evdeki koleksiyonumda, bir kısmı arşivlerimde yer alıyor. 2010 yılında bir New York seyahati sırasında Jack Shainman Gallery’den Salvador Dali’nin iki tane sürrealist resim reprodüksiyonu ile L’Art d’Aimer imzalı kitabını almıştım.

Burhan Doğançay
Burhan Doğançay

İlk aldığınız eser hangisiydi? Eserde sizi yakalayan şey neydi?

İlk aldığım eserler Salvador Dali reprodüksiyonları ve L’Art D’aimer kitabıydı. Açıkçası Salvador Dali’nin sürrealist bakış açısı ve L’Art D’aimer’deki insan ve at formları çok hoşuma gitmişti. Alırken aynı zamanda çok sayıda Dali reprodüksiyonu ve sahtesi olduğunu biliyordum ancak yine de bakmaktan keyif alacağım ve sevdiğim eserlerin edisyonlarından alma fikri hoşuma gidiyordu. Yıllar sonra Figueres’daki Dali Müzesi’ni ziyaret etme fırsatım olduğunda da çok etkilenmiştim.

Arslan Sükan, Ara Güler, İzzet Keribar

“Koleksiyonumun ana çıkış noktası ve teması fotoğraf ve deniz” 

Koleksiyonerliğinizin arkasındaki ana motivasyon nedir? Koleksiyonunuzu oluştururken ve eser alırken nelere dikkat ediyorsunuz?

2010 yılı üzerinden çok zaman geçti, mevcut koleksiyon eklenen ve çıkanlar ile birlikte aslında bunca zaman alınanların bir kısmını içeriyor. Koleksiyonumun ana çıkış noktası ve teması fotoğraf ve deniz. Lisede başladığım siyah beyaz fotoğrafçılık eğitiminin vermiş olduğu etkiler ile deniz merakımın birleşmiş olması koleksiyonum içinde siyah beyaz deniz fotoğraflarının öne çıkmasını sağladı diyebiliriz. Şu anda koleksiyon içerisinde deniz teması dışında eserler de yer alıyor ama özellikle kendi alanımda sürekli baktığım, yaşadığım yerlerde bu deniz koleksiyonundan eserler bulunuyor. Eserlerin alımı sırasında en çok dikkat ettiğim konular, genel deniz temasına uyum, sanatçıların geçmişleri ve günümüz sanatçılarının hayatları, mümkünse onlarla tanışmak ve sanat ile hayat gibi konularda bakış açılarını öğrenmek.

İzzet Keribar, Ara Güler

“Koleksiyonumdaki eserlerin tamamıyla şahsi bir bağım var 

Koleksiyonunuzda kaç eser yer alıyor? Seçkinizde hangi isimler var? Eserlerin dağılımı evin bölümlerine göre nasıl konumlanıyor? Örneğin salonunuzda, çalışma odanızda, yatak odanızda ya da çocuk odalarınızda hangi eserler yer alıyor?

Koleksiyonun tamamında yaklaşık 50 eser yer alıyor. Bunların 25 tanesi deniz koleksiyonunda, diğerleri ise genel koleksiyonda bulunuyor. Odağını denizin oluşturduğu koleksiyonda şu anda Ara Güler, İzzet Keribar, Arslan Sukan, Ali Taptik, Cemil Batur Gökçeer, Murat Germen, Ardan Özmenoğlu, Doğan Demir, Abidin Dino, Gültekin Çizgen ve Sabit Kalkagil gibi sanatçıların fotoğraf, dijital baskı, resim, tuval gibi farklı disiplinlerden eserleri yer alıyor. Koleksiyonun kalanı, biraz da aileden gelen Burhan Doğançay yakınlığı ve fotoğraf, dijital, soyut, modern çalışmalara olan ilgimden geliyor. Biraz da deniz tutkusu sebebiyle, tarihi haritalar ve denizcilikle ilgili tarihi evrakları içeriyor. Doğançay’ın farklı kolaj, resim ve poster çalışmaları, Devrim Erbil ve Adnan Çoker’in eserleri var. Mamut’un genç sanatçılara katkısını çok beğeniyorum, daha önce Batuhan Keskiner, geçen sene Bora Aşık, bu sene Doğan Demir’in fotoğraflarını aldım ve Artweeks’ten aldığım Ali Bilge Akkaya’nın siyah beyaz bir fotoğrafı, Hüseyin Aksoy’un bir çalışması var. Othmar Pferschy’nin 1930’lardan olan bir siyah beyaz İstanbul fotoğrafı var. Ayrıca sevdiğim mimari fotoğraf işleri olan Tom Rossiter’un Ayasofya çekimi bulunuyor, siyah beyaz fotoğraflarda Reka Nyari’nin nü çekimleri ve Fischer Cherry’nin sosyal medya içerikli bir yağlı boya otoportresi var. Koleksiyonumdaki eserlerin tamamıyla şahsi bir bağım var.

Deniz koleksiyonunu olabildiğince birlikte sergilemeye özen gösteriyorum. Özellikle siyah beyaz eski dönem fotoğraflar ile günümüz modern sanatçılarının eserlerini yan yana sergilemek ve iki tarzın farklılığını ortaya koymak hoşuma gidiyor. Başucumda Abidin Dino’nun Güney Fransa döneminden kalma bir deniz ve dalgakıran resmi var. Onun dışındaki eserlerin büyük olanları aile salonunda, Doğançay’larım evdeki ofisimde, bir kısım eser de şirketteki ofisimde sergileniyor.

Cemil Batur Gökçeer

Bu eserlerden sizin için özel bir hikâyesi olan varsa anlatabilir misiniz?

Aslında koleksiyondaki işlerin tamamında kişisel bağlantılar var ama ben içlerinden özellikle birkaç tanesi hakkında kısa bilgi vermek isterim.

Fotoğraf olması sebebiyle ilk bahsedeceğim, Ali Taptık’ın yanılmıyorsam Haydarpaşa Limanı’nda çekilmiş “Kaza ve Kader” isimli fotoğrafı. Türkiye’de ilk çalışmaya başladığım ofisim Salacak’taydı. İşten sıkılınca yürüdüğüm yerdi Haydarpaşa ve açıkçası Ali Bey’in çektiği bu gemi veya benzerlerini o kadar çok gördüm ki bu yüzden fotoğrafı koleksiyonuma eklemek istedim. Ali Bey ile tanışma fırsatım olmadı ama işlerini takip ediyorum, günümüz fotoğrafçıları içerisinde işlerini en çok beğendiklerimden biri kendisi. Bu eseri de tek edisyon ve Paris’te basıldı – Louis Vuitton’un Paris’teki sergisinde girişte asılıydı.

Bunlardan ikincisi Ardan Özmenoğlu’nun “Bahşiş Kutusu” isimli post-it üzerine baskısı. Ardan’ın işleri bence genel olarak inanılmaz Türkiye kokuyor ve kendimden o kadar çok şey görüyorum ki. Ben de ülkesini çok seven birisi olarak Ardan’ın çalışmalarını gerçekten çok beğeniyorum. Bu eserinde balıkçı tezgahında çalışan 3 gencin fotoğrafını basmış ve boyamıştı. Arkasında Atatürk resmi, “Ayetel Kürsi” duası ve nazar boncuğu vardı. Her anlamıyla bir Türkiye manzarası olması sebebiyle çok beğeniyorum.

Murat Germen bunlardan sonuncusu ve belki de koleksiyona son katılanlardan. Ferda Art Platform’da -bence müzelik bir iş olan- “Feyezan/Overflow” sergisini ziyaret ederken kendisi ile tanıştım. Daha önceden kendisi ve geçmişi hakkında biraz fikrim vardı ama tanıştıktan sonra düşüncelerinin, anlattıklarının, yaptığı hocalığın ne kadar kıymetli olduğunu anladım. Muta-morphosis serisinden çalışmaları Londra Canary Wharf koleksiyonuna eklendi. Londra’da kaldığım 2,5 sene boyunca fotoğrafında yer alan binada çalışmış olmam sanatçının Londra liman fotoğrafıyla aramda kişisel bir bağ oluşturdu.

Murat Germen

Koleksiyonunuzu özetlemeniz gerekse nasıl anlatırdınız? Topladığınız belirli bir sanat türü var mı?

Evet özetle, koleksiyon ikiye bölünmüş durumda. Ana hatları oluşturan deniz teması ile farklı tekniklerde fotoğraflar ve resimler var. Onun dışında kişisel bağların oluştuğu ve alınan, eklenen eserler de yer alıyor. Ağırlık fotoğraf üzerine kurgulanmış durumda ama farklı resim ve portreler de eklenebiliyor.

Evinizde sergilediğiniz eserlerin yerini sık sık değiştiriyor musunuz? Aldığınız eserlerle ne kadar süre birlikte yaşıyorsunuz ve ne sıklıkla ev-depo ya da odalar arası yerini değiştiriyorsunuz?

Açıkçası hayır, genelde çok zor karar verebilen birisiyim birçok konuda. Eserlerin aylarca, yıllarca duvarlara asılmadan durduğunu görebilirsiniz. Ama asmaya karar verdikten sonra da yerlerini değiştirmek çok hoşuma gitmiyor. Belki bazı büyük ebatlı olanların yerlerini değiştirmek zor olduğu için de böyle olabilir.

Ara Güler
Ara Güler
Ara Güler

“Benim için önemli kısımlardan bir tanesi de insanlarla olan diyaloğum”

Koleksiyonunuzu oluştururken profesyonel destek alıyor musunuz? Ya da yakın çevrenizde görüşlerine saygı duyduğunuz, fikrini aldığınız birileri var mı?

Açıkçası benim için önemli kısımlardan bir tanesi de insanlarla olan diyaloğum. Mesela profesyonel olarak akıl danıştığım sevgili Emirhan Elkorek, çok yakın arkadaşım aynı zamanda. Koleksiyonun oluşumundaki en önemli kısım bir eserle ilgili konuşmak, farklı görüş ayrılılıklarını anlamak, bir bakıma eserlerle ilgili fikir teatisi yapabilmek ve bunun getirdiği mutluluk. Bazı eserleri pas geçelim, bazılarını ekleyelim, bazıları daha büyük olmalı, bu işlerden çok edisyon var, başka tarafa yönelelim gibi detayları konuştuğumuz çok keyifli bir süreç. Ben tüm genç koleksiyonerlere bu şekilde fikir alışverişi yapabilecekleri arkadaş, mentor, yoldaşlar edinmelerini tavsiye ediyorum.

Bunların yanı sıra tabii ki elinizdeki tüm kaynaklardan takip etmek önemli. Eskiden galeri gezmek, müzayedeye katılmak, sanatçılarla tanışmak kadar; günümüzde online mecraları ve sanatçıların sosyal medya paylaşımlarını takip etmek, internet üzerinden videoları ve makaleleri okumak, Covid sebebiyle internet üzerinden yapılan fuar ve online gösterimlere katılmak önemli oldu. 

Sabit Kalfagil

Satın aldığınız sanat eserlerini nereden buluyorsunuz ve hangi eserleri alacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?

Aslında eser alımı sırasında bende özellikle kişisel bir bağ uyandırması, medium’un ne olduğu, koleksiyona uygunluğu gibi özellikler bir kenara eğer sanatçı yaşıyorsa kendisiyle tanışmak, fikirlerini anlamak ve dünya vizyonunu paylaşmak, anlamaya çalışmayı önemli buluyorum. Kitapları varsa onları incelemek çok keyif veriyor. Emirhan’la koleksiyona uyumu, fiyatı, edisyon sayısı ve gelecek beklentilerini değerlendirmek de karar sürecimin bir parçası.

Hangi galerileri, fuarları ya da platformları takip ediyorsunuz?

Seyahat edebildiğimiz dönemlerde, İstanbul, New York, Londra, Berlin, Basel gibi şehirlerdeki fuar ve galerileri yakından takip ediyorum. Onun yanı sıra Covid öncesi de baktığım ama özellikle Covid sonrası etkileşimimin çok arttığı Artsy, New York Times, Art Review, Artnews, Artforum, Frieze gibi çeşitli online mecraları inceliyorum. Sanatçıların sosyal medya hesaplarını daha çok takip ediyorum.

Üstteki Ara Güler, alttakiler İzzet Keribar
Üstteki Ara Güler, alttakiler İzzet Keribar

“Sanatçıların eserlerinin online sergilenmesi ve satılması bana gayet mantıklı geliyor”

Dijitalleşme koleksiyonerlik anlayışınızı değiştirdi mi? Bir eseri online mecrada görüp alım yapıyor musunuz?

Şu ana kadar aldığım birçok eseri fiziken görüp aldım ancak bir kısmını da tam anlamıyla online olmasa da Facetime video ile veya fotoğraflarını görüp almış olmam sebebiyle açıkçası sanatçıların eserlerinin online sergilenmesi ve satılması bana gayet mantıklı geliyor. Zaten müzayede alımlarında da birçok alıcı, fiziken orada bulunmuyor, sanatçıyı ve işlerini bildiği için o kanaldan alım yapıyor. Şu ana kadar online platformlardan direkt almadım ama almayı hedefliyorum. Kolekta röportajım ile aslında platformu daha çok inceleme fırsatım oldu, online’da gördüğüm iki eserle ilgilenmeye başladım. Nihat Kemankaşlı’nın bir eserini bu vesileyle satın aldım.

Batuhan Keskiner
Batuhan Keskiner

Eserin ardındaki sanatçıyla tanışmak sizin için ne kadar önemli?

Sanatçının vizyonunu, geçmişini ve bakış açısını öğrenmek, eserlerini yaparken üretim sürecinin deneyimlenmesi veya bununla ilgili bilgileri paylaşması bence önemli ama zorunlu değil. Sonuçta çok sayıda beğendiğiniz eser olabilir ama birisi hakkında bilgi edinmek için illa ki onunla tanışmanıza gerek olmadığını düşünmüyorum. Picasso ile tanışmadım ama tüm eserlerini çok beğeniyorum mesela.

“Bence sanat dünyasındaki en büyük değişim koleksiyonların, eserlerin ve sanatçıların dijital ortamda erişilebilir olması” 

Koleksiyonerliğe başladığınızdan beri zevkleriniz nasıl değişti? Sanat bilginiz nasıl gelişti ve güçlendi? Ayrıca o dönemden şimdiye sanat dünyasında nelerin değiştiğini düşünüyorsunuz?

Kişisel zevk meselesi zaten statik bir konu değil, tamamıyle dinamik bir durum. Her baktığınız sanatçı, eser, fuar veya galeride yeni bir şey görüyorsunuz ve sizi farklı bir yere taşıyor. Tabii ki okudukça ve zamanla, tecrübe ve bilginiz de artıyor ama bence sanat dünyasındaki en büyük değişim koleksiyonların, eserlerin ve sanatçıların dijital ortamda erişilebilir olması. Erişimin artması mantıken değerlerin düşmesini gerektirir, sonuçta herkesin erişebildiği dijital versiyonu olan bir şeyin bir posterden farkı az olmaya başlıyor ama sirkülasyondaki erişimin miktarı artıyor. Enteresan bir dönem açıkçası.

Reka Nyari
Reka Nyari

Son aldığınız eser bilgisini bizimle paylaşabilir misiniz? Bu eserde sizi yakalayan şey neydi?

En son Gültekin Çizgen’in 2 siyah beyaz fotoğrafını aldım. Çok önemli bir isim kendisi, Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Enstitüsü kurucu onur üyesi ve siyah beyaz fotoğraflarının koleksiyonumda Ara Güler ve İzzet Keribar ile birlikte yer almasını çok istediğim bir sanatçıydı.

Gültekin Çizgen

Koleksiyonunuzu sergilediğiniz zamanlar oluyor mu, bu konuda görüşleriniz neler?

Bugüne kadar sergilenmesi ile ilgili bir talep gelmedi, belki de çok bilinen bir koleksiyon olmaması sebebiyle ama böyle bir talep gelmesi durumunda sıcak bakarım.

Okuyuculara Kolekta üzerinden yakın takibe alınacak sanatçılar önermenizi istesek hangi isimleri söylersiniz?

Koleksiyonumdaki sanatçıların zaten isimlerini söylemiş oldum mesela Ali Bilge Akkaya, Batuhan Keskiner, Ardan Özmenoğlu. O sebeple kendi koleksiyonumda olmayan ama beğendiğim, Kolekta üzerinden erişilebilir birkaç isim iletmeyi daha uygun gördüm. Modernlerden Refik Anadol’un video heykellerini, Ahmet Duru’nun kara kalemlerini beğeniyorum. Gamze Taşdan’ın porselenleri çok hoşuma gidiyor. Ilgın Seymen’in dikkatimi çeken bazı eserleri Kolekta’da yer alıyor. Yine Belkıs Balpınar’ın bazı eserleri Kolekta sayfasında dikkatimi çekti.

Ali Bilge Akkaya

Son dönemde takip ettiğiniz sanatçılar kimler?

Mark Bradford eserleri hoşuma giden sanatçılardan. Sarah Anne Johnson’ın eserlerini takip ediyorum. Özellikle son dönemlerde kadın hareketinin dünya genelinde etkisinin artması ile birlikte, kadın sanatçıların eserlerine daha fazla ilgi duymaya başladım. Nicole Eisenman, Katherine Bernhardt, Faye Toogood bunlardan bazıları.

Tom Rossiter, Chicago ABD

Henüz hiç eser almamış birine ya da genç koleksiyonerlere tavsiyeleriniz ne olurdu? 

Daha çok sanatı anlama, yeni bilgiler öğrenme, sanatçıyı tanıma, tekniklerin farklarını incelemeye özen göstermelerini tavsiye ederdim.

Eski antika haritalar
Eski antika haritalar

Ayrıca yakın zamanlı başka projeleriniz varsa sizden dinlemek isteriz.

Mevcut koleksiyonumdaki hiçbir eser koleksiyona özel üretilmiş değil. Açıkçası bu husus benim koleksiyon ve sanata bakış açımda bir sonraki aşamayı içeriyor. Özellikle genç sanatçılara yönelik bir rezidans programı üzerinde çalışmaya başladım. Olması durumunda özellikle bu dönemde ilgimi çeken yeni bir koleksiyon teması düşünüyorum; sürdürülebilir yaşam, doğa ve teknoloji dengesi alanlarında yabancı veya Türk genç sanatçılarla birlikte bir çalışma planlama aşamasındayım. 2021 sonunda veya 2022  başında hayata geçirmeyi planlıyorum.

Devrim Erbil
Devrim Erbil
Sitemize giriş yaparak kişisel verileriniz, site kullanımınızı analiz etmek, sosyal medya özellikleri ve reklamları kişiselleştirmek amacıyla çerezler aracılığıyla işlenmektedir. Detaylı bilgi için Çerez Politikası Metni’ni okuyabilirsiniz. Anladım butonuna tıklayarak açık rıza beyanında bulunmuş olursunuz.